3 MASUMU BİN LİRA İÇİN ÖLDÜRDÜ 3 günde 3 kişiyi öldüren seri katil Hamdi Ayri, Bodrum’da yakalandı. Gasp ettiği cep telefonunu kendi adıyla satan ve kameralara takılan katil zanlısı, “Parasızdım onun için yaptım” dedi. Üzerinden 600 TL ve 200 euro çıktı İzmir’de, bankacı Esra Yaşar ve üniversiteli Ayşe Selen Ayla ile ‘Azra’ takma adlı travesti Mustafa Has’ı başlarından tek kurşunla vurarak öldüren 27 yaşındaki seri katil Hamdi Ayri, Bodrum’da bir pansiyonda uyurken yakalandı. Polisin, bölgedeki güvenlik kameralarına takılan Hamdi Ayri’yi, ekip otosunu görünce yolunu değiştirmesinden şüphelenerek bulduğu anlaşıldı. Cinayetleri parasız kaldığı için işlediğini öne süren Hamdi Ayri, Bodrum’a da eski sevgilisini öldürmek için geldiğini iddia etti. Zanlının üzerinde bulunan tabancanın balistik incelemesi sonucu silahın 3 cinayette de kullanıldığı kesinleşti. BU GÖRÜNTÜ YAKALATTI Katili fotoğrafından teşhis ederek yakalanmasını sağlayan Dilara İletişim’in sahibi Nergis Oksay, “Bizi Allah korudu. Deli numarasıyla tahliye olur da gelir diye korkuyorum” dedi. KAÇMASA ÖLECEKTİ İzmir Balçova’da ailesiyle birlikte oturan 27 yaşındaki Hamdi Ayri, 24 Nisan gecesi saat 23.55’te, evine 100 metre mesafede bankacı Esra Yaşar’ı öldürdü, çantasını ve telefonunu gasp etti. Ertesi gece saat 23.15’te, yine aynı bölgede, üniversite öğrencisi Ayşe Selen Ayla’yı öldürüp çantasını aldı. Üçüncü gece sabaha karşı bu kez Konak’ta kurban aramaya başladı. Kemeraltı Çarşısı yakınlarında karşılaştığı travesti Kazım T.’yi, cinsel ilişkiye girme bahanesiyle bir ara sokağa çağırdı. Ancak Kazım T., Hamdi Ayri’nin hareketlerinden şüphelenerek kaçtı. Bu sırada otomobiliyle Kazım T.’nin yanından geçen “Azra” lakaplı travesti arkadaşı Mustafa Has, seri katilin bulunduğu sokağa girip aracını park etti ve müşteri beklemeye başladı. Has’ın yalnız olduğunu gören seri katil, otomobilin kapısını açtı ve Has’ı başına tek el ateş ederek öldürüp çantasıyla cep telefonlarını aldı. Polis, üçüncü cinayetin ardından Alsancak’tan başlayarak Fevzipaşa Bulvarı’na kadar bölgedeki 44 işyeri, banka ve kamu kurumunun güvenlik kamerası kayıtlarını tek tek inceledi. Polis, görüntülerde elinde siyah bir poşetle yürüyen bir kişinin, polis aracını görünce yolunu değiştirdiğini fark etti. Aynı kişinin 5 ayrı kameraya daha takıldığını gördü. Bunun üzerine şüphelinin en net görüntüsünden fotoğrafını basan polis, bölgedeki ikinci el cep telefonu alım satımı yapan dükkânlara gitti ve bu kişiyi görüp görmediklerini sordu. Dilara İletişim adlı işyerinin sahibi Nergis Oksay, fotoğraftaki kişinin aynı gün kendisine bir cep telefonu sattığını söyledi. Polis, telefonun hafızasında öldürülen travesti Mustafa Has’ın fotoğraflarını buldu. Seri katilin telefonu satarken adını Hamdi Hayri olarak yazdırdığını, kimlik fotokopisi veremediği için satıcının ısrarı üzerine çalıştığı eski lokantanın adresini verdiğini öğrendi. BENZER İSİM YAZDIRMIŞ Hemen adrese dayalı nüfus kayıt sisteminden benzer isimleri araştıran polis, ilk 2 cinayetin işlendiği mahallede Hamdi Ayri isimli birinin oturduğunu belirledi. Bu arada polis, seri katilin daha rahat hareket etmesi için zanlıya benzemeyen bir robot resim hazırlayıp dağıttı. Ardından, Hamdi Ayri’nin saat 23.00’da İzmir’den otobüse binip Bodrum’a gittiği anlaşıldı. Şube Müdürü Derya Kılıç, Cinayet Büro Amiri Levent Bilici ile bir komiser ile 4 polisten oluşan ekip, hemen Bodrum’a