Rıza Çalımbay'ın iki çok önemli artısı var. Birincisi, bugüne kadar her görev aldığı takım savaşıyor, oyun disiplinine özen gösteriyor. İkincisi de Çalımbay günümüz futbol ilkelerinden rakibi oynatmama stratejisine önem veriyor. Bu özellikleri Beşiktaş'ta da açıkça görülüyor. Trabzon karşısında Beşiktaş savaşan, oyun disiplinine sadık ve rakibi oynatmayan bir görüntüdeydi. Fatih, Gökdeniz ve Yattara'ya alınan tedbirlerle Trabzon'un ofansif gücü kısıtlandı. Bu da galibiyetin anahtarı oldu. Ama bu doğrulardan her zaman kazanç elde edebilmek için top rakipteyken iyi kullanmak, organize olmak şart. Beşiktaş'ta bunlar çok eksik. G.Saray maçında mahkum futbolun ve yenilginin nedenleri burada yatıyor. G.Saray iyi dar alan presi yaptığı, tempolu oynadığı ve kolektif bütünlük sergilediği için Beşiktaş'a büyük üstünlük sağladı. Trabzon da iyi takım ama G.Saray gibi kolektif bütünlüğü ve saha parselizasyonu olmadığından Beşiktaş'ın işi kolaylaştı.
Rıza Çalımbay'ın en çok kafa yorması gereken nokta oyun kurgusunu geliştirecek çalışmalar yapmak, topu mümkün olduğunca kolay kaybetmeyecek bir kurgu oluşturmalı. Takım tertibine de dikkat etmeli. Kolektif yapıyı geliştirmek için taşlarla fazla oynamak zaman kaybettirir.
Bir örnek de cumartesi gecesinden vermek istiyorum, Çalımbay ileri uçta A.Dursun ile İbrahim Akın ikilisine görev verdi. İkisi de ikili, oynayan çabuk düşünemeyen, yardımlaşmayı bilmeyen oyuncular . Oynadıkları sürece kendi aralarında tek bir pozisyonda dahi diyalog kuramayışları ne kadar yanlış bir ileri uç seçimi olduklarının göstergesidir.