Türkiye'de kısaca Marshall Fonu denilen, ABD merkezli The German Marshall Fund, her yıl Transatlantik Eğilimler adıyla bir araştırma yapıyor.
Araştırmada ABD ve Avrupa kamuoyuna gündemdeki temel meselelerle ilgili sorular yöneltiliyor.
Transatlantik Eğilimler 2012'de, ABD, Türkiye ve (ilk kez) Rusya'dan başka 12 Avrupa Birliği ülkesi yer almış:
Almanya, Birleşik Krallık, Bulgaristan, Fransa, İspanya, İsveç, İtalya, Hollanda, Polonya, Portekiz, Romanya ve Slovakya.
Sonuçları çarşamba günü Kadir Has Üniversitesi'nde yapılan toplantıda kamuoyuna duyuruldu. Açıklamanın öncesinde ve sonrasında birer panel vardı...
İlk panelde... Bilgi Üniversitesi'nden uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. İlter Turan...
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı, diplomat ve milletvekili Volkan Bozkır... Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Çağdaş Türkiye Programı Direktörü Dorothee Schmid konuştular...
Birçok kişiye sıkıcı gelebilecek olan bu panelde, iki nedenden dolayı ben pek eğlendim.
Kamuoyu hamurdur
1) Hem İlter Turan, hem de Volkan Bozkır... Siyasetçiler açısından kamuoyu araştırmalarının, bir gerçeğin ifadesi değil, kullanılacak malzemeler olduğunu söyledi.
Siyasetçiler böyledir: Eğer araştırma kendi fikirlerini desteklemiyorsa, dünyanın en doğru lafları dahi edilse, bir kulaklarından girer, diğer kulaklarından çıkar.
Beni eğlendiren ise paneldeki ironiydi: Az sonra küfeyle para harcanarak 15 ülkede birden yürütülmüş bir araştırmanın sonuçları açıklanacaktı...
Ama iki önemli sima, "Bu verilerin siyaseten bir anlamı yok... Yönetim bildiğini okur" demekteydi.
Fikirler değiştirilir
Mesela araştırmada, halkımızın yüzde 57 oranında, Türkiye'nin, Suriye meselesinin tamamen dışında kalmasını istediği ortaya çıkmış.
Buna karşılık ancak üç kişiden biri (yüzde 32), "Türkiye, Suriye'ye müdahale etsin" diyormuş.
Bu sonuç elbette sosyologlar, siyaset bilimcileri ve CHP için önemli. Peki Hükümet ona göre hareket eder mi? Hayır! Özellikle iktidardaki siyasetçi için kamuoyu, eğilip bükülebilir bir varlıktır. Bugün öyle düşünür, yarın başka...
Düşünmüyorsa, düşünmesi sağlanır.
Nasıl mı? Kolay: Suriye'ye savaş açmak istiyorsunuz ama halkın yüzde 57'si karşı mı? Yakalarsınız bir Suriye ajanı... Afyon'daki cephaneliğe sabotaj düzenlediğini itiraf ettirirsiniz... Bakın bakalım, öyle bir durumda CHP'liler bile şahin kesiliyor mu, kesilmiyor mu?
Şeytanın sorusu
2) Dorothee Hanımın, 1915 Ermeni Soykırımı'nın Avrupa kamuoyu üzerindeki etkisinden söz ettiği bölüm de gırgırdı.
Bilhassa Volkan Bozkır'ın hassasiyetine şahit olduk.
Araştırmaların göreceliliği üzerine az önce konuşan sanki kendisi değilmişçesine...
Hükümet'in, Ermenilere, 1915'i araştıracak bir tarihçiler komisyonu kurmayı önerdiğini hatırlattı.
"Bu komisyon araştırmasını yapsın... Hangi karara varırsa varsın kabulümüzdür" dedi
Volkan Bey.
Tam o anda, "Sorsana, sorsana" dedi uzaklardan bir ses: "Peki komisyonda bizden hangi tarihçiler yer alacak?..
Mesela Taner Akçam ve olabilir mi?"
Uymadım Şeytana!
Halil Berktay