gitti. Hamdi Ayri’nin kaldığı pansiyona, sabaha karşı 05.45’te, Muğla Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı özel timle birlikte operasyon düzenlendi. HABERLERİ KESİP SAKLAMIŞ Polisler kapıyı kırarak girdikleri odada, uyuyan Hamdi Ayri’yi kıskıvrak yakaladı. Zanlının, cinayetlerle ilgili gazete kupürlerini de biriktirdiği belirlendi. Bodrum’da ve İzmir’de garsonluk yapan Hamdi Ayri, ilk ifadesinde, kurbanları tanımadığını ve cinayetleri parasız kaldığı için işlediğini, öldürdüğü 3 kişinin üzerlerinde ne bulduysa aldığını söyledi. İfadesinde “Cinayet işlemeye başladıktan sonra ya yakalanacaktım ya da vurmaya devam edecektim” dediği belirtilen katil zanlısının, “Bodrum’da 3 yıl önce tanıştığım G.G. ile sevgili olduk. Ama uyuşturucuya alıştırıp paramı yedi ve sonra da kovdu. O yüzden kadınlara güvenim kalmadı. Bodrum’a onu öldürmeye geldim. Daha sonra da burada bir iş bulup çalışmak istiyordum. Ama yakalandığım iyi oldu” dediği ileri sürüldü. Hamdi Ayri’nin odasında cinayetlerde kullandığı 7.65 milimetrelik tabanca, biri silahın ağzında 21 mermi, bir biber gazı, bir sahte ehliyet, bir sahte kimlik, ilk iki kurbanın cep telefonları ve ziynet eşyaları ile üzerinde de 600 TL ile 200 Euro bulunduğu açıklandı. Ayri’nin cinayet silahını Bodrum’daki bir lokantadan çaldığı anlaşıldı. Polis, savcılıktan aldığı izinle, seri katilin Balçova’daki evinde de arama yaparak, 3 kardeşini gözaltına aldı. İzmir’de 3 gecede 3 kişi öldüren Ayri’nin Mardin’den 1991 yılında ailesiyle birlikte İzmir’e göç ettiği belirlendi. Bölgede yaşanan terör olayları nedeniyle Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Akarsu beldesinden göç eden Ayri’nin psikolojik rahatsızlığı olduğu önü sürüldü. Yakınları, Ayri’yi akrabaları olarak kabul etmediklerini söyledi. 40 SAAT UYKUSUZ TAKİP Cinayetlerin ardından oluşturulan 40 kişilik uzman ekibin, 40 saati aşkın süreyi uykusuz geçirdiği öğrenildi. Bu sürede bini aşkın kişinin ifadesine başvuruldu, cezaevinden çıkan ya da ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinde profile uygun kişiler tarandı. Uzman ekibe 350 kişilik polis desteği de sağlandı. İzmir Valisi Cahit Kıraç, zanlının yakalanmasında en büyük etkenin, çaldığı cep telefonunu satması olduğunu söyledi. Kıraç, 40’a yakın güvenlik kamerası görüntüsü taradıklarını, balistik incelemede de 3 cinayetin aynı silahla işlendiğini belirlediklerini kaydetti. İzmir Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz da, görgü tanığı bulunmadığı için zanlının kendisini rahat hissetmesi için hayali bir robot resmi çizip dağıttıklarını anlattı. Seri katil operasyonunu; Ankara’da Gasp Büro Amiri olarak görev yaparken, kasklı operacı sapığı yakalayan ve Ercüment Yılmaz’ın Emniyet Müdürü olmasıyla birlikte Cinayet Büro Amiri olarak İzmir’e atanan Levent Bilici yürüttü. Emniyet Amiri Bilici, İzmir’e geldikten sonra, 4 ayda, 11 faili meçhul cinayeti de çözdü. İşadamı Sezai Rahmi Özden cinayeti, Suna Vural cinayeti, Kumru Aslanboğa cinayeti, Altındağ’da toprağa gömülü bulunan Mehmet Özer Fevzi Aluç cinayetleri Bilici’nin aydınlattığı olaylar arasında. BABADAN EMNİYET’E SİTEM İlk kurban Esra Yaşar’ın ailesi, katilin yakalandığını öğrenince kızlarının mezarına koşarak gözyaşları içinde “Katilin yakalandı” dedi. Anne Türkan Yaşar, “Fidanımı bir kör kurşuna vereyim diye büyütmedim. Üç can alıp yürekleri yakan bu caniyi cezaevine atmak yetmez. Bunun bir