Türk müziğinin efsane ismi Erol Evgin, şarkılardan kazandığını tablolara yatırıyor. Evgin aynı zamanda Türkiye'nin en eski resim koleksiyonerlerinden biri. En ünlü ressamların da aralarında bulunduğu 150'den fazla resim, evinin duvarlarında asılı. Üstelik resme ilgisi sadece koleksiyonerlikle de sınırlı değil. Evgin, eline fırça ve palet alıp tuval üzerinde renklere de şarkı söyletiyor. Hatta 2001 krizinden sonraki dönemde müzik piyasası yavaşlayınca profesyonel olarak ressamlık bile yapmışlığı var. 2005 yılında açtığı 'Miras' isimli kişisel sergisinde görücüye çıkardığı 60 eserinden 30'u alıcı bulmuş. "Kriz sayesinde çok istediğim ressamlığı yapabildim" demiş Evgin 2005 yılında verdiği röportajlarda. Çok yönlü bir sanatçı anlayacağınız. Şarkıcılık dışında mimarlık, ressamlık, bestekârlık gibi yönleri de var. Ben de bu kez müzik değil sadece resim konuşmak üzere Kozyatağı'ndaki ofisinin yolunu tutuyorum. Ofisinin duvarlarında Neşe Erdok, Hasan Taşdemir gibi ressamlara ait tabloların dışında Evgin'in kendi yaptığı yağlı boya resimler de asılı. 2005 yılında açtığı sergiden kalan resimleri de ofisine ve evine getirmiş. Aslında bu resimler satılamayanlar değil, Evgin'in satmak istemedikleri. "Nasıl, o dönem sergiden iyi bir gelir elde ettiniz mi?" diye soruyorum. Fiyatları kendisinin belirlediğini söyleyen Erol Bey, "3-15 bin lira arasında fiyat koydum ve yarısı hemen satıldı" diye anlatıyor sergisinin başarısını. Üstelik resimlerini alanlar arasında Semahat Arsel ve Sabancı Ailesi gibi koleksiyonerler de var. Kısacası Türkiye'nin en iyi koleksiyonerlerinin evlerine sadece müziğiyle değil resimleriyle de girmeyi başarmış Evgin.
İLGİSİ AKADEMİDE BAŞLADI
Erol Evgin'in Türkiye'nin en eski koleksiyonerleri arasında olduğunu söyledim. 1970'li yıllarda, akademide okurken başlamış koleksiyon yapmaya. Elbette bunda hocalarının ve Güzel Sanatlar Fakültesi'ndeki arkadaşlarının payı büyük. Neşet Günal, Cemal Tollu gibi ressamlar Evgin'in hocalarıymış. Mehmet Güleryüz, Devrim Erbil, Özdemir Altan da yine akademiden tanıdığı diğer ünlü ressamlar.
MÜZAYEDELERE KATILMAM
Erol
Evgin'in ofisinde 2009 yapımı büyük ebatlı bir Neşe Erdok hemen dikkat çekiyor. Bu resmi çok yakın bir tarihte aldığını öğreniyorum. Neşe Erdok'un resimleri artık yüz binlerce liradan satılıyor. Evgin'e ne kadara aldığını soruyorum. Yanıtı: "Ben sanatçıyım. O kadar torpilim olsun. Bir resme yüz binler ödeyemem. Bu resmi de çok uygun bir fiyata aldım. Şimdi fiyatlar çok yüksek. Kolay kolay alınabilecek rakamlar değil. Onlar yani büyük ressamlar artık süper starlar. Çok büyük yıldızlar" diye anlatıyor. Bugüne kadar hiçbir müzayedeye katılmadığını da sohbetimiz sırasında öğreniyorum: "Rekabetle fiyatlar çok çıkıyor. Müzayedelerde çok iyi eserler var ama ben o kadar büyük rakamlar ödeyemem. Yine de müzayede kataloglarını inceliyorum. Hem elimdeki eserlerin değerlerini anlıyorum."
NAZLI ILICAK'TAN FİKRET MUALLA HEDİYESİ
Bırçok
sanatçıyla dost olması Erol Evgin'in resimleri uygun fiyatlara alabilmesine olanak sağlamış. Elbette bu kadar istekli olunca ressam dostları onu kırmamış. Sadece ressamlar değil kimi zaman başkaları da resim hediye etmiş. Örneğin Bulvar Gazetesi için bir fotoroman hazırlamasını isteyen Nazlı Ilıcak, işin karşılığı olarak Evgin'e bir Fikret Mualla tablosu hediye etmiş. "Tablonun bugünkü değerine baktığımızda yaptığım en pahalı işlerden biri diyebilirim" şeklinde yorum getiriyor Erol Bey.
KOLEKSİYONUNDA KİMLER VAR?
Evgin,
koleksiyonunu yaklaşık 40 yılda oluşturmuş. Kısa sürede astronomik rakamlar ödeyip koleksiyon yapanlara da itirazı var. "Koleksiyon zamana yayılmalı. Her bir resmin alınış hikâyesi olmalı. Tüm müzayedelere gidip resimleri almakla koleksiyoner olunmaz" diyor. Peki ama Evgin'in koleksiyonunda kimler mi var? Başta Nuri İyem olmak üzere, Fikret Mualla, Cevat Dereli, Neşe Erdok, Avni Arbaş, Ayhan Türker, Eren Eyüboğlu olmak üzerek pek çok ressamın eserlerine sahip. Hâlâ da eser almaya devam ediyor.