Tarım ve Orman İl Müdürlüğü konferans salonunda düzenlenen "Tarım Sektörü Temsilcileri Toplantısı"na katılan Kirişci, bu toplantıları çok önemsediklerini, Ankara'da yaptıkları işlerin sahada karşılığının ne olduğunu görmek istediklerini anlattı.
Vatandaşların bu konuya ilişkin düşüncelerini veya hiç müdahil olmadıkları konuların dile getirilmesi adına bu tür toplantıları yaptıklarını aktaran Kirişci, Van'ın terör belasından dolayı uzun yıllar sıkıntı yaşayan bir il olduğunu hatırlattı.
Kentteki huzuru gördüğünde çok mutlu olduğunu belirten Kirişci, şöyle konuştu:
"Her şeyin başı huzur. İster parayı, ister siyaseti, ister ekonomiyi, kültür sanatı konuşalım. Neyi konuşursak konuşalım, hepimizin dönüp dolaşıp baktığı yer orada huzur var mı, yok mu? Dolayısıyla Van'ımızın geldiği noktayı çok önemsiyorum. İlimizin terör belasından dolayı muzdarip olmuş diğer vilayetlerimiz gibi yatırımlar konusunda da bazı eksikliklerinin olduğunu müştereken bir kez daha valiliğimizdeki toplantıda belirlemiş olduk. Başta 19 göletle ilgili arkadaşlarımızın sunumu oldu. Yine taşkınlarla ilgili konular ve ekonomik anlamda çok büyük getirisi olacağına inandığımız barajlar ve sulama projeleri aynı şekilde. Bunlar bizim için çok önem arz eden hususlar."
Özellikle dünyada son dönemlerde küresel ısınmanın görüldüğünü, pandemiyle bunun daha çok hissedildiğini ifade eden Kirişci, "Sonrasında çıkan Rusya-Ukrayna savaşı bu işin tuzu biberi oldu. Bir anda dünya 'gıda milliyetçiliği' kavramıyla tanışmak durumunda kaldı. Herkes ürettiğine sahip çıkmak ve daha fazlasını üretip kendisi için bu üretimi içerde tutmak adına bir takım adımlar attı. En son rakamlarımıza göre 8 aylık ihracatımız 21,5 milyar dolar gibi rekor bir düzeye ulaştı. Bu bizim tarım ürünleri alanında tarihin en yüksek oranıdır. Böyle bir ihracata dört aylık bir dönemi kattığınızda 30 milyar doların üzerine çıkmasını ümit ediyoruz. Türkiye'nin ihtiyaçları kadar ihracat konusunda da daha fazla çabamız, gayretimiz olur diye temenni ediyorum." değerlendirmesini yaptı.
"2023'TE BAŞLAYAN YENİ BİR YÜZYILIMIZ VAR"
Kirişci, Türkiye'nin Rusya-Ukrayna savaşı konusunda izlediği politikalarıyla barışı önceleyen ve bunu sözle değil eylemleriyle ortaya koyan bir ülke olduğunu belirtti.
Göreve geldikleri günden itibaren tarımla ilgili tüm sorunları masaya yatırdıklarını anlatan Kirişci, "2023'te başlayan yeni bir yüzyılımız var. Bu yüzyılın adı Türkiye yüzyılı. Türkiye'nin artık global bir oyuncu olduğunu herkesin kabul ettiği bir dönemde bizim de bunun altını tarım sektörü bağlamında doldurmamız gerekiyordu." dedi.
Bakan Kirişci, "İktidarımız döneminde çok önemli destekler verildi, önemli mevzuatlar tarıma kazandırıldı. Bitkisel üretim için mazot ve gübre, hayvansal üretim için de yemle sınırlı olacak şekilde desteklerimizi sadeleştirmenin gayreti içinde olacağız. Bizim tarım sektörü olarak dijitalleşmeden daha yüksek düzeyde istifade etmemiz gerekiyordu. Bunu e-Devlet ortamına taşıyarak ve bir sonraki hamlesi de 'tarım cepte' veya 'tarım cebimde' gibi mobil uygulamalarla artık il ve ilçe müdürlüklerimize ziyaretler yerine sadece çay, kahve içmek için gitmek durumunda kalacağız." ifadelerini kullandı.
"KREDİ LİMİTİNİ 200 BİN LİRAYA ÇIKARIYORUZ"
Ekim ayında çiftçi kayıt sistemini e-Devlet üzerinden başlatacaklarını bildiren Kirişci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ektiğimiz buğdayın, arpanın, bu yılın mahsulünü kaldırdık. Bunlara ilişkin mazot ve gübre desteklerini ne zaman veriyoruz? Normal şartlarda 2023'ün ilk üç ayına çekmiştik. Büyük bir gayret göstererek bununla yetinmeyeceğiz. Bu, ilk üç ayda verdiğimiz desteği 6 ay öne çekeceğiz. Bu ayın sonu ya da en geç gelecek ayın başında mazot ve gübre desteklerini ayni olarak mazot ve gübre alımında kullanabilmeniz için bir banka kartına yüklemiş ve sizlere bu kartları teslim etmiş olacağız. Böylelikle 6 ay öne çekerek mazot ve gübre alımı konusunda nakit sıkıntısı çeken üreticimizin bu alımına kısmi katkıda bulunmuş olacağız. Ziraat Bankası'nın verdiği 100 bin lira tutarında limiti olan sübvansiyonlu kredi limitini 200 bin liraya çıkarıyoruz. 200 bin liralık kredinin 100 bin liralık kısmını yani yüzde 50'sini karta yükleyeceğiz. Sadece mazot ve gübre alımında kullanılacak. Üreticimiz böylelikle tarlasına giderken ekim yapmadan önce bir şekilde bir tefeciye veyahut bizim oralarda, 'Ürünü hasat ettiğimde sana bunun karşılığında bir ton buğday vereceğim' denir, bu tür uygulamalara son verip bu ihtiyacı da doğrudan karşılamış olacağız."
