HABER- YAZI: Serkan AKKOYUN
Sezona yeni yönetim, yeni teknik heyet ve direkt ilk 11'de oynaması planlanan 10 yeni transferle girilince beklentiler haliyle büyük oldu. Bir yandan kulübün içinde bulunduğu ekonomik sorunlardan kurtulma planları yapılırken, Fenerbahçe'nin her zaman olması gerektiğine inanılan şampiyonluk yarışı için de iddialı bir takım hazırlanıyordu.
EN İYİ OYUNCULAR SATILMAK ZORUNDA KALINDI
Kulübe kaynak sağlamak için Fernandao, Josef ve Giuliano, Suudi Arabistan'a satıldı. Kağıt üstünde anlayışlı olunabilecek bir karardı. Ancak Josef'in geride kalan sezon maç başına 3.2 top çalma, 2.2 top kesme ve 55.3 pasta %87.3 isabet oranı ile takımın en iyisi olması, potansiyel bazı sorunları da işaret ediyordu. Josef'le beraber takımdan ayrılan Giuliano'nun 19 gol, Fernandao'nun da 11 gole doğrudan katkı yapıp; takımın ligde attığı toplam 78 golün neredeyse yarısında olmaları da hücum bölgesi için ciddi bir kayıp olmuştu. Ancak yönetim de çaresizdi. Çünkü mevcut borç beklenenin çok üzerindeydi.
GERİYE DÖNÜŞ DEVRE ARASINDA BAŞLADI
Böyle bir ortamda lige başlayan Fenerbahçe, belki ileride çok büyük bir teknik direktör olacak Cocu ile çıktığı 10 lig maçında 2 galibiyet, 3 beraberlik ve 5 mağlubiyetle sadece 9 puan toplayabildi. Skorlardan bağımsız olarak Fenerbahçe'nin oynadığı futbol ümit vermiyor, oyuncuların fiziksel durumları çok sıkıntılı görünüyordu. Cocu ile yolların ayrılmasıyla devre arasına kadar Erwin Koeaman'la devam edildi ve ikinci yarı takım, sezon sonunda Emre Belözoğlu ile tamamlanacak olan 'geriye dönüş' felsefesine uygun düşecek şekilde, taraftarın da çok istediği Ersun Yanal'a emanet edildi.
DENEMEDİ, GARANTİ OLANI YAPTI
Peki Yanal, Fenerbahçe'de neyi değiştirdi? Eldeki kadroyla çok bir şey değiştirmesi mümkün değildi. O da pragmatist davranıp kazanmaya yönelik oynadı. Mantıklı olan da buydu aslında. Çünkü emanet aldığı Fenerbahçe, şampiyon olarak bıraktığı takımın çok uzağındaydı. Hem mental hem de futbolcu kalitesi olarak... 17. sıradaki Fenerbahçe'yi ufak dokunuşlar ve çokça motivasyon aşısı ile 6. sıraya getirerek ligi tamamladı. Tabloya bakarak 'Fenerbahçe başarılı bir sezon geçirdi' diyecek kimse yoktur sanırım. 46 puanla 6. olunan bir ligde, son haftada kümede kalan Göztepe ile aradaki puan farkı sadece 8, küme düşen Bursaspor'la 9... Fenerbahçe'nin 13-14-15. sıralarda yer alan Ankaragücü, Kasımpaşa ve Göztepe ile galibiyet sayısı aynı. Küme düşen Bursaspor ise Fenerbahçe'den sadece 1 fazla mağlubiyet aldı. Yani Fenerbahçe'nin başarısız bir sezon geçirdiği aşikar. Peki bu başarısızlığa teknik olarak neler sebep oldu?
BAŞARISIZLIKTA SORUMLU KİMDİR?
Yazının girişinde belirttiğim gibi, takımın hücum yükünü taşıyan iki futbolcuyla, orta sahanın en kritik ismini kaybetmek ve onların yerine yapılan transferlerin, gidenlerin yarısı kadar bile oyun katkısı verememesi en önemli etken. Burada da sorumlular bu oyuncuların transferine izin veren eski teknik kadro, Sportif Direktör Comolli ve Comolli'yi yetkilendiren yönetimdir. Oyuncu grubunun kalitesi, Fenerbahçe'nin saha içi istatistiklerinde de Aykut Kocaman'la ikinci olunan bir önceki sezonun çok gerisinde bıraktı.
