DEVLET GIDA DENETİMİNİ ARTIRMALI
Son dönemde salamdan, sucuktan, suya kadar gıdayla ilgili birçok skandal ortaya çıktı. Toplumda da çok ciddi anlamda bir tepki oluştu bu konuda. Bunlar sizi nasıl etkiledi?
Bahsettiğim şirket politikalarından bir tanesi bu. Bizim lojistik merkezlerimizin hepsinde laboratuarlarımız var, hepsinde gıda mühendislerimiz var. Oraya gelen her ürünü, mutlaka spektlerine göre arkadaşlarımız inceler ve buradan giden numunelere göre ürünü teslim alırlar. Dolayısıyla biz o anlamda çok sıkıntı yaşamıyoruz. Rekabette bizi öne çıkaran unsurlar bunlar. Bizim mağazalarımızda bu tür ürünleri bulmanız mümkün değil çünkü iyi denetliyoruz. İnsanı, ürünü, üreticiyi iyi denetliyoruz. Yaptığımız anlaşmalarla üreticilerimizi kendi yerlerinde denetlettiriyoruz. Bunlar toplam kaliteyi ortaya çıkarıyor ve müşteri beklentisine de cevap verdiğimizi ortaya çıkarıyor.
Devletin bu alandaki denetiminde eksiklik buluyor musunuz?
Devletin biraz daha bu denetimleri sıklaştırması lazım, müeyyidelerinin de biraz daha ağır uygulanması lazım. Buna fırsat vermemesi, göz açtırmaması lazım. Son dönemde de görüyoruz, özellikle tarım müdürlükleri sıkı denetimler yapıyorlar. Artık ülke bu konuda biraz daha hassas hale geldi. Müşteriler de daha hassas hale geldi. Üç-dört yıl öncesine kadar bizim mağazalarımızda, ambalajında yoğurdu teşhir alanında sergilemeniz hiç kimsenin dikkatini çekmezdi veya kartonlarla yumurtayı mağaza içerisine yığdığınızda hiçbir müşteriden tepki almazdınız. Üç yıl öncesinden bahsediyorum, belki iki yıl öncesine kadar. Ama son dönemde bu bilinçlendirmeyle, şimdi bizim mağazalarımızda yumurtayı soğutmasız bir ortamda ortaya koyun, akşama kadar bir sürü müşteriden tepki alırsınız. Hatta bize kadar bir sürü e-mailler geliyor, şu mağazanıza gittim, yumurtayı açıkta satıyorsunuz diye mağazada yapılan bireysel hatalara hemen müşteri tepki gösteriyor. Bu halkın bilinçlenmesiyle ortaya çıkıyor. Bunu da sağlayan gerek medya, gerek sivil toplum kuruluşları, gerekse devletin bunla ilgili kuruluşları. Zaten böyle olması doğru, devletin her tarafı denetlemesi mümkün değil. Vatandaşın denetlemesi lazım ve tepki göstermesi lazım.
"BORSA YATIRIMCISI GÜNLÜK HAREKET EDİYOR"
Kiler Gıda'nın borsa performansını nasıl buluyorsunuz? Halka arzdan bugüne baktığınızda yatırımcınıza ne kazandırdınız?
Borsa maalesef bir şirketin direkt performansını yansıtmıyor. Yaşanan uluslar arası finans sıkıntıları, sermaye piyasalarından çıkan yurtdışı kaynaklı yatırımlarla birlikte epey bir sıkıntı yaşandı. Perakende sektörü de bundan nasibini aldı. Yüzde 50-60 düşen hisseler var. Bundan nasibini aldı ama orada neye göre hareket ediliyor, neye bakılıyor ben çok da fazla anlayamadım. Şirkette kötüye giden bir şey yok, büyümeye devam ediyor, yüzde 30 satışlarını artırıyor ama performansında aşağı gidiş var veya o seyirde büyümediğini görüyoruz. Burada sadece şirketin performansı, bilançoları veya büyümesinden ziyade yatırımcının biraz daha günlük hareket etmesinden kaynaklı Türkiye'de bir borsa var. Biraz daha sığ bir borsa. Biraz geriye gidiş var ama şirketten kaynaklı veya yönetimden kaynaklı bir durum olduğunu görmüyorum.
Yeni Türk Ticaret Kanunu ve sermaye piyasalarında yapılan yeni düzenlemelerin ne gibi etkileri oldu?
