"Balyoz darbe planı gereği bu seviyede komutanların gözaltına alınmasının nedenlerinden biri, teknik. Delillerin otantik olup olmadığını polis laboratuvarlarında, TÜBİTAK laboratuvarlarında araştırdılar. Ek olarak sanırım Çetin Doğan'ın Meksika'ya gitmek için uçakta yer ayırtmasıyla ilgili de bir aciliyet söz konusu olmuş. Polisler doğal olarak bunun bir kaçma girişimi olarak değerlendirip, operasyonu başlatmış olabilirler. Bir sosyal bilimci olarak ise şunları söyleyebilirim: Savcılar artık Türkiye'de general, emniyet müdürü, genel müdür ya da başka bir şey diye bakmaksızın; ellerine gelen bilgiyi, belgeyi değerlendiriyor. 28 Şubat'ta bir düdük çalıp, savcıları Genelkurmay'da toplayabilen bir yapı vardı. Medya bu kadar farklılaşmamıştı. Savcılar da, toplumsal talep olduğu, medya renklendiği, AB süreci toplumu değiştirdiği için daha cesurlar. Susurluk olayı olduğunda, medya Emniyet'in üzerine gidiyordu, Emniyet kendini yeniden sorguladı ve bu süreçten güçlenerek çıktı. Örneğin polis devleti korumak için işkence yapmanın, insanların anasını ağlatmanın Emniyetçilik olmadığını öğrendi. Geldiğimiz noktada aynı şey askerler için de geçerli. Eleştiriler kurumu yıpratmıyor, bence ordumuz bundan güçlenerek çıkacak."