ABD'nin prestijli yayınlarından Risk Management Dergisi tarafından yeryüzünün en güvenli beş yerinden biri olarak, Sabiha Gökçen Havalimanı da gösterildi. ABD'nin prestijli iş ve risk yönetimi analiz dergisi 'Risk Management' ve derginin blogu www.riskmanagementmonitor.com'da yer alan makalede, olası suni ve doğal tehditlere karşı dünyanın en dayanıklı beş binası listelenerek, en güvenli yapılara yer verildi. Dünyanın en büyük sismik yalıtılmış yapısı olarak gösterilen İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı yeni terminal binası listede yer alan tek Türk markası oldu. Dünyada, kurumlar ve insanlar için güvenlik ve risk yönetimi bileşeninin önemine değinen makalede; İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı Yatırım Yapım ve İşletme A.Ş.'nin (İSG) 20 yıllık işletme hakkına sahip olduğu İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'nın depreme karşı en modern sistemlerden biriyle donatıldığına dikkat çekiliyor. Makalede; Türkiye'nin deprem bölgesinde olduğu ve İstanbul'un Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde deprem riski taşıdığını belirterek, 1999 yılında Türkiye'yi vuran deprem gözönüne alındığında Sabiha Gökçen Havalimanı'nın önümüzdeki dönem yapıları için büyük bir gelişme olduğu ve örnek teşkil ettiği vurgulandı. Sabiha Gökçen Havalimanı yeni terminal binasında bulunan sismik izolatörler, ABD'nin aktif deprem bölgelerinden birinde yer alan San Francisco Havaalanı'nda da kullanılan sistemin daha gelişmiş bir uygulaması olarak yerleştirildi. Terminalin dört bir yanında bulunan 300 sismik izolatör; bodrum katlarında kullanılan takviyeli beton kolonlarla binanın en üst kısmının, alt kısımdan bağımsız bir şekilde hareket etmesine imkan vererek, deprem başladığı zaman bodrum katlarının yanlamasına hareket etmesiyle, üst katların yumuşak bir şekilde hareketine olanak sağlanıyor. Geçtiğimiz aylarda ABD'nin en prestijli yayınlarından Wired tarafından dünyada depreme dayanıklı en kuvvetli yapılar arasında gösterilen İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı (İSG), tasarım ve yapımında kullanılan deprem mühendisliğine yönelik uygulamalar ile CNN International'ın Future Cities adlı programında da ele alındı. İşte derginin en güvenli yapılar listesinde yer alan diğer binalar; 'Fort Knox-ABD Altın Deposu Binası' Dünya Altın Konseyi verilerine göre, 8 bin 133 tonla en fazla altın rezervi bulunan ülke konumunda olan ABD, altın rezervinin çoğunu bu 22 tonluk kapısı olan depoda tutuyor. 10 personelin sadece kendi parçasını bildiği bir şifre kombinasyonuyla açılan kapının tam şifresini kimse bilmiyor. Tanklar, Apache helikopterler, silahlı korumalar, çitler, beton kaplamalı granit duvarlar, alarm sistemi ve güvenlik kamerasıyla korunan bu binanın güvenliğinden şüphe duyulamaz. II. Dünya Savaşı'nda 'Büyük Özgürlükler Sözleşmesi' Magna Carta, İngiliz ailesine ait mücevherler, çok sayıda Avrupalı milletin altın rezervleri, Bağımsızlık Bildirgesi, ABD Anayasası, Abraham Lincoln'ün Gettysburg Hitabı ve hatta Gutenberg İncili burada muhafaza edilmiştir. 'Svalbard Doomsday Seed Vault-Tohum Sığınağı' Duvarları nükleer bombalara bile dayanıklı olarak Kuzey Kutbu`na 1000 kilometre uzaklıkta inşa edilen bu ambarda, dünyada nükleer bir savaş, küresel ısınma gibi herhangi bir felaketin ardından geride kalabilen insanlığın soyunu devam ettirebilmesi için, dünyanın dört bir yanından gelen yaklaşık 4 milyon farklı tohum saklanıyor. Uluslararası Tarım Araştırmaları Enstitüsü tarafından organize edilen, yaklaşık yüz ülkedeki 'bitkisel gen bankaları'nda bulunan tohum örnekleri Kıyamet Ambarı (Doomsday Vault) olarak da adlandırılan bu dev ambarda toplanıyor. 'World Trade Center-Dünya Ticaret Merkezi' 11 Eylül 2001 tarihinde İkiz Kuleleri'ne iki yolcu uçağıyla düzenlenen terörist saldırılarda yıkılan New York'taki Dünya Ticaret Merkezi yeniden inşaa ediliyor. İsmi aynı kalacak olan binanın güvenliği ise değişiyor. Yenilikçi mimarisi ve gereğinden fazla güvenlik önlemiyle sıfır noktasında inşa edilecek olan ilk binanın, 52 katlı cam zerafetinin arkasında beton dolgu bulunacak. 'Bahnhof's Underground-Veri Merkezi' Soğuk savaş döneminde inşa edilen, son halini 2008 yılında alan 'Pionen', İsveç'in başkenti Stockholm'ün dışında ve yerin 30 metre altında bulunuyor. Stockholm'un dışında bulunan merkeze, 50 cm kalınlığında metal kapıdan geçilerek giriliyor. Sığınaktaki tek hol de serverların bulunduğu 4 odaya çıkıyor. İçeride soğuk savaş döneminden kalma bir takım eşyaların; enerji sağlayıcı dizel motorların, ısıtma sistemi, alarmlar gibi, görsellik için halen muhafaza edildiği kaydediliyor. 'Pionen'i, 'dünyanın en iyi korunan merkezi' olarak değerlendiren Genel Müdür Karlung, dünyada diğer merkezlere yapılacak ve başarılı olabilecek askeri saldırıların dahi, Pionen için tehlike oluşturmadığını belirtiyor. Karlung, 'Datalar öyle bir yerde korunuyor ki dünyanın bütün data merkezleri ortadan kalkar ama buraya bir şey olmaz' diyecek kadar iddialı konuşuyor. WikiLekas ise, yerin 30 metre altında bulunan, silahlı kişilerce korunduğu ve her türlü saldırıya karşı güvenli olduğu ileri sürülen merkezden, geçtiğimiz Ağustos ayından itibaren hizmet almaya başlamış.