Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SOLİ ÖZEL

Ziyaret

Halid Meşal'in ziyaretinin tüm sonuçlarını görmek için aradan bir süre geçmesi gerekecek. Ancak Türkiye'nin önemli bir fırsatı kötü kullandığını, kendi manevra alanını daralttığını söylemek mümkün. Bu ziyaret Türkiye'de Filistinİsrail çatışmasının alfabesinin bile doğru dürüst bilinmediğinin açığa çıkmasına da ayrıca vesile oldu. Bu denli derin bir bilgisizlik ve duygusallıkla sağlıklı bir tartışma yapmanın ne denli güç olduğu da aşikâr.
Bilgisizlik değilse bile aşırı heyecanın hükümeti doğru bir işi yanlış zamanlamayla, yanlış şekilde ve yanlış şahsiyetle yapmaya götürdüğü söylenebilir. Bu nedenle de önümüzdeki dönemde Türkiye'nin oynamaya kadir olduğu bir rolü oynayabilme şansı da azalmış sayılır. Bu türden girişimlerde alenilik marifet sayılmaz. Oslo Anlaşması'na giden yol gizlilik nedeniyle tarafları anlaşma noktasına götürebilmişti.
Bu bağlamda Hamas'ın Şam'da oturan, seçimlere katılmamış, dolayısıyla da seçilmemiş bir liderinin Ankara'ya kapsamlı bir plan pişirilmeden gelmesi fazla yarar getirmez. Bu hamle yapılırken Türkiye'nin müttefikleriyle teatide bulunmaması, bazılarına doğruların söylenmemesi ise işin tuzu biberi.
AB'nin veya üye ülkelerin Hamas ile teması tabii ki var. AB üyeleri muhtemelen İsrail seçimlerinin de yapılmasını bekledikten sonra belirli formüllerle diyaloğun önünü açmaya çalışacaktır. ABD'nin ve İsrail'in cezalandırmaya yönelik tercihleri yanlıştır ancak daha Hamas hükümeti kurulmadan yapılan beyanları da siyasi pazarlığın parçası olarak görmek anlamlı olacaktır.

Diplomasinin
incelikleri
Filistin-İsrail arasındaki çatışmanın vardığı noktada yegane sorun, Hamas'ın sivillere yönelik terörden vazgeçmemesi veya İsrail'i tanımaması değil. Bunları zaten yapmak zorunda. Hamas yöneticileri, tüzüklerinin Kuran'ı Kerim olmadığını şimdilik fısıltıyla da olsa söyleyerek kendilerince anlamlı bir mesaj da verdi. Sorunun bir de İsrail tarafı var ki orada yerleşim birimlerinin artması, toprağın gasp edilmesi, Kudüs'ün Arap kesiminin Batı Şeria'dan tecrit edilmesi, Ürdün vadisinde güvenlik gerekçeleriyle İsrail tarafından yapılanların tartışılabilmesi gerekiyor. Ya da İsrail'in ödemeyi kestiği vergilerin aslında Filistinliler'in parası olduğunun söylenmesi.
Türkiye'nin hem Filistin hem de İsrail taraflarında at koşturabilmesi o nedenle çok daha iyi tasarlanmış, sorunun inceliklerini daha iyi kavrayan ve yaratıcı diplomasiyi olay yaratanla karıştırmayan açılımla mümkün olurdu.
Hamas hazır olmadan iktidar sorumluluğunu yüklenmek zorunda kaldı. Kendi tabanını kaybetmeden, temel ilkelerinden ödün vermeden aklın ve Filistinliler'in çıkarlarının gerektirdiği noktaya gelmesi sağlanmalıdır. Bu durumda yapılacak en yanlış şey, partiyi tecrit etmek, fonları kısmak ve İran'la radikal İslamcı grupların bölgede etkinliklerini artırmalarının önünü açmaktır.
Tabii ki Hamas'ın seçime girerek kabullenmiş olduğu siyasi çerçeve içinde Filistin yönetiminin imzaladığı anlaşmaları kabul etmeme hakkı yok. Girdiği oyunun kuralları seçimlerde kazanarak iktidara gelmekten ibaret değil. Ama Hamas'ın bu noktaya getirilmesi için de siyasetin ve diplomasinin zamana ihtiyacı var. Türkiye kendi kredisini İsrail ve ABD'yi Hamas'ı tecrit etmek ve maddi açıdan boğmak politikasından vazgeçmeleri için kullansa daha verimli bir iş yapmış olurdu.
Hükümetin önünü arkasını pek de iyi görmeden ve kavramadan attığı anlaşılan adım beklentilerin altında bir sonuç verecek gibidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA