Altının fiyatlarındaki dalgalanma, alım satım arasındaki farkı da açtı. Daha önce 3 ile 4 lira arasında değişen bu fiyat farkı, 1,754 gramlık çeyrek ziynet altında 10 liraya kadar çıktı. Bu rakam 3,508 gram olan yarım ziynet altın ile 7,216 gramlık Cumhuriyet Ata Lirasında 13 lira, 7,016 gramlık tam ziynet altında ise 21 lira olarak farklılık gösteriyor.
Konuyla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, Kapalıçarşı'da alım satım arasındaki fiyat farkı bir miktar düşük olsa da, dışındaki yerlerde farkın daha yüksek olduğunu söyledi.
Altında bu dönemde yoğun satışların yaşandığını belirten Yıldırımtürk, bunun sebebinin yatırımcıların nakit ihtiyacı olması ile "Fiyatlar çok yüksek, 100 liraya yaklaştı. Buradan gerileyebilir" diyen tüketicinin güvensizliği olduğunu kaydetti.
Türkiye'de uluslararası sertifikaya sahip 3 rafineri olmasına rağmen bunlardan sadece 2'sinin yoğun çalıştığını aktaran Yıldırımtürk, sözlerine şöyle devam etti:
"Buralar, esnaflar arasında 'takoz' diye tabir edilen ayarı belirsiz hurda altınları rafine etmek için mola ya da vade istiyor. Bu vade istemelerinden dolayı da fiyatlar farklı olmaya başladı. Tüketici, kendi isteği ile fiyat yükselişini kara dönüştürmek amacıyla yastık altındaki altınları piyasaya sürünce, rafineriler bunu hazırlamakta aciz kaldı. Dolayısıyla böyle bir fiyat farkı oluştu. Bunun da işletmelere, semtlerdeki kuyumculara yansılamaları bundan kaynaklandı."
"Merkezden uzaklaştıkça marjlar açılıp 10 liraya kadar çıkabiliyor"
Yıldırımtürk, vatandaşların çeyrek altın aldığı kuyumcuların, alım fiyatının, satış fiyatının 2 lira aşağısına olduğunu söylediğini, ancak bunun sadece söylem olarak kaldığını belirtti. Ancak işin asıl merkezi olan Kapalıçarşı'da çeyrek altında alım satım arasındaki fiyat farkının 3 lira olduğunu aktaran Yıldırımtürk, merkezden uzaklaşınca marjların açılıp 10 liraya kadar çıkabildiğini söyledi.
Aynı durumun dolarda da yaşandığını anlatan Yıldırımtürk, "Bu farkın gerekçesi, yoğun hurda dönüşümü ile bunun zamanında rafineri edilememesinden, talep eksikliğinden ve arz cephesinin geniş olmasından kaynaklanıyor" ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Ata Lirasının daha çok tasarruf amaçlı bir yatırım aracı olduğunu vurgulayan Yıldırımtürk, kar marjının düşük olduğunu ve daha hızlı hareket eden bir fiyatı olduğunu dile getirdi.
Bunun yanı sıra eski ya da yeni tarihli bir ayrımının da söz konusu olmadığını anlatan Yıldırımtürk, bu tür altınlar kullanılmadığı için herhangi bir aşınmanın söz konusu olmadığını belirterek, "Yani biz müşteriye verdiğimiz zaman bir sene sonra yine aynı şekilde getiriyor" dedi.
Ancak lira ziynette, aynı çeyrek ziynet altında olduğu gibi eski-yeni tarih farkı olduğunu, geri dönüşümde biraz gramaj eksikliği ve yıpranma yaşanabildiğini vurgulayan Yıldırımtürk, bu nedenle bu tür altınlarda daha sınırlı bir işlem hacmi olduğunu ifade ederek, "Mesela birisi getirip 50 tane Cumhuriyet Ata Lirası aldığı halde, 50 tane lira ziynet yani tam altın almıyor" şeklinde konuştu.
"Arz talep dengesi oluşursa, o zaman fiyatlar arasındaki marjlar biraz daha azalır"
Yıldırımtürk, altın alım satımındaki fiyat farkından etkilenmek istemeyen yatırımcının Cumhuriyet Ata Lirası almasının daha doğru olduğunu söyledi.
Gram altında da rafinerilerinin fark aldığını ve işletmelere de farklı fiyatlara satıldığını vurgulayan Yıldırımtürk, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Orada da aynı çeyrek altındaki gibi fazla fiyat farklılıkları oluşabiliyor. Çünkü işletmeler; 'Bu benim kendi adıma çıkardığım bir altın. Bunun ambalajı, sertifikası, kar marjı var' diyor ve gramında 10-15 lira farklılıklarla satıldığı yerler oluyor. Ama Kapalıçarşı'ya geldiğiniz zaman bu rakam 2-3 liraya düşüyor. Şimdi bir de çok fazla fiyat farklılıkları var. Bir günde altının onsunda 40 dolarlık gerileme olabildiği gibi, gramında da 2-3 liralık farklılıklar olabiliyor. O yüzden yatırımcıya biraz daha temkinli fiyat vermeye çalışıyoruz. Arz talep dengesi oluşursa, o zaman fiyatlar arasındaki marjlar biraz daha azalır."
