Geçen yılki 'One minute' krizinin ardından Başbakan Tayyip Erdoğan ve bakanların boykot ettiği Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nda Türkiye'yi tek başına temsil eden Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'a özel ilgi gösterildi. Havaalanından alınıp, yanına iki koruma verilen Yılmaz bile bu özel muameleye şaşırdı. CNBC-e'nin sorularını yanıtlayan Yılmaz, "Ben önceki yıllarda sıradan biri olarak geliyordum. Havaalanında işlerimi kendim görüyordum. Bu sene farklı oldu, havaalanında karşıladılar, iki koruma verdiler. Geçen sene neyse, bu yıl da aynı benim için. Ama bu yıl özel muameleyle karşı karşıyayım" dedi. Yılmaz, kamu sektöründen Türkiye'yi temsilen tek katılımcı olmasının işlerini zorlaştırmadığını kaydetti.
'IMF İLE BİR NOKTAYA GELİNDİ'
İki gündür katıldığı oturumlarda temkinli bir iyimserlik gördüğünü kaydeden Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü: "Son iki gündür girdiğim oturumlarda bir değerlendirme yapmamı isterseniz, tünelin ucundaki ışık güneşin ışığı. Aydınlığa doğru çıkıyoruz." Yılmaz, krizde bankalara herhangi bir garanti vermediğini hatırlatarak, Türkiye'nin Orta Vadeli Program'ı (OVP) için doldurdukça borç yükü konusunda diğer ülkelerden ayrışacağını kaydetti. Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yürütülen görüşmelere de değinen Yılmaz, içinde bulundukları görüşmelerin bugün itibariyle belli bir noktaya geldiğini belirterek, bu konuda nihai kararı siyasi otoritenin vereceğini söyledi. Yılmaz, Türkiye'nin IMF'ye neden ihtiyacı olduğunun sorulması üzerine de şu değerlendirmeyi yaptı: "Bugün Hazine'nin borç çevirme oranı yüzde 100 civarında ve bu biraz özel sektöre kalan fonlar üzerinde baskı yaratıyor. Dolayısıyla biz bu rasyoyu aşağı çekebilirsek, özel sektöre gidecek fonları artırabilirsek, yüzde 3.5 yerine yüzde 4.5 yüzde 5 büyüyebiliriz." Yılmaz ayrıca Türkiye'de doğru işler yapıldığı için TL'nin güçlenebileceğini belirtti.
IMF: TÜRKİYE İLE GÖRÜŞMELER SÜRECEK
IMF Birinci Başkan Yardımcısı John Lipsky, Türkiye ile stand-by anlaşması konusundaki görüşmelerin faydalı ve verimli geçtiğini söyledi. Davos'ta CNBC-e'ye konuşan Lipsky "Çok geniş kapsamlı görüşmelerimize devam ediyoruz. Özellikle bu yıl içerisinde düzenli görüşmeler sürecek, bizim Türkiye'de bir ekibimiz var" dedi. Türkiye'ye her zaman yardıma hazır olduklarını vurgulayan Lipsky "Ancak elbette bu karar Türk halkının kararı olacaktır" diye konuştu. Türkiye için en büyük risklerden birinin küresel ekonominin sendelemesi olacağını kaydeden Lipsky, krize karşı alınan önlemlerin kamu borçlarında artışa yol açtığını, Türkiye'nin de borcunun milli gelire oranında kötüleşme yaşandığını söyledi. Türkiye'nin kamu borcu/ milli gelir oranında yeniden istikrar ve iyileşme sağlamak için orta vadeli bir plan hazırladığını hatırlatan Lipsky "Gelişmiş ekonomilerde, bu uzun vadeli bir zorluk olacak" dedi.
