O vefat etti diye Paralelciler bayram ediyor. Haber vereyim, o orada da hakkınızda şahidlik edecek.. Hem zaten o gün, din gününde mizan kurulduğunda kim ne yaptı ise ortaya dökülmeyecek mi. O günden kim kaçacak ki.
Karakaya hep mutfakta oldu, ben daha çok yazarlık yaptım. O zor günlerde her gün gelen yüzlerce haberle boğuşurdu. Yaşadıklarına isyan ederdi. Özellikle dindarlara yönelik tehditler ve hakaretler karşısında dik durdu, meydan okudu, eğilmedi.. Öfkesi, duyduğu acıya denk bir isyandı aslında. İsyanını bastırıp çıdam olmayı seçmedi. Daha sakin olmaz mısın diye sorduğumda, bana bir şeyhin öfkeli bir adamı mürit edinmesini ve onu sakinleştirmek için ağzına bakla almasını öğütlediğini, ama bir gün yaşadığı olaylar karşısında müridine "çıkart artık şu ağzındaki baklayı" dediğini anlatırdı.
Aslında özel hayatında çok sakin biri idi.. Ama "uysal koyun" yerine konulmak da istemiyordu. "Ensemize vurup lokmamızı almayı düşünmemeli birileri" diyordu. Bu anlamda Karahasanoğlu, ailesi ile ve Akit okuru ile birbirlerine benziyorlardı. Onun için yıllar süren uyumlu bir beraberlikleri oldu.
Hatırlamaya çalışıyorum da, aramızda yaşanan hiçbir kişisel sorun gelmiyor aklıma.
Aslında bugün yeni yılla ilgili bir yazı yazıyordum. Artık o daha sonraya kaldı.
O bir otel odasında Azrail'le buluşurken, ben de çok kolay uyuyan biri olmama rağmen Erzurum'da bir otel odasında zor bir gece geçirdim. Allah rahmet eylesin. Mekânını cennet eylesin. Allah taksiratını affetsin, Allah ailesine ve dostlarına sabr-ı celil nasib etsin. Hepimize hayırlı bir ömür ve hayırlı bir ölüm versin.
Abdurrahman Dilipak/Yeni Akit