caydırıcılığı yok. İdam cezasının yeniden gelmesi için gerekirse referandum yapılsın” dedi. Kızının peynirli helvayı çok sevdiğini söyleyen anne, mezarın üzerine bir paket helva bırakarak, “Kızım bak sen bunu çok severdin” diye konuştu. Katilin yakalanmasının acılarını bir nebze olsun hafiflettiğini ifade eden abla Tuğba Yaşar, kardeşinin mezarına kapaklanırken, amca Mehmet Yaşar da adaletin bir an önce yerine getirilmesi gerektiğini kaydetti. Baba İsmet Yaşar ise adaletin yerini bulacağından emin olduklarını belirterek, “Ancak olay sonrası emniyet mensupları beni ve ailemi çok incitti. İfademizin alındığı masanın yanındaki diğer masadaki memurların gülerek birbirleriyle şakalaşmasından çok rahatsız oldum” dedi. “EN AĞIR CEZA VERİLSİN” İkinci kurban olan kızları Ayşe Selin Ayla’yı (22) önceki gün toprağa veren aile, katilin yakalandığını öğrenince, acılarının bir nebze olsun hafiflediğini söyledi. Baba Sertel Ayla, “Hayattaki tek varlığımız, en değerlimizi elimizden alan acımasız katilin yakalanmış olması bir nebze de olsa acımızı hafifletti. Türk adaletine olan güvenimiz tam. Gereken en ağır cezanın verilmesini ve affedilmemesini istiyoruz” dedi. Baba Ayla, katili kısa sürede yakalayan İzmir polisine de teşekkür ettiğini belirtti ve “Biz yandık, başka aileler yanmasın” diye konuştu. Baba, idam cezasının tekrar getirilmesi ve silah satışlarının zorlaştırılması için hükümetin gereken önlemleri almasını da istedi. Fatih ŞENDİL-Alp ARBAK-İhsan TUNÇOĞLU-Metin HARIKÇI-M. Ali BULUN-Hasan AY / SABAH Kurbanının babasıyla berber kapısında karşılaştı Katil zanlısı Hamdi Ayri’nin yaşadığı Meşe Sokak sakinleri şaşkın ve tedirgin... Mahalleli’nin “Kendi halinde bir adamdı” dediği zanlıyla ilgili en ilginç detaylarından biri, Korutürk Mahallesi’nde bulunan ‘Bay Özer’ adlı erkek kuaföründe yaşanmış. Kuaförde çalışan Abdulrahman Kuktay, zanlının kendilerine tıraş olmaya geldiği sırada, kurbanlarından Esra Yaşar’ın babası İsmet Yaşar’la karşılaştığı anı şöyle anlatıyor: “Hamdi Ayri, saat 19.30 sıralarında saç tıraşına geldi. Ne acıdır ki önceki gece öldürdüğü Esra Yaşar’ın babası da ondan yarım saat önce kuaföre gelerek tıraş olmuştu. İsmet bey dükkânımdan çıkarken, Ayri içeri giriyordu.” Kuktay, katil zanlısı Hamdi Ayri’nin berber koltuğunda sürekli terlediğini, çok sıkıntılı göründüğünü de belirterek, “Montunu bile çıkarmak istemedi” dedi. 20 YILLIK BALÇOVALI Katil zanlısı Hamdi Ayri’nin, Mardin Nusaybin nüfusuna kayıtlı olduğu, ailesiyle birlikte yaklaşık 20 yıldır İzmir Balçova’da yaşadığı anlaşıldı. Daha önce Kaktüs Sokak’ta oturan zanlının, 2000’de Korutürk Mahallesi Muhtarlığı’na aile sicil beyannamesi vererek Meşe Sokak’a taşındığı belirlendi. Annesiyle babasının boşandığı, anne Samya Ayri’nin kış aylarında İzmir’de, yazın ise Mardin’de oturduğu öğrenildi. Babası Süleyman Ayri’nin de İzmir’de şoförlük yaptığı belirtildi. Meşe Sokak’ta oturanlar, haberi alınca büyük şok yaşadı. Zanlıyı tanıyanlardan Sibel Arput, “Koynumuzda yılan beslemişiz. Oysa o kadar sakin bir çocuktu ki... Kafasını kaldırıp bakmazdı. Annesi Türkçe konuşmayı bilmiyordu. Cinayetten sonra da hep biri bizi izliyormuş gibi geliyordu. Meğerse katil tam karşımızdaki apartmanda oturuyormuş” dedi. Yine mahalle sakinlerinin söylediğine göre, Hamdi Ayri çalıştığı Kuşadası’ndan, cuma akşamı Balçova’ya döndü. Elinde 2 valiziyle mahalleye gelen katil zanlısı kahvehanede oturup çay içti. ‘İLK