Herkesin en büyük isteği yeni yılda daha sağlıklı, mutlu ve başarılı olmak.... Ama listenin en başındaki 'sağlık' kelimesi 7'den 70'e herkes için büyük önem taşıyor. 2010'da daha az doktor ve hastane yüzü görmek isteyen insanların Omega 3 tüketmesi gerektiğini söyleyen Beslenme ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya, sağlıklı diyetler hakkında bilgi verdi.
Sıhhatli beslenme ve hastalıklar arasındaki ilişki, 2010'lu yıllarda daha çok gündemde olacak gibi görünüyor. Nitekim ne zaman manava ve pazara gitseniz birbirinden alımlı meyve-sebzeler görüyorsunuz. Bir domates var kıpkırmızı, elmalar kocaman, çilekler portakal büyüklüğünde... Görünüş muhteşem ama yemeye kalktığınızda hiçbir şey anlamıyorsunuz. Piyasada GDO'lu mahsuller, bitkiler, hormonlu ve kimyasallı yiyecekler var.
GDO'lu mahsuller gibi hormonlu gıdaların da insan sağlığı üzerine uzun dönemdeki etkileri henüz bilinmiyor. Ancak artık çocuklarda ergenliğe geçiş sürecinin daha kısa olduğunu, tüm kanser türlerinin eskiye oranla daha sık görüldüğünü biliyoruz.
Dışarıdan bakarak hangi sebze hormonlu, hangisi GDO'lu bunu ayırmak çok mümkün değil! Ancak bazı küçük noktalara dikkat ederek alışverişlerimizi ona göre planlarsak, biraz daha sağlıklı beslenebiliriz. Öncelikle işe hangi sebze, hangi mevsimde yetişiyor onu öğrenerek başlayalım. Sebzemeyveyi mutlaka mevsiminde yemeye özen gösterelim.
Alışveriş sırasında sebzenin en iri en gösterişli olanlarını değil, irili-ufaklı farklı boyutlarda olanlarını, hatta üzerinde küçük sinekler uçuşanların alın. Üzerinde sinek uçuyorsa içinde böcek varsa bilin ki, kimyasal daha azdır.
Aldığınız domatesler bir türlü bozulmuyor, salatalıklar buzdolabında büyümeye devam ediyorsa, içine çok fazla miktarda hormon katılmış olabilir. Bu gibi yiyecekleri tüketmekten kaçının.
KOF OLMASIN
Aldığınız patlıcanların ve salatalıkların içi kof ve sünger gibi ise, çekirdeklerini göremiyorsanız hormonlu gıda olması daha muhtemel.
Mümkün olduğu kadar organik reyonlarından alışveriş etmeye çalışmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Reyonlardaki meyve-sebzeyi de mümkün olduğu kadar dikkatli seçmeye özen gösterin.
Fonksiyonel yani hiç işlem görmemiş doğal besinlerin uzun süreli ve sürekli kullanıldığında, hastalık önleyici ve hatta rahatsızlıkları tedavi edici olduğunu biliyoruz. Bu yüzden de sofranızdan bu tarz gıdaları eksik etmemenizde fayda vardır. Probiyotik süt, tahıllar bu tarz gıdalardandır.
GÜNDE BİR KEFİR!
Bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirmek için probiyotik yönden zengini gıdaları diyetinize eklemenizde fayda var. Özellikle probiyotik yönden sağlığınız için oldukça faydalı olan yoğurt, ayran ve kefir tüketiminizi artırmak iyi olacaktır. Günde en az bir kez kefir içmeniz size hastalıklardan korur.
BUNAMAYA OMEGA 3
Sağlığınız için Omega 3 büyük önem taşır. Omega 3'ü direkt balıktan alabileceğiniz gibi, Omega 3'le zenginleştirilmiş yem yiyen tavukların ürettiği yumurtaları da tüketmeniz faydalı olabilir. Omega 3'ü düzenli tüketmek başta kolesterol yüksekliği ve bunama gibi hastalıklara karşı koruyor.
SEBZELERDE BULUNAN DİYETSEL LİFLERİ ES GEÇMEK OLMAZ!
Obezite ile mücadelede fazla yağlı, fast-food türü yiyecekler ve şeker oranı yüksek olan besinlerden kaçınmak gerekiyor. Başta çocuklarımıza kurubaklagiller, ev yemekleri, taze sebze-meyve yeme alışkanlığının kazandırılmasının önemi büyük. Bununla birlikte egzersizin bir yaşam biçimi haline getirilmesi büyük önem taşıyacaktır.
