Laduree' nin hikayesi çok eskilere dayanıyor... Hüküm sürdüğü İkinci İmparatorluk dönemi ile birlikte Paris, büyük bir değişime uğruyor. Kafe ve restoranlar, giderek daha lüks ve ışıltılı mekânlara dönüşürken; Avrupa'nın en önemli şehirlerinden biri haline geliyor. Bu dönemde Parisli kadınlar da özgürleşmeye başlıyor. Louis-Ernest Ladurée'nin eşi Jeanne Souchard da ilhamını bu sosyal dönüşümden alarak, yepyeni bir fikri hayata geçiriyor ve Parisli kadınların kafelere gitmesinin hoş karşılanmadığı bu dönemde, Avrupa'da bir ilk olan "çay salonu" konseptini yaratıyor. Ladurée, ilk buluşma noktası oluyor. Dışı kıtır, içi ağızda eriyiveren, yuvarlak, yumuşak bir küçük pasta olan Ladurée makaronlarının hikayesi ise Louis Ernest Laduree'nin küçük kuzeni Pierre Desfontaines'in, 20.yüzyıl ortalarında iki makaronun arasına bir tür reçel olan ganaj kreması koyarak birleştirmeyi akıl etmesiyle başlıyor.