- Aynı ben...
- Çok önemli bir şey olabilir, çok istediğin ama sahip olamadığın bir şey olabilir, birini kaybedersin, üzülürsün, üzülmeyi de çok iyi beceririm ama hemen arkasından kahkahamı patlatırım (gülüyor). Kimse beni durduramaz.
- En son neyi boş verdiniz?
- Her gün bir sürü şeyi boş veriyorum. Dünya da artık boş vermek zorunda olduğumuz şeylerle doldu. Gerçekten devam edebilmek için, karanlığın içinde çok fazla debelenmemeyi öğrenmek gerekiyor. Hayatta her şey şahane olmak zorunda değil. Ama şunu da düşünmek lazım, hayat bana bugüne kadar şahane şeyler verdi mi? Verdi. Çok mutlu günlerim oldu mu? Oldu. Çoşkudan ve mutluluktan çatlayacak gibi hissettim mi? Hissettim. Hayat bana bir sürü güzel hediye verdi mi? Verdi. Kötü şeyler de olacak. Her şeyin pırıl pırıl olduğu bir dönem olmaz. Bunun da bir dengesi olacak. Hayatın kendisini kabullenişle ilgili bir şey bu benim için. Kötü bir şey geldiğinde biliyorum ki, üç gün sonra iyisi gelecek.
HAYATTA İŞİMDEN BAŞKA MOTİVASYONLARIM VAR
- Son filminiz Albüm'de hayatının en büyük amacı anne olmak olan bir kadını canlandırdınız... Sizin içinizde anne olmak için büyük bir coşku var mı?
- Tabii var. Her kadın gibi anne olmakla ilgili meraklarım var. Çocukluğumuzdan itibaren annemizden hep şunu duyarız ya, "Yavrum anne olunca anlarsın" Ne olduğunu anlamak istiyorum. Bebek yapan tüm arkadaşlarımın, "Ya keşke 10 yıl önce yapsaydım, hayatta hissettiğin hiçbir şeye benzemiyor" demesi beni meraklandırıyor... Merakın dışında da bir gün mutlaka anne olmak istiyorum.