Türkiye'de
iki evden biri depreme karşı sigortaya başvurmuş durumda. Halk arasında
DASK diye bilinen ve 2000'de kurulan Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), zorunlu deprem sigortası istatistiklerine göre
yüzde 52 gibi bir oran var Türkiye genelinde. Yüzde 62 ile en yüksek sigortalılık oranına sahip
Marmara'yı yüzde 49 ile
İç Anadolu, yüzde 46 ile
Akdeniz, yüzde 44 ile
Karadeniz, yüzde 39 ile
Doğu Anadolu takip ediyor. En düşük oran ise yüzde 38 ile
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde. Allah korusun ama bugün büyük bir depremde hasar ödeyebilme kapasitesi
20 milyar liraya ulaşmış durumda. Bu rakamlara bakarak deprem riskinin en yüksek olduğu ülkelerden biri olan Türkiye'de henüz yeterince deprem sigortası satılmadığını söylemek mümkün. Bardağın yarısı dolu ya da boş demek mümkün. Ancak örneğin bir de dünyanın en büyük depremlerine maruz kalan ve en gelişmiş sigorta sektörüne sahip
ABD'ye bakınca aslında alınan
mesafenin ne kadar
büyük olduğunu görmek mümkün. ABD'de gerçekleşen tarihin 10 büyük depremin altısının gerçekleştiği
California'da sigortalı ev oranı
yüzde 10 gibi düşük bir oranda kalmış durumda. 1994 yılında gerçekleşen en büyük maddi zararlı depremin sigortalanmış zararı
44 milyar doları bulmuşken
yüzde 90 gibi bir oranda sigorta olmaması Türkiye'deki seviyenin çok da kötü olmadığının kanıtı gibi. DASK'ın Türkiye'deki çalışmalarının Pakistan, İran, Güney Kore, Kazakistan, Azerbaycan, Özbekistan, Moğolistan ve Romanya gibi birçok ülke tarafında model alınması da aslında başarılı gidişi gösteriyor. Nüfusun büyük bölümünü barındırdığı için Marmara Bölgesi ve özellikle de İstanbul,
yüzde 100'leri hedefliyor. Büyük bir depremin yüksek olasılığıyla yaşayan Marmara'da
kentsel dönüşüm ve
sigorta bilincinin depremden önce bitmesi temennisiyle...