İş dünyasındaki başarıları kadar sanata verdiği destekle de adından söz ettiren Alarko Holding Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton, belli bir zümrenin tekelinden çıkıp sokağa yayılan sanatın artık farklı sorumluluklar gerektirdiğini söylüyor. "Türkiye'de sanat elitlerin tekelinden çıktı, sokağa yayılıyor. Bianeller ve sanat sponsorluklarının bunda etkisi büyük. Bugün Mardin'de berber dükkânlarında bile videolar gösteriliyor. Hayatımızın kalitesini yükseltmek için sanat gerekli. Sadece güzel koltuklarda oturup, marka çanta takmakla olmuyor. Kendimizin ne kadar küçük, dünyanınsa ne kadar büyük ve muhteşem olduğunu anlamanın bir yolu sanat" diyen Alaton, Aksanat ve İstanbul Contemporary'nin de danışma kurulunda aktif görev üstleniyor. Alaton, sanatı bir sosyal sorumluluk projesi olarak görüyor. Öyle ki sadece eser almakla kalmıyor, Türk sanatçıların uluslararası arenada daha sık yer edinebilmesi için de gerekli adımları atıyor. New York'taki New Museum'un Liderlik Kurulu'nda yer alan Alaton, "Benim bu kurulda olmam dünya sanat örgütünün gözünü Türkiye'ye çevirmesini sağladı. Yurtdışındaki küratörleri, sanatçıları, galeri sahiplerini Türkiye'ye davet ediyor, onları sanatçılarımızla tanıştırıyorum. Çok iyi bir halkla ilişkilerciyim. Kapıyı açarım ama o kapıdan geçip yeteneklerinizi göstermek size kalmış" sözleriyle sanat piyasasında üstlendiği aktif rolü özetliyor.
'ŞİDDETİ EVİME AL MAM'
Leyla Alaton'la Ortaköy'deki Alarko Holding binasında buluşuyoruz. Bir gün önce Art On Galeri'de Down sendromlu çocuklar yararına düzenlenen sergiden aldığı fotoğrafı büyük bir heyecanla gösteriyor hemen. Odasında hayranı olduğu Tayvanlı sanatçı Ed Pien'in bir eseri dışında Mor Çatı Müzayedesi'nden aldığı üç Mustafa Ayaz tablosu dikkat çekiyor. Koleksiyoner olmadığını, sadece desteklemek için eser aldığını sık sık dile getiren Alaton, daha çok kadın temalı eserlere ilgi gösterdiğini söylüyor: "Ben bir koleksiyoner değilim. Sahip olma dürtüm yok. Destek olmayı seviyorum. Ama şiddet gösteren, örneğin tecavüze uğramış kadın fotoğrafı bana göre değil. Sergisine gidip desteklesem de evimde o tarz eserlerle yaşamak istemiyorum." 'Minik' olarak nitelendirdiği koleksiyonu çağdaş eserlerden oluşuyor. Daha çok Selma Gürbüz, Şirin Neşat, Gülay Semercioğlu, Canan Bozbağ, Günseli Kato gibi sanatçıların eserleri yer alıyor.