KURBAN OLACAKTIM’ Katil zanlısı Hamdi Ayri’nin alt kat komşusu Namık Cihan da “10 yıldır aynı apartmanda oturuyoruz. Çok saygılıydı. Eşimle konuşurken kafasını dahi kaldırmazdı” dedi. Polisin ilk günden bu yana katil zanlısını mahallede aradığı da öğrenildi. Korutürk Mahallesi’nin 22 yılllık muhtarı Ekrem Esenlik, “Polis mahallede oturan 28 bin kişinin dosyasını didik didik taradı. Görgü şahitlerinin ifadesi doğrultusunda yaşları 20 ile 35 arasında değişen kişiler üzerinde, son olarak Ayri ailesine yoğunlaştı” dedi. Öte yandan Hamdi Ayri’nin, cuma gecesi saat 20.00 sıralarında, yine Korutürk Mahallesi Poyraz Sokak’ta A.Ö. adlı genç kızı takip ettiği ortaya çıktı. A.Ö. yaşadığı korku dolu anları şöyle anlattı: “Sokağın başında gördüm. Gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Sapık sandım. Bakkala girdim. O da peşimden geldi. Bakkala, ‘Önce beyefendiyle ilgilenin’ dedim. 1 kilo nohut aldı. Korktum. Hemen erkek arkadaşımı çağırdım. Gelip beni aldı. O da, erkek arkadaşımı görünce öfkeli bir şekilde ayrıldı. Bir gün sonra bankacı kız, sonra da öğrenci kız öldürüldü. Polise bildiklerimi anlattım. İlk kurban ben olacakmışım.” GÜL KİREKLO / HABER MERKEZİ Seri katil sandılar mesaj yağdırdılar İzmir’de işlenen seri cinayetlerin ardından polisin yayınladığı robot resimden yola çıkan yüzlerce vatandaş, sosyal paylaşım sitesi ‘facebook’ta seri katil avı başlattı. facebook’taki profil fotoğrafı katilin robot resmine benzetilen İzmirli işadamı Ayhan Yağsatan (33), bir saat içinde 500’e yakın kişiden arkadaşlık isteği aldı, “Katil sen misin” denilen yüzlerce de mesaj yağdı. Ege Üniversitesi mezunu 3 yıllık evli Yağsatan, yaşadığı şoku şöyle anlattı: “500’den fazla kişi mesaj attı. Bir o kadar arkadaşlık isteği geldi. Bu insanları anlayamıyorum. Hanımlardan öyle ahlaksız teklifler aldım ki söylemeye terbiyem müsaade etmiyor. Seri katilin yaptığı mı sapkınlık, yoksa seri katil meraklısı insanlarımızın yaptığı mı?..” Işınsu KAYGUSUZ / SABAH Eski polis müdürleri ve uzmanlar, İzmir’de seri katilin yakalanabilmesi için polisin uyguladığı, zanlıya benzemeyen robot resim taktiğini başarılı bularak dünyanın her yerinde böyle bir yönteme başvurulduğunu belirttiler. Türkiye Emekli Emniyet Müdürleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Genel Bşk. Hasan Yücesan, “Bu tip taktikler polis tarafından uygulanan taktiklerdendir. Basın yoluyla kamuoyuna sunulan resim farklı verilerek zanlının, rahat davranması sağlanmış. Zanlının tespit edilemediği imajı yaratılmıştır. Polislerde gerçek resmi vardır ve o resimle aramalarını gerçekleştirmişlerdir” dedi. Emekli Emniyet Müdürü eski Interpol Daire Başkanı Yalçın Çakıcı, polisin sanığa ulaşabilmek için değişik taktikler geliştirebileceğine dikkat çekti: “Bu olayda anladığımız kadarıyla polis zanlı ile ilgili gerekli bilgilere ulaşmış. Yerini tespit etmek için farklı bir zanlı fotoğrafı çizdirerek, o kişinin kendisini rahat hissetmesini ve saklandığı yerden çıkmasını sağlamıştır. Yanlış yönlendirme yaparak, o kişinin rahat bir şekilde yakalanması sağlanmıştır. Zanlıya ulaşma konusunda sıkıntı yaşansaydı, polis gerçek robot resmi çizip, ona göre bir strateji izlerdi.” Eski Adli Tıp Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Zanlının rahat hareket etmesini sağlamak üzere böyle bir yanlış yönlendirme yapılabilir. Burada robot resim dağıtma bir yakalama olanağı olarak görülmemektedir. Bu