Kendini gerektiğinden fazla sevme durumuna narsizm denir. Aşırıya kaçılmadığı müddetçe insan sağlığı için gerekli olan bu durum belirli bir düzeyden sonra psikolojik rahatsızlığa dönüşebilir. Narsist kişiler genellikle çevresinde bulunan insanlar ile yeteri kadar empati kuramadığı ve onların duygu düşüncelerini önemsemediği için büyük bir sorun olarak karşımıza çıkar.
Neredeyse her insanda bir parça narsist durumlar olmakla birlikte sadece aşırıya kaçıldığı durumlarda tehlikeli bir hal alır. Narsist insanlar kendilerine aşırı güvenir, dikkat çekmeyi sever ve diğer insanlar için çok az empati gösterirler. Bununla birlikte, bu güven çemberinin altında tipik olarak üzüntü veya yetersizlik duyguları, kalıcı ilişki kuramama, sürekli onay ihtiyacı duyan savunmasız bir özgüven yatar. Narsisizmin klinik karşılığı narsistik kişilik bozukluğudur. Bu, kalıcı ve psikolojik bir durumdur, kişilerde işlev bozukluğuna neden olur.
Bir kişiyle tanışıyorsunuz, her şey çok yolunda ve tüm güzel duygular hep sizi mutlu ediyor. Gidilen yerler, süprizler, kaçamaklar, romantik yemekler derken ayağı yerden kesilmiş bir prenses gibi hissetmeye başlıyorsunuz.
EVLENİNCE DEĞİŞİR YANILGISI
Ece, Mehmet'le üniversite zamanında tanıştığında tam da böyle hissetmişti. Mehmet hep bir anda gelip türlü süprizler yapar, hep aşk dolu bakışları, centilmenlikleri Ece'nin başını döndürürdü. Ece için karşısına Mehmet'in çıkması büyük bir şanstı. Çünkü tam da çok acılar yaşadığı bir ilişkiden çıkmıştı ve ona göre tam da hak ettiği ilişkiyi yaşamaktaydı. Üniversite bitti ve işler ciddileşmeye başladı. Mehmet'te değişen bazı şeyler vardı. Arabaya binerken kapıları açan, sürekli güzel sözler söyleyen o kişi gitmişti ve artık romantik süprizler de yapmıyordu. Yine de Ece bu duruma çok takılmak istemedi. Aklında hep ilk yarattığı Mehmet vardı ve o Ece'ye göre şu anda evlilik durumlarından dolayı stresliydi. Evlenince böyle olmayacaktı. Çünkü kısa dönemdir böyle olmaya başlamıştı. Evlenince yine Mehmet ona türlü süprizler yapar ve kendini çok iyi hissetmesini sağlardı. Derken evlendiler fakat değişen herhangi bir durum yoktu. Hatta daha da kötüsü olmuş, Mehmet hep Ece'ye beceriksiz olduğunu, annesi gibi yemek yapamadığını, yanına yakışmadığını da söylemeye başlamıştı. Peki o Mehmet neredeydi? Neler olmuştu? Neden değişmişti?
SİZİ KENDİSİNE LAYIK GÖRÜR!
Sürekli sizle ilgili övgü dolu sözcükler, tüm ilgi ve odağının sizde olması... Sizi, sizden çok düşünen bir kişinin olması. Söylenen bu sözcükler ne kadar güzel görünse de tehlike çanlarının da çaldığı bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü benzer tabloların sonu hep hayal kırıklığı. Yani o prensesin aynı bir külkedisine yavaş yavaş dönüşümü olmaktadır. Bu tarz kişiler genellikle narsisizm kişilik bozukluğu olan insanlar olmaktadır. Narsist bireyin sizi seçme sebebi aslında kendisine layık bulduğu için olmaktadır. Narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler kendilerini oldukça değerli ve özel biri olarak hissetmek isterler.
NARSİSTİK KİŞİLİĞİN TEMEL ÖZELLİKLERİ
1- HER KONUDA EN İYİ BİLEN KİŞİLER ONLARDIR: Her konuda en çok bilen kişiler onlar olmaktadır. Konunun gerçek uzmanı siz olsanız da eğer ona karşı çıkan bir fikri savunursanız sizi hemen değersizleştirmeye ve aşağılamaya başlar.