HÜCUM BÖLGESİ NEREDEYSE HİÇ ÇALIŞMADI
Geçen yıl 78 gol atan Fenerbahçe bu yıl sadece 44 golde kaldı. Maç başına 13.6 şut çeken sarı lacivertli takım bu alanda ligin ancak en iyi 7. takımı olmayı başarabildi. İsabetsiz şutlarda ise maç başına ortalama 6.4'le, ligin en kötü ikinci takımı... Slimani, Frey gibi isimlerin neredeyse isabetli şutunun olmadığı yerde Fenerbahçe'nin sezon başı kadroda düşünülmeyen forveti Soldado, 6 golle takımın en çok gol atan ismi oldu. Bu gollerin 5 tanesinin de son 10 maçta atıldığını belirtmek lazım. Geçen yıl sadece Giuliano 14 gol atmışken bu yıl Fenerbahçe'nin en golcü üç isminin gol sayısı: 15...
PAS VAR AMA İSABET YOK
'Fenerbahçe orta sahası forvetleri besleyememiş olabilir mi?' sorusunu sormak mümkün. Ancak cevabı 'hayır' olmalı. Çünkü ligin en çok maç başına gol atan takımları Beşiktaş ve Galatasaray (2.1), 10.5 ve 10.4 kilit pasla oynarken, Fenerbahçe'de orta sahaların kilit pas ortalaması 10... Ancak savunma ve orta sahanın pas tercihi ve bu tercihteki başarı oranı, oyun zekası açısından Fenerbahçe'nin bu sezon çok yükselemediğini gösteriyor. Maç başına ortalama 8.5 kısa kilit pas deneyen Fenerbahçe, toplam 62.9 başarısız kısa pasla ligin en kötüsü durumunda...
| TAKIM | PAS | KİLİT PAS | BAŞARISIZ KISA PAS |
| Galatasaray | 482.0 | 10.4 | 56.9 |
| Trabzonspor | 452.9 | 11.4 | 56.5 |
| Beşiktaş | 471.8 | 10.5 | 62.4 |
| Başakşehir | 536.7 | 10.8 | 60.4 |
| Fenerbahçe | 475.7 | 10.0 | 62.9 |
OYUN YAPISI YANLIŞ KURGULANDI
Fenerbahçe'nin bir diğer problemi ise orta sahadan hücuma hızlı çıkışlar yapacak tipte oyuncusunun bulunmaması. Dirar'ın kadro dışı kalması, Valbuena'nın ilk 11'de düşünülmemesi, kanatların Alper, Ayew ve Aatif gibi topu taşımaktansa, topun kendisine taşınmasına yatkın oyuncularla kurulması, Fenerbahçe'yi hızlı hücum geçişlerinden mahrum bıraktı. Ligin ikinci bölümünde Valbuena'nın kullanılması ve Moses'ın katılmasıyla en azından geçiş oyununda üstünlük kurulsa da kadro mühendisliğindeki bu hata nedeniyle Fenerbahçe bu sezon kontraataktan gol atamayan tek takım olarak kayıtlara geçti.
SAVUNMA GERÇEKTEN SAVUNMAYINCA...
Fenerbahçe'nin bir diğer zafiyeti ise top rakipteyken ne yapacağına dair kuvvetli bir planının olmamasıydı. Roman ve Reyes'in oynadığı dönemlerde çok yumuşak ve geçirgen kalan savunma bloku, devre arasında gelen Serdar Aziz ve Sadık'la sertleşti ancak bu sefer de teknik kapasitesini ve oyun zekasını aşağı çekmek zorunda kaldı. Rakipten top çalma bakımından maç başına ortalama 17 ile ligin en iyi 7. takımı olan Fenerbahçe, pas arasında (top kesme) ise maç başına 9'la ligin en kötü ikinci takımı oldu...
GELECEK SEZON NE YAPMALI?
Fenerbahçe oldukça sancılı geçen bir sezonu geride bıraktı ve böyle bir sezonda 6. olmak başarı sayılmasa da iyi bir moral kaynağı. Ancak gelecek sezon için özellikle hücumda istatistik yapacak bir forvet, o forveti besleyecek orta saha 3'lüsü, savunmadan hücuma hızlı geçişleri sağlayacak kanatlar ve oyun okuma becerisi yüksek en az 1 stoper şart gibi görünüyor.