Bir takım kısıtlamalar, zorluklar geliyor, ticarette atacağınız adımı daha tedbirli atmanıza neden oluyor. Biraz bürokrasi de getiriyor. Fakat ben bunların doğru olduğunu düşünüyorum. Biz zaten kendimizi buna alıştırmış bir şirketiz. Halka arzdan önce, yıllardır bu tür hazırlıkları yapıyoruz. Şirketimizde bağımsız yönetim kurulu üyesi bu yasadan önce de vardı. Profesyonel yönetim kurulu üyeleriyle de, bağımsız yönetim kurulu üyeleriyle de çalışıyoruz zaten. İlk başta her firma için zorluklar, bürokratikmiş gibi gelecek işlemler olacaktır ama yavaş yavaş alışırlar. Şirketin disipline olması açısından çok doğru. Şirketin zararına olacak herhangi bir yasa değil bu.
İSLAMİ BURJUVAZİ TARTIŞMASI
Son dönemde İslami burjuva tartışması yaşanıyor. Özellikle son 10 yılda yeni bir sermaye kitlesinin geldiğini, geleneksel sermaye gruplarının yerini aldığına yönelik tartışmalar medyada yer buluyor. Siz bu tartışmalara nasıl bakıyorsunuz?
Türkiye'de farklı söylemler her şey için, her zaman olabilir. İki yıl önce Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yere göğe sığdıramayanlar bugün yerden yere vuruyorlar görüyoruz, şahit oluyoruz. Bu vatandaşın tepkisi veya söylemi değil. Bu birtakım göz önünde olmak isteyen, medyatik olmak isteyenlerin söylemleri diye ben görüyorum. Şu an Türkiye'de böyle bir sermaye değişimi yok. Biz yaşamıyoruz, görmüyoruz en azından. AK Parti hükümetinden önce de ticaret yapıyorduk, şimdi de ticaret yapıyoruz. Biz bu süreçte ticarette farklı bir davranış, algı görmedik. Daha iyi olan, bugünkü hükümet müteşebbisin, işadamının önünü açmak için çalışmalar yapıyor ve birlikte masaya oturuyor olması. Diyor ki, sen ne istiyorsun? Bunu herkese yapıyor ama. Bunu sivil toplum kuruluşlarında çalışan biri olarak söyleyebilirim, TÜSİAD'da da, MÜSİAD'da da görev aldım. Orada yapılan birlikte çalışma ile burada yapılan çalışma arasında bir fark olmadığını görüyorum. Her yere eşit bir davranış olduğu için Türkiye'de artık bastırılmış bir zümre yok. Herkesin önü açılıyor, herkese aynı şekilde davranılıyor. Geçmişte hiç hissiyatı dinlemeyen, talepleri dinlenmeyen bir kesimin, zümrenin artık talepleri dinleniyor. Zümre derken de farklı anlaşılmasın, Anadolu'da yetişen esnaftan, işadamından, üreticiden bahsediyorum. Anadolu'nun birçok şehrinde geçmişte olmayan sanayileşmeyi, ticareti görüyoruz. Bu hükümetin oradakileri kendi yanında görüp, karşısında görmeyip, onlarla birlikte Türkiye'deki ekonomiyi nasıl düzeltebileceğini görüşmesi, onlara danışması, fikirlerini almasından kaynaklanıyor. Bu da oradaki işadamına cesaret veriyor. Sıkıntımda kapısını çalabileceğim kendinde özgüven buluyor ve buna göre de yatırım yapıyor. Bunu da bir takım çevreler sermayenin el değiştirmesi olarak görüyor. Birinden alınmış, birine verilmiş bir sermaye yok ortada.
"28 ŞUBAT İÇİN MÜDAHİLLİK DÜŞÜNCEMİZ YOK"
28 Şubat süreciyle ilgili bir soruşturma devam ediyor. O dönemde siz bir sıkıntı yaşamış mıydınız? Listeler hazırlanıyordu, mütedeyyin kimliğiyle tanınan insanlar zor günler yaşadı, siz neler gördünüz?
28 Şubat sürecindeki, yeşil sermaye diye fişlenen firmalara bakarsanız, onların içinde kimlerin olduğunu görürsünüz. Maalesef, böyle kötü bir dönemi yaşadık, bütün ülke yaşadı, biz de yaşadık. O fişlemelerden biz de nasibimizi aldık. Elhamdülillah, gocunacağımız hiçbir şey yoktu bizim, bugün de yok.
Soruşturmaya müdahillik talebiniz olacak mı?
Yok, bizim müdahil olalım diye bir düşüncemiz yok. Aldığımız bir karar yok. Ama o dönemde bunun zorluklarını, Anadolu'dan gelip yeni iş hayatına atılan bir firma olarak bizler de yaşadık. İnşallah geri gelmez o günler.