olayda kimliği saptanmış, peşinden özel bir ekip gitmiş. Katil zanlısı baştan beri rahat hareket ediyor. Cep telefonunu satmaya kalkması da rahat hareket ettiğini gösteriyor” dedi. Atasoy, 1998 yılında da bir seri katilin, maktulün cep telefonunu satmaya çalışırken yakalandığını hatırlattı. Emekli Emniyet Müdürü Yusuf Vehbi Dalda, polisin böyle bir yöntem kullanmasında bir sakınca görmediğini belirterek, “Her iş yapılırken çeşitli taktikler var. Bunların da mevzuatta şu veya bu şekilde kesin kuralları yoktur. İşin başındakiler bir olumlu sonuca varmak için ahlak ve kanun dışına çıkmadan tüm teknik ve taktikleri uygulayabilir. Burada da hedefe ulaşılmış ve sade bir vatandaşın mağdur olmasına fırsat verilmemiştir” dedi. Doç. Dr. Önder Aytaç: “Yanlış robot verilmesi meselesi suçluya çok yaklaşmışsanız ve kim olduğu konusunda elinizde kesin öngörü varsa suçlu kendisini rahat hissetsin diye yapılabilir. Ama çok yapılan bir şey değil bu. Milletin çizmiş olduğundan siz suçluluğuna yüzde yüz emin olmuşsunuzdur ve eski suçlulardan birisini bulmuşsunuzdur. Onun kaçmasını önlemek, onun tedirgin olup farklı hareketler yapmasını önlemekle ilgili kamuoyuna bu tip farklı resim verebilirsiniz. Hemen yakalanmış olması da söylenen gerekçenin doğruluğu konusunda insanda olumlu karine oluşturuyor. Eğer bunu söyledikten sonra, ‘yalandı’ deyip yakalanmamış olsaydı ya da belli süre geçmiş olsaydı veya cinayet işleseydi dediğiniz olurdu. Ama bu tip bir şey yok. Hemen yakalanmış olması da polisin yapmış olduğu çalışmanın başarıldığının aksi ispat edilene kadar doğru olduğunu gösteriyor.” Avukat Mehmet Yavuz, robot resimden hareketle “Ümraniye sapığı” olarak yakalanan ancak bir ay sonra masum olduğu anlaşılan müvekkili B.A.’nın yaşadıklarını hatırlatarak, uygulamanın masum insanlara zarar verebileceğini söyledi. Yavuz, “Alakasız insanlar benzerlikten dolayı sıkıntıya uğrayabilir. Katili bulmak için bile olsa doğru bir uygulama değil” dedi. Bülent ERGÜN / HABER MERKEZİ Kadınlara karşı kızgınlığı var Türkiye’nin önde gelen psikiyatristleri, Bodrum’da yakalanan İzmir’deki üç cinayetin katil zanlısı ile ilgili değerlendirmede bulundu. Prof. Dr. Arif Verimli: “Türkiye’de seri katil meselesi, sık görülen bir şey değil. Bu tip insanların daha farklı bir zihinsel yapısı var. Bu olay, bir yönüyle cinsel sapkınlık gösteriyor. Cinsel suçlarda, genellikle akıl hastalığı anlamında bir hastalık olmaz. Bunlar daha çok anti sosyal temelli kişiler. Çoğu zamanda cinsel sapkınlık üzerine gelişen suçlardır. Bu vakada da böyle olduğu görülüyor. Bu tip vakalardaki kişilerin yüzde 90’ı, 30 yaşın altında, genellikle de alt kültür seviyesindeki insanlar.” Doç. Dr. Armağan Samancılar: “Toplumda son dönemlerdeki en büyük sorun, aile içi eğitim konusunda yaşanıyor. Özellikle kalabalık ailelerde bu daha sık karşımıza çıkabiliyor. Sevgi de göremeyince çocuklar, daha kızgın ve acımasız olabiliyorlar. Bazıları da ileride, bu tip saldırgan ve öldürmeye yönelik eylemlere yönelebiliyor. Sadece para için olmadığı da açık. Öyle olsaydı sadece paralarını alır ve kişilere zarar vermezdi. Kadınların seçilmesi de bir seçicilik olduğunu gösteriyor. Özellikle kadınlara karşı bir kızgınlığı var ve bu kızgınlığı nedeniyle onları seçiyor.” HALK LİNÇ ETMEK İSTEDİ 3 kişiyi öldürmekle suçlanan zanlının yakalandığını duyan Bodrumlular, İzmir’e gönderilmek üzere araca bindirilen Hamdi Ayri’yi linç etmek istedi.