1 Bankalara sunulan fazla fonlanma imkânı yavaş yavaş azaltılacak
2 Krizde repo piyasasında uzatılan vadeler yeniden kısalacak
3 İndirilen munzam karşılık oranları yeniden artırılacak
4 Politika faiz oranı olarak ilk etapta haftalık repo faizi kullanılacak
5 Gerekli olması halinde ihracat reeskont limitleri azaltılacak
Merkez Bankası (MB), günlerdir merakla beklenen çıkış stratejisini açıkladı. Çıkış stratejisi, krizde piyasaların rahatlatılması için atılan adımların nasıl geri çekileceğine yönelik yol haritası olacak. Aynı zamanda bankacılık ve finans sektöründe normalleşmeye başlaması açısından büyük önem taşıyor. MB, kriz boyunca politika faiz indirimlerinin yanında devreye birçok önlem sokmuştu. İşte piyasalarda para bolluğu yaratmayı amaçlayan o önlemler şunlardı: Döviz satım ihalelerine başlanmış, döviz depo işlemlerinde vade 3 aya çıkarılmış, yerli ve yabancı para zorunlu karışık oranları indirilmiş, ve ihracat reeskont limitleri artırılmıştı. MB, herhangi bir sıra ve zaman vermeden bu önlemleri çekileceğini açıklarken bunun çok kolay ve sade olacağına vurgu yaptı. Banka'dan yapılan açıklamada "MB'nin krizden çıkış stratejisi, diğer birçok merkez bankasına göre sade ve kolay olacak" denirken atılacak adımları şöyle sıralandı: "Stratejiye göre MB, likidite açığının belirgin şekilde azalması veya kredi koşullarının iyileşmesi halinde Türk Lirası zorunlu karşılık oranlarını artıracak. Kısa vadeli faiz oranları enflasyon görünümünü orta vadeli hedeflere uyumunu sağlama amacı doğrultusunda belirlemeye devam edecek. Yabancı para zorunlu karşılık oranlarını ölçülü ve kademeli olarak yükseltecek" MB, stratejisinin kademeli olarak yapılacağını özellikle vurguladı.
TEKNİK AYARLAMA 2 AŞAMADA
Strateji'de, Türk Lirası piyasasına ilişkin olarak sıralanan tedbirlerin bir bölümü krize yönelik geçici riskleri bertaraf etmeyi amaçlarken, diğer bölümünün ise krizin de etkisiyle ortaya çıkan daha kalıcı değişimleri yansıttığına dikkat çekildi. Piyasaların ihtiyacın üzerinde fonlanmasının, piyasadaki gecelik faiz oranlarının dalgalanmasını engellemeye yönelik, doğrudan kriz yönetimine ilişkin bir uygulama olduğunun ifade edildiği stratejide, çıkış stratejisi kapsamında öncelikli değerlendirilmesi gereken bir unsur olduğunun altı çizildi.