Hafta sonu Bodrum'daydım; Fuga'da... Otelin 'kaçış' konseptine uygun olarak herkesten, her şeyden kaçtım ben de. Sevimsiz insanlardan, dedikodu yapanlardan, hayal kırıklığı yaratanlardan, işini yapmayanlardan, işine titizlenmeyenlerden, ne dersen de bir kulağından girip öbür kulağından çıkanlardan, yoranlardan, üzenlerden, bütün saçmalıklardan kaçtım. Ama sen ne kadar kaçarsan kaç; kaçtığın seni kovalar! Geldi beni buldu yine bütün kapanmayan hesaplar. Neyse, o kısmı boşverin siz... Şahane bir koya bakan, şahane bir iskelede, uzanmışım şezlonga; Tempo dergisi okuyorum... Sayfaları çevirdiğimde de, Deniz Seki ile ilgili tüm merak ettiklerim çıkıyor karşıma... Cezaevinde ne yapıyor, hayatına dair ne düşünüyor, yargılamada neler oluyor? Tempo muhabirleri benden önce davranmış tabii; Serdar-Serkan Seki kardeşler ve avukatlarıyla konuşmuşlar. Her gün kulaktan dolma bilgilerle onlarca haber okuyoruz Seki hakkında, onlarca haber yapıyoruz. 'Bari en yakınlarının ağzından yapalım şu işi' dedim ve okuduklarımı paylaşayım istedim. Buyrunuz, alttaki başlığa geçiniz.