Birkaç yıl önce Frankfurt Kitap Fuarı'ndayız. Tam da Amerikan yayınevlerinin bulunduğu bölümde. Müthiş güvenlik önlemi alınmış. Birden arkamızda Mondadori yayınevinin basın sözcüsü Roberta beliriyor. Yanında da Roberto Saviano, etrafı sivil polisler ve korumalarla çevrili. Roberta bizi tanıştırıyor. Hatta beraber bir fotoğraf da çektiriyoruz. O gün onun da, benim de üzerimde siyah deri ceket var. Roberto Saviano sempatik ve yalın bir adam. Kendi düşüncelerinin hapishanesinde bir yazar, daha doğrusu düşünceleri özgür, kitapları aracılığıyla dolaşımda. Kendisi ise düşüncelerini özgürce ifade ettiği için saklanmak zorunda. Kimse nerede yaşadığını, hangi şehirde kaldığını, hangi mahallede oturduğunu bilmiyor. Tüm kabahati, yazdığı kitaplarla mafyayı ihbar etmiş olmak. Yazarlık mesleğinde Saviano'nun elinden tutan da İtalya'nın fikren en güçlü entelektüellerinden Goffredo Fofi. Saviano genç bir gazeteci yazar olarak ilk makalelerini Fofi'ye gönderdiğinde "Bırak bu saçmalıkları, geldiğin toprakları yaz" cevabını almış. Roberto da kitaplarında Napoli'de mafyayla iç içe geçen acımasız yaşam kesitlerini anlatıyor. Napoli mafyası Camorra'yı konu alan Gomorro adlı kitabı, İtalya'da 2 milyon 250 bin sattı. Almanya'da da best-seller oldu. Saviano, 2006'da Caserta'da yasaları savunan bir sivil toplum gösterisine katıldı ve Casalesi klanını bölgeyi terk etmeye davet etti. Dönemin İtalya İçişleri Bakanı Giulano Amato da onun arkasına korumaları koydu. Saviano'nun şimdi de
Zero, Zero, Zero (Sıfır, Sıfır, Sıfır) adlı kitabı çıktı. Yine en çok satanlar listesinin başındaki kitap, kokainin yaygın kullanımını, ekonomik boyutlarını anlatıyor. Saviano bir kez daha elini, kalemini mafyanın kalbine uzatıyor. Bu kitapla birlikte Saviano belki de İtalya'yı terk edecek. Çünkü artık korumalarla yaşamaktan bıkmış.