2- 'EN' KELİMESİ ONLARI ÖZETLEMEKTEDİR: İlgi görme ve beğenilme onları hep besleyen bir besin gibidir. Eşsiz, bulunmaz, ideal kişi olduklarını düşündüklerinden dolayı diğer tüm insanların da onları öyle görmesini beklerler. Kendi benliklerine olan saygıları kırılgan özellikler gösterebildiğinden ötürü de sürekli olarak kendilerinin çok iyi işler yaptığını ve kıymetli kişiler olduklarını vurgulamaya çalışırlar.
3- ASIL OLDUKLARI KİŞİYE DÖNERLER: Beğendikleri kişinin ilgisini ve övgü dolu sözcüklerini kazanmak için ellerinden geleni yapar ve kendilerini bulunmaz bir hint kumaşı olarak gösterebilirler. Fakat zamanla eleştiri almaya bile tahammülü olmayan bencil karakterlere dönüşürler.
4- KENDİLERINI HEP YÜCELTİRLER: Narsistik kişiler bir anlamda hayatına aldıkları kişiyi ileriki zamanlarda kendisine hayran bırakmak için zemin hazırlar. Tanıştıkları kişilerin beğenisini almak adına tüm güzel romantik planları ve tüm güzel sözleri kullanabilirler. Fakat karşıdaki kişiden de böyle yoğun bir tepki almazlarsa çok yoğun bir şekilde öfkelenirler. Topluma girdikleri anlarda çok özel olduklarını düşünen kişiler olduğu için 'normal insanlar' gibi sıra bekleyemez düşüncesinde olurlar ve diğer insanların bunu anlamasını beklerler.
5- DUYGUSAL ARZULARI KARŞILAMADA İSTEKSİZDİRLER: Empati yapamadıklarından dolayı başkalarının istek ve ihtiyaçlarını anlayamazlar. Yaptıkları ve söyledikleriyle kişileri kırdıklarının farkında olmayabilir, anladıklarında da bu duyguları yaşayanların zayıf karakterler olduklarını düşünürler. Duygusal yönde soğuk görünürler.
6- BAŞKALARINI KISKANIRLAR: Diğer insanların kendinden başarılı oldukları durumları çok kıskandığından dolayı onların başarılarını ya değersizleştirir ya da basitleştirirler. Çünkü en başarılı, en özenilen kişi kendisi olmalıdır. Bu durumun başkasının yaşaması onun için çok acı verici olmaktadır.
7- ONA ÜSTÜN GELENLERLE ARKADAŞLIK KURAR: İlişki kurdukları, onun için saygın kişiler olmalıdır. Çünkü özel bu kişilerle kurduğu ilişki aynı zamanda kendi benlik saygısını da olumlu yönde etkilemektedir. Özel ve eşsiz olduklarını düşünmeleri de bu kişilerle arkadaş olmalarına yol açmaktadır.
NARSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?
Narsistik bireyler için yardım alma fikri çok zordur. Yardım görmeleri gerektiği fikri ile terapiye gelmeleri onlar için çok zorlayıcıdır. Bundan dolayı genel olarak terapi görme fikrini redederler. Fakat hayatta zorlandıkları bir durum yaşadıklarında, örneğin benliği zarar gördüğünde destek görmek için gelebilir. Ama amacı kendilerinde kusur bulmak için değil zedelenen benliklerini yükseltmek için olmaktadır. Çünkü bu kişiler kendilerinin mükemmel ve kusursuz olduklarını düşündüklerinden ötürü sadece başka insanların onu anlama kapasitelerinin yetmediğini düşünmektedir. Bundan dolayı genelde tedaviye gelişleri aileleri sayesinde olur. Başvurdukları terapistten de sürekli ilgi, onay ve beğenilme beklerler. Eğer terapist bunu sağlamazsa tedaviyi ve terapisti reddedip sonlandırabilirler. Ancak terapist ve bu kişi arasında dengeli bir ilişki kurabilirse tedaviye gelme ve tedaviye olumlu yanıt verme ihtimalleri yükselmektedir.