Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

CHP nasıl kurtulur?

Bugün CHP'nin kuruluşunun 81'inci, 6 Ok'lu partinin son kalesi İzmir'in kurtuluşunun da 82'nci yıldönümü...
Önce bir gözlemimizi aktaralım: CHP atak bir muhalefet sergilemeye başladı. Van rezaleti ve hızlandırılmış tren faciasıyla ilgili raporları bunun en başarılı örnekleri.
Ancak bu dinamizm, "CHP'nin elinde tek kalenin kalması" gerçeğini unutturmuyor, unutturmamalı... Tam tersine, CHP'nin misyonu yalnızca iyi muhalefet değilse, iktidar alternatifi olabilmekse, bu büzülmeye doğru teşhis konmalı, doğru tedavi uygulanmalı.
İşte sıkıntı da burada başlıyor. Çünkü CHP kendi gündemine yanlış sorunları getiriyor. Ya da en azından öncelik taşımayan sorunları: Varsa yoksa Baykal... Tek adam yönetimi...
Fransa Sosyalist Partisi'nin yayınladığı "Sosyal demokrat model tartışılıyor" başlıklı araştırmada bu konuda bakın neler deniyor:
"Sosyal demokrat partilerin yönetim şeması son 30 yılda çok değişti. Toplumsal yaşamda televizyonun büyüyen etkisi, partilerin örgüt yapısında da çok önemli yansımalara yol açtı. Görsel medya, yönetimin kişiselleşmesini, tek kişinin öne çıkmasını teşvik etti. Günümüzde tüm seçim kampanyalarında medyanın ilgisi sadece partinin liderine odaklanıyor. Hatta liderin kişiliği seçmen tercihlerinde çok ciddi bir faktör oluşturuyor. 1997'de Tony Blair'in, 2002'de Gerhard Schröder'in zaferleri buna en iyi örnek."
İtirazımız yok; CHP'liler Baykal'ı tartışmaya devam edebilirler ama tüm enerjilerini onunla tüketmemeliler. Hiç değilse "Parti olarak AB'ye hazır mıyız?" konusuna da güç ve zaman ayırmalılar. "AB'ye uyum"un CHP'nin geleceğini, kaderini etkileyecek kadar hayati olduğunu görmeliler.

Ok'lara yeni yorumlar
Çünkü AB ile müzakere masasına oturulmasıyla Türkiye'nin "devlet ideolojisi"nde köklü değişiklikler gerektirecek yeniden yapılanma süreci başlayacak. Bu da CHP'nin 6 Ok'undan cumhuriyetçilik ve laiklik dışında kalanların (milliyetçilik, halkçılık, devletçilik ve devrimcilik) yeniden yorumlanmasını gerektirecek.
Yine AB süreci Türkiye'de küreselleşmenin sancılarını şiddetlendirecek. CHP de, Avrupa sosyal demokrat hareketlerinin yıllardır boğuştuğu sorunlarla tanışacak. Birkaçını sayalım:
* Kapitalizm artık sınai değil, finansal ve teknolojik. Bu değişen yapı Keynes-Ford modeli üretim tarzını da, emek-sermaye dengesini de allak-bullak etti.
* Sermayenin dolaşımı emekten çok daha hızlı. Üstelik küresel. Bu da klasik sendikacılığı tarihe gömüyor. Artık işkolu bazında değil, her işyerinin koşullarına ve çokuluslu şirketlerin stratejilerine uyan toplu sözleşme dönemine geçiliyor. Yoksa sermaye gözünü kırpmadan daha rantabl ülkelere göçüyor.
* Bu değişim yeni çatışma alanları yaratıyor: İşletmeler ile devlet arasında, nitelikli elemanla düz işçi arasında, küresel rekabete karşı korumalılar ile korumasızlar arasında...
AB'deki sol partiler, bu yeni meydan okumaların 20'nci yüzyılın sosyal demokrat anlayışıyla göğüslenemeyeceğinde uzlaşmış durumda. Onlara göre çözüm, sosyal demokrasinin liberal politikalarla desteklenmesinden geçiyor. Yani "sosyal-liberal sentez"den.
Kemal Derviş'in, "Yalnız Atatürk yetmiyor" derken, "Yerel siyaset ile ulusal siyaseti, ulusal siyaset ile evrensel siyaseti bütünleştirmeliyiz" çağrısı yaparken, kastettiği bu.
CHP vakit yitirmeden kendisi için bir "AB'ye uyum paketi" hazırlamalı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA