1950 sonrasında hızlı gelişen ancak belirli bir zümrenin yurtdışına çıkış görevi gören Türk Hava Yolları, 1980 darbesi sonrasında elit bir kesimin kullandığı bir yapı haline geldi. 2001 ekonomik krizi sonrasında iş başına gelen; uyguladığı liberal politikalarla ülke ekonomisini ileriye taşıyan AK Parti iktidarı, Türk Hava Yolları'na da verdiği destek ile markanın değişmesine vesile oldu. Belirli bir topluluğun değil, halkın hava yolu sloganıyla şirketin Türkiye açılımı, Türk halkının genişçe kesimince benimsendi. Hızla değişen, yenilikleri takip eden, yolcu memnuniyeti odaklı kalite hizmeti ile Türk Hava Yolları, Türkiye'nin dünyada küresel bir yüzü haline geldi. Bunda mevcut politikaların ve ekonomik kalkınmanın etkisi olsa da şirket yöneticilerinde büyük katkıları var. Yolcu değerlendirmesi açısından üstün standartlara sahip olan, havaalanlarını ve hava yolu şirketlerini denetleyen Skytrax'ın 2014 yılı değerlendirmesinde Türk Hava Yolları, art arda olmak üzere 4. kez "Avrupa'nın En İyi Havayolu Şirketi", 6. kez "Güney Avrupa'nın En İyi Havayolu Şirketi" ödüllerine layık görüldü. Lutfhansa, Qatar Airways, Emirates gibi devlerin arasında 4. yıldır birinciliği kaptırmayan Türk Hava Yolları, Türk vatandaşlarının yurtdışındaki gururu haline geldi.
Temel Kotil farkı
Türk dış politikasında kamu diplomasisinin uygun olarak kullanılması, "yumuşak gücün" ciddi oranda ülkeler arasında marka tanıtımına katkı yapması Türkiye'deki sivil toplum örgütlerini de harekete geçirdi. Türkiye İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TİKA) bünyesindeki temsilcilikler aracılığıyla Türkiye'nin tanıtımına katkı yapan kurumların çokluğu Türkiye'nin kendi hikâyesini anlatma da büyük yardımda bulundu. Yine Türkiye'nin yükselişinde kanat gücü olan ve bayrak taşıyıcı rol üstlenen Türk Hava Yolları, ortaya çıkarılan politikaların uygulanması açısından büyük gelişme kat etti. Türkiye'nin hikâyelerini Moğolistan, Somali, Eritre, Kırgızistan, Malta ve Tunus gibi bilinmeyen yerlere taşıyan Türk Hava Yolları, bu gücün inşa sürecinde aktif rol aldı. 2014 yılının geride bırakırken, sivil havacılık konusunda ülkelerin büyük zorluklarla karşılaşması; dünya piyasalarındaki ekonomik çalkantılar, komşu ülkelerdeki krizler Türk Hava Yolları'nı etkilemedi. 2010 yılı sonunda Tunus'ta başlayan Arap Baharı ve sonrasında yaşanan süreçte bölge ülkeleri önemli ekonomik ve sosyal zorluklarla karşı karşıya kalındı.
Bugüne gelindiğinde ise Irak, Suriye ve Ukrayna gibi Türkiye'ye komşu ülkelerde krizler hali hazırda devam ediyor. İnsan gücü ve daha önceki yıllardaki kriz tecrübelerini kullanarak bu ortamdan çıkan Türk Hava Yolları, operasyonel politikalar ile krizlere hazırlıksız yakalanmadı. Bunda ise en büyük katkısı olan CEO Temel Kotil. Türk Hava Yolları personeli, Türk Hava Yolları'ndaki bu değişimi fikir babası olarak gördükleri Temel Kotil'e bağlıyor. Bir yönetici vasfından öte tevazu ve hizmeti ön plana çıkaran Kotil, Türk Hava Yolları personelinin de motivasyon kaynağı. Ayrıca, üçüncü havalimanı konusunda büyük uğraşlar veren bir insan portresi olarak ortaya çıkıyor. Sempatik tavrı, kıvrak zekâsı onu diğer yöneticilerden ön plana çıkarıyor. Türk Hava Yolları'nın son yıllarda kazandığı ivme ve hızlı yükselişin kaynağı olarak görülüyor.
THY, Kırım işgalini tanımadı
Libya'da Bingazi, Misrata ve Tripoli; Irak'ta Musul; Suriye'de Halep ve Şam; son olarak da Ukrayna'da Simferepol ve Donetsk'teki çatışma ortamları, uçak şirketlerin zarar etmesine neden olurken, Türk Hava Yolları yakın destinasyonlarla farklı politikalar kullanarak bu zarardan etkilenmedi. Operasyonel gücün, aktif dış politikayla harmanlanıp uygulamaya konduğu nokta ise; Kherson, Ukrayna. Kırım işgali sonrasında buraya uçuş gerçekleştirmeyip işgali tanımayan Türk Hava Yolları, yeni açtığı Kherson hattı ile buradaki var olan yolcusunu ikame etti. Bugün 108 ülkeye uçuş gerçekleştiren Türk Hava Yolları geçmiş krizlerden edindiği tecrübe ile ciddi bir kriz yönetimi becerisi geliştirdi, her zaman bölgesinin ekonomik ve sosyal gelişimindeki katkısının bilincinde olarak hareket etti. Sorunlu bölgelere olan operasyonlarında ihtiyaç sahiplerine lojistik destek sağladı.
Bu sebeple, Türk Hava Yolları'nın bölgesinde siyasi, ekonomik ve sosyal gelişime ve normalleşmeye katkı yapan bir şirket haline geldi. Bu tavrı, Türk dış politikasıyla paralel olarak götürmektedir. Türk dış politikasının gittiği her yere seferler düzenleyerek işadamı, devlet görevlisi ya da bireyleri taşıyan Türk Hava Yolları, Türk insanına da böylelikle yeni pencereler açıyor. Bu kanat gücü dış politika ile birleştiğinde ortaya çok farklı perspektifli yeni siyasi ve ticari ilişkiler çıkıyor. Türk Hava Yolları sadece yurtdışında değil, yurtiçinde de farklı görevler üstleniyor. Bilindiği üzere Suriye'de rehin tutulan diplomatik personelin Türkiye'ye getirişinde farklı roller üstlenmişti. Bu sebeple Türk Hava Yolları'nın gücü sıradan bir havayolu şirketinin ötesinde ağır ve sorumluluk yüklü. Bir ülkenin bu kadar güçlü kamu/özel kurumlarının oluşu bölgeselliğine büyük katkılar getiriyor. Bu nedenle Türk Hava Yolları'nı sadece bir havayolu şirketi olarak görmek büyü hata olur.
@Emr_Usta