Refah Partisi'nin seçimlerden birinci çıkması, Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın DYP lideri Tansu Çiller ile kurdukları koalisyon hükumetinin başbakanı olmasıyla başlayan post modern darbe süreci, 28 Şubat 1997 tarihinde saat 15.10'da başlayan Milli Güvenlik Kurulu toplantısıyla "zirve" yaptı.
1000 YIL SÜRECEK DEMİŞLERDİ!
Dokuz saat süren toplantısından çıkan 18 madde tarihe kara bir not düştü. "1000 yıl sürecek" ancak 15 yıl sonra baş aktörlerinin gözaltınra alınmaya başladığı 28 Şubat Süreci, sadece siyasete değil ekonomi ve sosyal hayata da ağır darbe vurdu.
291 MİLYAR DOLAR ÇALINDI!
Meclis 28 Şubat Araştırma Komisyonu'nun yaptığı hesaplamalara göre 28 Şubat'ta milletin 291 milyar dolar parası çalındı
6 MİLYON İNSAN FİŞLENDİ
Türk ekonomisine 291 milyar dolara malolan darbe sürecinde bakkalından kebapçısına, öğretmeninden öğrencisine, ev hanımına kadar 6 milyon fişleme yapıldı. 28 Şubat Süreci'nde Genelkurmay İkinci Başkanı görevini yapan emekli Orgeneral Çevik Bir, Batı Çalışma Grubu'nun da (BÇG) fikir babasıydı.
28 Şubat sürecinin "Yaşzedeleri"
SAHNE SIRASI 'BEŞLİ ÇETE'NİN
O günlerde sahneye çıkan sivil apoletlilerden biri de sendika ve meslek birlikleri idi. Altılı olmalarına rağmen "5'li çete" olarak şöhret bulan bu yapıyı, TÜRK-İŞ Başkanı Bayram Meral, DİSK Başkanı Rıdvan Budak, TESK Başkanı Derviş Günday, TOBB Başkanı Fuat Miras, TİSK Başkanı Refik Baydur ile TÜSİAD oluşturuyordu. Ekonomi verileri hızla iyileşmiş, ülke itibar kazanmış, yatırım ve istihdam artmış, hükümet dev projeler yapacağını ilan etmiş, ancak en büyük payı alacak olan çete, aldıkları emir gereği bu gelişmelerden rahatsız olmuştu. Ayrıca düşen faizler ve "havuz sistemi" devleti hortumlamalarını engelliyordu.
ANADOLU SERMAYESİ ZARAR GÖRDÜ
Bu süreçte özellikle Anadolu sermayesi büyük zarar gördü. Darbe oldu, olacak manşetleri ile darbeye zemin hazırlanırken banka hortumlamaları, 8 yıllık kesintisiz eğitimle gerilen ülke 2001'deki büyük ekonomik krize sürüklendi.
28 Şubat darbesinin ekonomik açıdan perde arkası, Turgut Özal döneminde güçlenen ve giderek İstanbul'un bayisi olmaktan çıkıp kendisi üretmeye başlayan Anadolu sermayesinin gelişimini durdurmaktı ve Anadolu'nun cebinde birikmiş parayı almaktı. Ayrıca yüksek faizle KİT'lere ve devlete para satıp kolay kazanç sağlamak da İstanbul sermayesinin başlıca hedefiydi.
O İŞ ADAMLARI BİRER BİRER BANKA KURMA İZNİ ALDI
28 Şubat darbesiyle statükocu büyük sermaye istediklerini elde etti. Anadolu sermayesinin gelişimi bir süreliğine durduruldu, darbenin ardından yükselen bütçe açıkları faizleri hızla yükseltti. Necmettin Erbakan'ın başbakanlığındaki Refah-Yol Hükümeti'nin 1997'de darbeyle düşürülmesinin ardından, tüm o süreçte canla başla darbeyi destekleyen daha doğrusu darbeyi olduran iş adamları birer birer banka kurma izni aldı. Bu işadamlarının kredi alacak yeterliliği olmadığını, Hazine Müsteşarlığı bilmesine rağmen darbeyi destekledikleri için onlara banka sahibi olma izinleri verildi.
Anadolu sermayesinin teşvikleri kesilirken, generallerin kampanyalarıyla yeşil sermaye diye ürünlerine satış yasakları konup şirketleri birer birer kapatılırken, darbeyi destekleyenlerin işleri hızla gelişti.
MİLLİ GELİR GERİLEDİ!
Bütçe açığı hızla çoğaldı. Faiz ödemeleri arttı. Bütçe açığının milli gelire oranı 1997'de yüzde 7.6 seviyesindeyken, 1999'da 11.9, 2000'de 10.9 ve 2001'de 16.9'a yükseldi. Faiz ödemelerinin milli gelire oranı 1997'de yüzde 7.7 seviyesindeyken 1998'de 11.5, 1999'da 13.7, 2000'de 16.3, 2001'de 23.3 seviyesine yükseldi. Ve milli gelir 1997'de 194.1 milyar dolar tutarken 2001'de 180.3 milyar dolara geriledi.
TÜRKİYE 2001 KRİZİNE SÜRÜKLENDİ
Kısacası, 28 Şubat darbesinin ardından darbe destekçilerinin bankaların içini boşaltması ve yüksek bütçe açıkları nedeniyle milli gelir azaldı. Halkın refah seviyesi düştü. 28 Şubat darbesinin ardından yaşanan kamu maliyesi soygunu 2001 büyük krizine neden oldu
BANKA HORTUMLARI EKONOMİYİ BATIRDI
Milli gelirdeki azalmanın Türkiye'ye toplam maliyeti 93.3 milyar dolar.
Bütçe yolu ile ödenen faizin maliyeti 45.9 milyar dolar.
Banka kredi faizlerindeki artışların maliyeti 37.2 milyar dolar.
İç borç stokundaki artış 41.4 milyar dolar.
Dış borç stokundaki artış 27.2 milyar dolar.
Hortumlanan bankaların maliyeti 46 milyar $