Sofranızda yeşil yapraklı sebzelere daha fazla yer verin. Bununla birlikte yeşil yapraklı sebzelerde ve meyvelerde bulunan C ve E vitamininin de bağışıklık sistemimize olan katkılarını untmamak gerekir. Diyetsel lif de özellikle bu tür yiyeceklerde daha fazla bulunur. Bu da bizi başta kabızlık olmak üzere çeşitli bağırsak hastalıklarından korur.
BİTKİSEL STEROL ALIN!
Bir diğer fonksiyonel besine örnek, bitkisel sterollerdir. Bitkisel steroller bitkilerin hücre duvarında bulunur ve beslenme ile birlikte alınan kolesterolle yarışa girer. Bitkisel sterol tüketildiğinde kandaki kolesterol düşer. O nedenle bitkisel sterol eklenmiş yoğurtları ihmal etmeyin.
YENİ YILIN EN TEHLİKELİ BEŞ DİYETİNE SAKIN BULAŞMAYIN!
Bu yıl diyet yaparak sağlıklı kilo vermek istyenler, kendiniz için uygun rejimi seçmeden bu yazıyı okuyun. Bu beş diyet, ABD'de en dengesiz diyet olarak kabul edildi. Türkiye'de de sıkça uygulanıyor aman dikkat!
Lahana Diyeti:
Bu diyet tamamen lahana çorbasının tüketimine dayanıyor. Bu diyet; karbonhidrat, vitamin ve mineral gibi vücudun düzgün işlemesi için gerekli en önemli maddelerin eksikliğine yol açıyor. Kesinlikle konsantrasyon zorluğu çeken ve baş dönmesi yaşayan bireyler tarafından uygulanmamalı uyarısı yapılıyor.
Greyfurt Diyeti:
Lahana çorbası diyeti gibi greyfurt diyeti de sadece tek bir besinin alınmasından kaynaklanan riskleri beraberinde taşıyor. Bu diyetlerde kilo kaybedilmesi çok normal çünkü vücuda hiçbir kalori girmiyor. Bu diyet aynı zamanda sağlıklı olmak için gerekli besinlerden de vücudun mahrum kalmasına neden oluyor. Düşük kalori nedeniyle vücudun susuz kalması tehlikesi de ortaya çıkıyor. Bu diyetin biraz daha hafif varyasyonunda, istenilen her şeyin yenilebileceği ancak her öğünün sonunda en azı yarım greyfurtla bitirmeniz tavsiye ediliyor. Gerçekten buna inanıyor musunuz?
Aleluya Diyeti:
Bir rahip tarafından geliştirilen, bu rejim çiğ sebze ve meyve tüketimine ve portakal suyuna dayanıyor. Et ve süt ürünlerinin alımının tamamen yasak olduğu bu diyette, vitamin ve protein ihtiyacı hat safhaya çıkıyor. Bu rejim en dengesizler arasında yer almıyor ancak oldukça kısıtlayıcı.
Üzüm bağı detoks diyeti:
Sloganı '21 günde 10 kilo verin' olan bu diyet multivitamin kokteylleri ve çorbalar içeriyor. Bu diyeti yapanların güne mutlaka bir detoks içeceği ile başlamaları gerekiyor. Sadece akşam yemeğinde çorba içilebiliyor. Bu diyeti takip edenlerin vücudu o anda ihtiyacı olduğu bütün besinlerden mahrum kalmış oluyor. Normal yemeğe başladığınız andan itibaren ise verilen kilolar hemen geri alınıyor.
Elma sirkesi diyeti
Günde üç kaşık sirke içilmesini şart koşan bu rejim büyük bir risk taşıyor. Midede çok fazla asit birikmesine yol açıyor. Bu rejimin sonunda hastalanıp hiçbir şey yiyememe riski fazla.
(Derleyen: Zeynep Cermen)
* ÜNLÜLERİN GERÇEK İSİMLERİ
* ÜNLÜLERİN DOĞUM TARİHLERİ
* HANGİ ÜNLÜ NEREDE OTURUYOR?
* ÜNLÜLERİN İLK EVLİLİKLERİ
* ANA SAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