ONLARA KRİZ GELDİ
İlk mesele enflasyon... Medyadaki rantiye temsilcilerinin dün köşelerinde savundukları en önemli konulardan biriydi. "Kurdaki artışla enflasyon da hızla artacak. Bunun için faizi artırın" diyorlardı. Sanıyorum söz konusu arkadaşlar kendi portföylerinden kaybettikleri paralar nedeniyle verileri çok iyi takip edemiyor. Şöyle anlatalım: Türk Lirası yılbaşından sonra 1 dolar ve 1 eurodan oluşan döviz sepeti karşısında yüzde 10.7 değer kaybetti. Aynı dönemde enflasyon artışı yüzde 3.43 oldu. Üstelik ekonomide durgunluk da yok. Tam tersine söz konusu dönemde dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi oldu Türkiye. Yani "Talep yok, özel sektör kurdan kaynaklı maliyet artışını fiyatlara yansıtamıyor. İşler düzelince enflasyon artar" gibi bir bahane de geçersiz. Yaşananların tercümesi kur artışı ile enflasyon arasındaki geçişkenliğin azalmasıdır. Rekabet ve artan verimlilik kurdaki artışın tüketicinin alım gücünü doğrudan azaltmasına engel oluyor. İkincisi işsizlik... Türkiye, dünyada işsizlik oranları artarken istihdamını artıran ender ülkelerden biri. Nisan 2010'dan Nisan 2011'e işsizlik oranı 2.1 puan düşüşle yüzde 9.9'a geriledi ve tek haneyi gördü. Yaratılan 1.5 milyon kişilik istihdamla OECD içinde en hızlı istihdam artıran ülke olduk. İstihdam artışı; ihracatla büyüyen imalat sanayi, her yıl yeni bir rekor kıran turizm sektörü ve hammaddesi ağırlıklı olarak içeriye dayalı inşaattan kaynaklı. Dolayısıyla bu sektörlerde kur arttı diye istihdam kaybı değil, istihdam artışı olur. Aranızda "İstihdam kaybı yaşanır" diyebilecek bir kalem sahibi varsa çıksın... Dolayısıyla kriz halkın değil, para kaybeden lobinin krizidir.