Türkiye'de yıllardır ekonomi sayfaları bankaların yurtdışından aldığı 'sendikasyon' kredilerini ve ne kadar iyi borçlandığımızı yazar. Dünyada borçsuz ekonomi yok ama borç yerine tasarruf ile büyümenin çok daha önemli hale geldiği bir döneme girdik. Ambargo ve ticaret savaşlarının havada uçuştuğu garip bir dönemi yaşıyoruz son yıllarda.
Türkiye'nin tasarruf etmesi gerektiği de yıllardır herkesin ağzında. Ancak nihayet artık bu iş lafta kalmıyor. Son dönemde atılan adımlar sayesinde Bireysel Emeklilik ve fon yatırımlarındaki gelişim artık gözleri kamaştırmaya başladı.
22.3 milyar liralık Bireysel Emeklilik Fon'u özel sektörün en büyük miktarını yöneten Ak Portföy'ün Genel Müdürü Mehmet Ali Ersarı da dün bir basın toplantısında bu noktayı vurguladı. Yatırımcı artık fonlara kaymaya başladı. Fon büyüklüğü 245 milyar TL'ye ulaşmış durumda. Portföy yönetim şirketleri de fon büyüklüğünde yüzde 40'lık bir büyüme yakaladı.
Emeklilik Fonları Yönetiminde AvivaSA, Axa ve Allianz gibi global emeklilik şirketlerinin kurucusu olduğu toplam 58 emeklilik fonunu yönettiklerini söyleyen Ersarı'nın altını çizdiği bir konu var ki aslında işi özetliyor. Yatırımcıya 'katma değerli ürünleri' sunmak ve yatırımcının ürüne 'erişiminin kolaylaşması'. Yatırımcıya kızmak yerine alternatif sunup, hızlı ve kolay erişim sağlayınca tasarrufların nasıl aktığını da rahatlıkla görebiliyorsunuz.
Türkiye Elektronik Fon Dağıtım Platformu (TEFAS), mobil uygulamalar ve girişim sermayesi fonları yatırımcı için artık olmazsa olmaz özellikler haline geldi. Buna bir de pastanın üzerindeki çilek olarak robodanışmanlık eklenince yatırımcının gelmemesi mümkün değil. Şimdiye kadar yapılan kötü bir yemek ve sunum yapıp yatırımcının bu yemeği sevmesini beklemekti. Ersarı'nın şu sözleri gelecek hakkında da umut veriyor: "Geçtiğimiz yıldan itibaren başlayan dengelenme süreci ve atılan adımlar sayesinde Türkiye sermaye piyasalarının geleceğinin temelleri atılıyor. Sağlam temelleri olan iç piyasa ağırlıklı, yabancının payının azaldığı bir döneme doğru giriyoruz."