Soğuk bir pazar sabahı. Saat saat daha 09.00 bile değil. İngiltere'nin uzak bir kasabasında, kuş uçmaz kervan geçmez bir tarlanın ortasında hummalı bir çalışma var. Elinde metal dedektörü tutan bir adam, kararlı bir biçimde tarlayı adımlıyor. Yakın zamanda sürülmüş bu tarlanın kargalardan başka bir ziyaretçisinin olmasının nedeni genç çiftçinin kaybettiği ata yadigarı yüzük. Asıl mesleği pilotluk olan Richard Higham boş zamanlarında hazine avcılığı yapıyor, insanların kaybettiği saat, yüzük, altın zincir gibi değerli eşyaları buluyor. Metal dedektöründen çıkan her sese kulak asmayan Higham bulduğu metallerin sadece yüzde 25'inin gerçekten değerli olduğunu söylüyor. Başarısız hiçbir araması olmadığını anlatan hazine avcısının bugüne kadar yaptığı en uzun keşif 14 saat sürmüş. Higham, 'Ring Finders' (Yüzük Bulanlar) adlı grubun yüzlerce üyesinden sadece birisi. Bu grupta 250 metal dedektörlü arayıcı var. 2009'da Chris Turner tarafından Vancouver'da kurulan topluluk kayıp yüzükleri bulup evlilikleri kurtarıyor. Bugüne kadar buldukları yüzük sayısı bin 500. Değerleri ise dudak uçuklatacak cinsten: Tam 3.6 milyon dolar.
YÜZÜKLER BULUŞUYOR
Chris Turner sahibine kavuşturduğu hazinelerin hikayelerini video blogunda yayınlıyor. İnsanların birbirinden ilginç yüzük kaybetme hikayeleri var: Bir kadın düğünde çılgınca eğlenirken yüzüğünü elinden düşürüyor. Bir başkası kavga ederken kocasına sinirlenip yüzüğü parktaki çimlerin arasına atıyor. En sık karşılaşılan hikaye de düğün hazırlıkları sırasında zayıflayan gelinin balayında denize girerken yüzüğü parmağından düşürmesi. Evlilikleri tehlikeye giren çiftlerin en büyük yardımcısı olan grup bugüne kadar 500 çifti boşanmanın eşiğinden döndürmüş.
PARLAYAN HER ŞEY
Grubun dünyanın dört bir tarafında üyesi var. ABD'de 222, Kanada'da 72, İngiltere ve Avustralya'da yedi, Fransa'da da iki kişi gruba üye. 20 ülkede faaliyet gösteren grubun Tayland, Peru, Polonya, Yunanistan, Finlandiya'da üyeleri bulunuyor. Türkiye'de ise üyesi yok. Sadece kayıp eşyaları bulunanlar ve hazine avcıları kazançlı çıkmıyor. Metal dedektörü üreticileri de durumdan memnun. Sektörün lider üreticilerinden Minelab, 2012 yılında dedektör satışlarından 70 milyon dolar kar etti. Şirket son yıllarda Rusya, Doğu Avrupa ve Latin Amerika'daki satışlarının arttığını ifade ediyor.
TATİLCİLER GİDER ALTIN AVCILARI GELİR
Türkiye'nin Akdeniz ve Ege sahilleri her yaz yerli ve yabancı binlerce kişiye ev sahipliği yapıyor. Yazın tatilcilerin akınına uğrayan plajlar, kışın da yerli altın avcılarının mekanı oluyor. Dünyanın sayılı plajları arasında gösterilen İztuzu, Konyaaltı, Patara gibi plajlarda sezon bittikten sonra insanlar tatilcilerin yüzerken veya güneşlenirken kaybettiği altın ve değerli eşyaları arıyor. Ellerinde dedektörlerle kıyıya vuran dalgaların sahile taşıdığı altın, yüzük, kolye ve madeni paraları toplayan kişiler kayıp altınları ekonomiye kazandırdıklarını söylüyorlar.
MANYETİK MUCİZE
Peki ama kimilerine kazanç kapısı açan, kimilerini de değerli anılarıyla buluşturan metal dedektörleri nasıl icat edildi? 1881 yılında Alexander Graham Bell cihazın ilk versiyonlarından birini tasarladı ve kullandı. Üstelik o ilk değildi. Yarattıkları elektromanyetik dalgayı yeryüzüne yansıtarak çalışan bu aletlerin basit versiyonları yüzyıllardır kullanılıyor. Ancak hazine aramak için bir metal dedektöründen çok daha fazlasına ihtiyacınız var. Özellikle de İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde... 1966 yılında Büyük Britanya'da çıkan Hazine Kanunu'na göre yaptığınız aramayı devlete bildirmek zorundasınız. Sadece bu kadar da değil. Eğer bulduğunuz değerli nesne tarihi önem taşıyorsa onu müzeye teslim etmek de yapmanız gereken bir diğer şey.