İlk iklim verilerinin kayda alındığı 1880'den bugüne dünya sıcaklığı 1,6 derece arttı. Endüstri Devrimi'nin ardından hız kazanan küresel ısınma, artık fark edilir iklim değişikliklerine yol açıyor. Aşırı ve alışılanın dışında yaşanan hava olayları, doğal felaketleri beraberinde getiriyor.
KASIM 2021 DÖNÜM NOKTASI
Bugün küresel iklim krizi, dünyanın ortak sorunu ve susuzluk, açlık, salgın, göç ve savaş gibi ciddi sorunlara işaret ediyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın (UNDP) Oxford Üniversitesi'yle ortak dünya nüfusunun çoğunluğunu kapsayan 50 ülkede gerçekleştirdiği "İklim Anketi" insanların "Geniş kapsamlı acil eylem" istediğini ortaya koyuyor. Mevcut nüfusun yüzde 64'ü, devam eden COVID-19 küresel salgınının yarattığı koşullara rağmen iklim değişikliğinin küresel acil durum oluşturduğuna inanıyor. Yani bireylerden devletlere tüm unsurlar için "sorumluluk alma" zamanından geçiliyor ve Kasım 2021'de Glasgow'da toplanacak Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi'nde ülkelerin iklim eylemi taahhütleri açısından dönüm noktası olması bekleniyor.
2040'A KADAR HER YIL MİLYONLAR KURTULUR
Haftalık yayınlanan hakemli hekimlik dergisi Lancet'in son "Geri Sayım Sağlık ve İklim Değişikliği" raporu bugün yayınlandı. Rapora göre iklim değişikliğiyle mücadele hedefleri milyonlarca hayat kurtarabilir. Rapor kapsamında dünya nüfusunun yarısını kapsayan 9 ülke (ABD, Çin, Almanya, Birleşik Krallık, Brezilya, Endonezya, Güney Afrika, Hindistan ve Nijerya) incelendi.
Bu ülkeler aynı zamanda küresel emisyonların yüzde 70'ini de temsil ediyor. Sonuçta ise ülkelerin Paris Anlaşması'nda öngörülen hedeflere ulaşmak için iklim taahhütlerini artırması halinde 2040'a kadar her yıl milyonlarca kişinin hayatı kurtulabileceği öngörüldü. Eğer bu ülkeler, Paris Anlaşması'nın hedeflerini yakalamaya ve sağlığa öncelik veren politikaları benimserse 2040'a kadar her yıl iyileşecek beslenme düzeni sayesinde 5,8 milyon, daha temiz hava sayesinde 1,6 milyon, artan fiziksel hareket sayesinde de 2,1 milyon kişinin hayatı kurtulacak.
Raporun baş yazarı ve Lancet Countdown Sağlık ve İklim Değişikliği Yöneticisi Ian Hamilton, "Mesaj çok açık. Paris Anlaşması'na uymak her yıl milyonlarca insanın erken ölmesini engellemekle kalmaz, iyileşen sağlık koşulları sayesinde milyonlarca insanın yaşam kalitesini artırır. Daha fazla hayat kurtarmak için sağlığı, iklim değişikliği politikalarının ön saflarına yerleştirme zamanı geldi" diyor. Raporda görüşü aktarılan Dr. Alastair Brown ise Çin'in "2060'a kadar karbon nötr ülke" olma ve ABD'nin 2050'ye kadar emisyonları sıfırlama taahhüdünü hatırlatarak "Yeni duyurulan bu taahhütlere rağmen, dünya henüz Paris Anlaşması hedeflerini tutturma yoluna girebilmiş değil ve küresel sıcaklığın yüzyılın sonuna kadar 2,5 derece artması bekleniyor" diyerek uyarıyor.
BOĞAZİÇİ'NDEN 81 İLDE "ENERJİ VERİMLİLİĞİ" ARAŞTIRMASI
İklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkelerden biri olan Türkiye'de ise her gün iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında yeni haberler geliyor. Güncel araştırmalara göre; tarıma, iklim değişikliğine, çevreye ve yenilenebilir enerjiye olan duyarlılık artıyor.
Son olarak Boğaziçi Üniversitesi, Türkiye'nin 81 şehrindeki binaları enerji verimliliği kapsamında araştırmaya başladı. "Prototip Bir Binanın Türkiye'nin Tüm Şehirlerine Yönelik Optimum Yalıtım Kalınlığının Skolastik Bir Yaklaşımla Belirlenmesi" başlıklı projeyi Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beliz Özorhon yürütüyor. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Sedat Semih Çağlayan'ın da katkı sunduğu projeyle binalar için gerekli optitum yalıtım kalınlığı analiz edilerek enerji tasarrufunu ve enerji verimliliğini artıracak uygulamaların hayata geçirilmesi amaçlanıyor. Türkiye'nin Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı'na göre 2023'e dek enerji yoğunluğunun 2015 yılına kıyasla yüzde 20 azaltılması gerektiğine işaret eden Özorhon "Her bir şehrin aylık ortalama sıcaklık değerleri için İklimBU (Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi) ile ortak bir çalışma yapacağız. Binaların ne kadar enerji harcayacağını hesaplarken aynı zamanda önümüzdeki yıllarda küresel ısınmanın şehirlerin aylık ortalama sıcaklık değerlerine nasıl yansıdığını gösteren verileri sağlayacak bu sayede küresel ısınmanın bu hesaplamalara nasıl yansıyabileceğini görecek olmamız bu çalışmanın önemli bir avantajı olacak" dedi.
TÜRKİYE'DE KARBON AYAK İZİMİZİ YÜZDE 18 AZALTTIK
Türkiye'de Bursa ve Gaziantep'te yatırımları bulunan gıda firması Nestle ise iklim değişikliğine karşı 10 yıllık bir eylem planı hazırladı. Şirket 2030'a kadara tarımsal sera gazı emisyonunu azaltmak amacıyla "onarıcı tarım"ı yaygınlaştırma kararı aldı. Şirket her yıl 20 milyon ağaç dikecek. 2025'e kadar tüm fabrikalarında yüzde 100 yenilenebilir elektrik enerjisine geçecek. Bursa Karacabey'deki gıda fabrikası ve Kestel'deki su dolum tesisi için geçen yıl "Sıfır Atık Belgesi" almaya hak kazanan firma, TEMA Vakfı işbirliğinde Gaziantep'te yürüttüğü projede ise aşılama, budama ve doğru sulama yöntemleri gibi uygulamalar sayesinde son 10 yılda yüzde 149 verim artışı elde etti. Şirketin Türkiye CEO'su Ansgar Bornemann "Türkiye'de bugüne kadar karbon ayak izimizi yüzde 18 oranında azalttık, 130 bin ağacın bir yılda oksijene çevirebileceği miktarda karbon salınımını önledik. Biliyoruz ki, iklim değişikliğiyle mücadele bekleyemez, biz de beklemeyeceğiz" dedi.