Yıl 1925, İstanbul, harp sonrası. Arnavut kaldırımları, tramvaylar ve İstinye. Zeynel Bölükbaşı dondurma yapıyor, seyyar. Boğazda yalılar Zeynel'in sandalını gözlüyor, o nefis dondurmasını tadabilmek için. Yıl 1948, İstinye-Emirgan caddesinde ilk Zeynel Muhallebicisi açılıyor ve dondurma efsanesi 1957 deki istimlaka kadar burada devam ediyor. Sonra 4 yıl yeniden seyyar günler başlıyor, ilk günkü coşku ilk günkü aşkla. 1961'de Zeynel Muhallebici'ni İskeledeki yeni dükkanında görüyoruz. Zeynel ustanın yorgun bedeni 1971 de, bütün sevdiklerine, İstinye'ye , sandallara, yalılara, dondurma tezgahlarına veda ediyor. Bütün sanatının sırlarını oğulları Cahit ve Muslih'e devrederek. Sonra bu özle lezzetin sınırları 1996 yılında Ankara'da da kendileri gibi bir aile ile elele vererek Ankara'ya uzatıyorlar. Ankara'lılar farkı keşfetmekte geç kalmayınca, Zeynel Usta'nın bize armağan ettiği bu 'klasik'in aynı standart ve kalitede sürmesini sağlayacak yeni satış noktalarının aranmasına başlanıyor. 2000 lerde gerek yemek gerek tatlı olarak yeni lezzetlerin eklemesi ile menüsünü genişletiyor. Bugün Ankara ve İstanbul'da 19 şube ile hizmet vermeyi sürdürmeye devam ederken daha ulaşılabilir olmak için yeni şubeler açmaya da devam ediyor.
Zeynel muhallebicisinde bütün reçeteler 1925'lerin saflığı ve doğalllığı ile hazırlanıyor. En kaliteli hammaddeler ve tabii ki doğal pancar şekeri kullanılıyor.
Aile işletmelerinin birbirine kenetlenmiş yapısı müşterilerini de ailenin bir parçası sayarak hizmet etmeye gururla devam ediyor. Her bir ürünü çocukları yiyecekmiş gibi özenlerle hazırlıyorlar, yeni lezzetlerin peşine düşüyorlar. Tavukgöğsü kazandibi, su muhallebisi, tavuk suyuna çorba ve tavuk pilav gibi geleneksel lezzetlerine lezzet sefası, su muhallebisi, çilli kız ve tavuk lokum gibi yenilerini eklemeye devam ediyorlar.