Akbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas üyesi Suzan Sabancı Dinçer, Financial Times gazetesinin '20 sorusu'nu yanıtlarken kariyerinin en gergin anını 2001 kriz öncesi yaşadığını, kendisini en çok babasının etkilediğini, halen Halide Edip'in hayat hikâyesini okuduğunu anlattı. Dinçer, "Türk bankacıları, başka yerlerde olduğu gibi haydutlar mı?" sorusuna "Hayır. Oldukça popüleriz. Türk bankaları güçlü durdu. Bizim için kurtarma operasyonları yapılmadı. Sektör, 2001 yılında dersini almıştı" diye yanıt verdi. Gazetenin, iş dünyasının önde gelenleriyle yaptığı '20 soruda' bölümünde yer alan Dinçer, 'işinizi 10 kelimede tanımlayın' sorusuna, "Türkiye'nin en iyi perakende bankasını daha da iyi yapan ekibin liderliğini yapmak" yanıtını verdi. Kişisel asistanının kendisini nasıl tanımlayacağının sorulması üzerine de Dinçer, asistanının bu tip şeyleri düşünecek zamanı olmadığını, çünkü çok çalıştığını kaydetti. Dinçer, 'Eşiniz, işinizi nasıl tanımlıyor' sorusuna da, "Çaba gerektiren ve emek isteyen. Ama ken§disinin işi de öyle. Birbirimizi anlıyoruz ve bana çok destek oluyor" dedi. Üç en iyi özelliğini, 'Disiplin, dinlemeyi ve ne zaman gülüneceğini bilmek' olarak tanımlayan Dinçer, en olumsuz özelliğinin ise, 'sonuçlar konusunda sabırsız olmak' olduğunu belirtti.
İyi anılmak istiyorum
FT'nin soruları ve Dinçer'in verdiği cevaplar şöyle: n Bulunduğunuz noktaya geleceğinizi biliyor muydunuz? Bu işte bir yerim olacağını biliyordum. Yönetim Kurulu Başkanı olabileceğimi anladığım zaman, bunu hak etmem gerektiğini de biliyordum. n Aile işinin iyi yanları nelerdir? Sadakat ve bağlılık. Aile şirketleri mevcut krizde dünya çapında kendilerini kanıtladılar. n Olumsuz yanları? Aile şirketleri fazlaca hiyerarşik olur. Ama tehlikeyi biliyorsanız, bununla başedebilirsiniz. Aile önemli ama biz bir kurumuz, bu anne-baba ilişkisi değil. n Nasıl anılmak istersiniz? Akbank ile işlerini büyüten, yeni evler alan, çocuklarının eğitimini sağlayan insanlar tarafından iyi anılmak istiyorum.