Birkaç yıl önce yazar ve çevirmen Amy Spangler bana bir elektronik posta yollamış, New York'taki bir yayınevinden, Akashic Books'tan ve onun başlattığı 'noir' dizisinden söz etmiş, yayınevinin hazırlamak istediği
Istanbul Noir kitabı için benden de bir öykü istemişti. Polisiye öykülerin karamsar, hüzünlü ya da mizahi, ama mutlaka 'kara' olması dizinin mantığı açısından beklenen bir özellikti ve belli bir semtte geçmesi isteniyordu. Öncelikle bir öykümün İngilizcede yayımlanacak olmasının verdiği heyecanla hemen bir semt (Sirkeci) seçmiş, oranın dar, yokuşlu arka sokaklarında geçen bir öykü yazıp yollamıştım. Kitabın editörlüğünü Mustafa Ziyalan'la birlikte yapan Amy Spangler, yine bir elektronik postayla öykümü çok beğendiklerini ve bu projede mutlaka değerlendireceklerini yazmıştı.
Üvey adlı öyküm böylece, ilk olarak
Istanbul Noir kitabında İngilizce olarak ve New York'ta yayımlanmış oldu. Ardından
Kara İstanbul adlı kitapta, Türkiye'de ve Türkçe olarak basıldı.
Kara İstanbul'dan sonra Everest Yayınları, Akashic Books'un 'noir' dizisindeki kitaplarını 'kara' ön adıyla peş peşe yayımlamaya başladı. Dizi, Boğaz'ın ikiye böldüğü, Haliç'in sustalı gibi açıldığı, Marmara'nın okşadığı, Karadeniz'in komşuluk ettiği, insanların binlerce yıldır takılıp kaldığı, kaçmaya kalktığında bile arkasından giden, dünyanın en şaşırtıcı şehirlerinden biri olan
Everest Yayınları tarafından yayımlanan
Kara İstanbul, Kara Manhattan ve
Kara Brooklyn kitapları birçok yazar tarafından yazılan ortak kitaplar. Kitapların her biri yazarların kendi şehirlerini nasıl anlattıklarını öğrenmek açısından enteresan İstanbul'
dan sonra, uyumayan şehir New York'la sürdü,
Kara Manhattan ile okuru, 'şehir' dendiğinde asıl olarak kastedilen Manhattan'ın kara sokaklarında kaybolmaya davet etti. Şimdi bu dizi, cemaatler diyarı Brooklyn ile devam ediyor ve İrlandalılar, Ruslar, İtalyanlar başta olmak üzere birçok etnik grup, yasa dışı örgüt, aşırı şiddet gösteren çeteler, seks avcıları, katiller, rüşvetçi polisler, hatta bir at hırsızı
Kara Brooklyn'in suç dünyasında bir araya geliyor.
ŞEHRİN KARANLIKLARINDA
Tim McLoughlin ve Johnny Temple adlı iki arkadaşın, aslında dizi olarak başlatmadıkları ve sadece Brooklyn için düşündükleri bu 'noir' fikri, zamanla büyümüş ve yaygınlaşmış.
Brooklyn Noir 2004'te yayınlandıktan sonra dizi, Detroit Washington, Baltimore, Boston, Chicago, Vegas, LA, Miami, New Orleans vb. olmak üzere tüm Amerika Birleşik Devletleri'ne yayılmış ve ardından uluslararası bir boyut kazanmış. Londra, Paris, Yeni Delhi, Moskova, Havana, Toronto ve tabii İstanbul peş peşe gelmiş... Polisiyeyi şehrin karanlık yönlerini keşfetmek için muhteşem bir yol olarak gören McLoughlin ve Temple, bu türün insanlardaki korkuların doğasıyla ilgili birşeyler de söyleyebilme imkânı verdiğini düşünüyorlar. Diziyi oluşturan tüm kitapların birbirine denk olmasa da hepsinin eğlenceli ve kendi içlerinde aydınlatıcı olduğunu özellikle belirtiyorlar. Öykülerin mutlaka sonu mutlu olmayan, cinayet veya polisiye kalıbında yazılması koşulunu aramayan yayıncılar, yazarların yaşadıkları şehri farklı yaş ve geçmişleriyle yansıtmaları konusunda ısrarcılar. "İş yeni bir şehir seçmeye gelince her şey doğru bir editör, biraz baskı, biraz ikna ve biraz geyikle başlıyor," diyen ve büyük isimler bulmuş olmayı başarı olarak gören Temple şunları ekliyor: "Bizim için büyük isimlerle çalışmak çok güzel ama biz zaten kurumlaşmış yazarlar istemiyoruz, bizim için asıl olay denge ve dağılım." Yazarları şehirler kadar çeşitlilik gösteren dizinin yaratıcısı McLoughlin ve Temple, Akashic Books olarak farklı etnik ve kültürel geçmişten gelen yeni veya eski yazarları çıkartmanın, desteklemenin onlar için bir onur olduğunu söylüyorlar. Ancak dizinin giderek büyüyen boyutu ve popülaritesi sonucu, ileride kendi şehirlerini de bir kitap setinde görmek ve editör olmak isteyen çok sayıda başvuruyla uğraştıklarını ama gelenlerin yüzde doksan beşini geri çevirdiklerini de itiraf ediyorlar. "Editörün bizim estetik anlayışımızı anlaması gerek, ambalajda etnik farklılığı gösteren bir şey yok ama farklılığın normalleştirilmesi Akashic'in misyonunun bir parçası," diyorlar. Yazarların ülkeleri, şehirleri, semtleri, mahalleleri aynen karakterleri gibi kanlı canlı yansıttığı, mekânın en az dönüm noktaları kadar önem kazandığı ama asıl ölçünün güzel bir öykü anlatmak olduğu bu dizinin bizde yayımlanan şimdilik son halkası
Kara Brooklyn... Birbirlerine şehirler kadar farklılık ve çeşitlilik gösteren öykülerle dolu bu zengin diziye kayıtsız kalmayın derim.