Kirişci, 2021 mahsulünde 22 lirası mazot, 20 lirası gübre olmak üzere toplam 42 lira olan desteğin, mazotu 75 lira, gübreyi 46 liraya çıkararak toplam dekar desteğini 121 liraya yükselttiklerini dile getirdi.
İktidarları döneminde birçok ilki hayata geçirdiklerini vurgulayan Kirişci, "Bakınız bu ülkenin adı tarım ülkesi fakat bir Tarım Kanunu yoktu. Tarım Kanunu'yla da yetinmedik. Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu, TARSİM dediğimiz uygulama, lisanslı depoculuk, tüm bunlar dönemimizde tarıma kazandırdığımız önemli mevzuatlar. Bunların başında TARSİM geliyor. TARSİM'le ilgili maalesef arzuladığımız düzeyde vatandaşların ilgisinin olmadığını görüyoruz. Bu konuda teşkilatlarımızın mutlak surette üreticilerimizi ürünlerine sigorta yaptırma konusunda cesaretlendirmelerini ve yönlendirmelerini istiyorum. Kuraklık olduğunda asgarisinin yüzde 50'sinin primini kamu olarak ödüyoruz. Dolayısıyla bunu mutlak suretle yaygınlaştırmamız ve buna ilişkin olumlu adımları atıyor olmamız lazım." değerlendirmesini yaptı.
"KENT TARIMI ÇOK ÖNEMLİ"
Et Süt Kurumu'yla "sözleşmeli besicilik" adı altında alınan kararın 6 Eylül 2022'de Resmi Gazete'de yayımlandığını anımsatan Kirişci, gerek alım, gerekse fiyat konusunda üreticilere garanti verileceğinin altını çizdi.
Üreticilerin bunu 5 yıl süreyle uygulayarak önünü görebileceğini ifade eden Kirişci, "Şu an uygulamaya hazır bir mevzuat. Biz buna Sözleşmeli Besicilik Projesi adını veriyoruz. Bir taraftan et, süt grubu kendi ihtiyacı için bunları temin etmiş olacak, öbür taraftan üreticimizi geleceğiyle ilgili endişelerden arındırmış olacağız." ifadelerini kullandı.
Gelir Koruması Sigortası adı altında yeni bir poliçe ürettiklerini belirten Kirişci, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hali hazırda başlangıçta Konya'nın tüm ilçelerinde uygulandı. 2023'ten itibaren tüm Türkiye'de hububat başta olmak üzere belirli ürünlerde geliri garanti eden bir poliçe düzenlenecek. Buradaki poliçe biriminin yüzde 60'ını devlet olarak, hükümet olarak biz ödüyor olacağız. Her biri 20 dekarlık alandan oluşan seraları vatandaşlara üretim için tahsis edeceğiz. Böylelikle buralarda üretilecek her türlü sebze, örtü altında yetiştirilecek olan ürünler Van başta olmak üzere de çevre illere gönderilecek ve hatta sınırın ötesine de ihraç imkanı olacak. Dolayısıyla kent tarımı çok önemli. Bizim öncelediğimiz bir husus var. O da jeotermal kaynağın durumu. Eğer jeotermal kaynak varsa bu aliyyülala denilebilecek bir durum çünkü enerji maliyetlerini düşürecek ve eksi 45 dereceyi gören Van'ın ilçelerindeki jeotermali kullanarak üretimin yapılması mümkün hale gelecek. Biz bakanlık olarak bunun destekçisiyiz, arkasındayız."
Vali ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ozan Balcı ise kentte tarım adına çok güzel işlerin yapıldığını vurgulayarak, "Bakanımızın şehrimize gelmesi bizlere şevk ve heyecan verdi. Canla başla memleketimizin problemlerini Sayın Bakanımızın destekleriyle çözeceğiz. Tarım ve hayvancılığı destekliyoruz." dedi.
Programa, AK Parti Van milletvekilleri İrfan Kartal, Osman Nuri Gülaçar, Abdulahat Arvas, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, Tarım ve Orman İl Müdürü İbrahim Görentaş, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan, bakanlığa bağlı kurum müdürleri de katıldı.
Bakan Kirişci, daha sonra Hüsrev Paşa Camisi'ni gezdi, Sahil Yolu Projesi'ni inceledi.
