Tipik bir günümüz TV dizisi gibi açılıyor film. Ve vaktiyle bir Rus limanında tanıştığı gencecik bir kızla sevip onu hamile bırakan, ama görev gereği gemisiyle ayrılması gerekince, adeta arkasına bakmadan kaçan bir Türk denizcisinin serüvenini izliyoruz. Bu bölüm yapaylığı, çok az diyalogla kahramanlarını birer gölge oyunu figürüne dönüştürmesi ve müzik destekli abartılı duygusallığıyla insanı rahatsız ediyor. (Yönetmeni bu bölümü daha çok, eski Yeşilçam duyarlığının bir özeti diye sunmayı tercih ediyor.) Sonra hikayenin gelişimiyle birlikte, filmin atmosferi değişiyor. Annesinin karnında bıraktığımız bebeği, yıllar sonra büyümüş olarak, tüm çocukluğunu geçirdiği öksüzler yurdundan çıkıp hayata atıldığında izliyoruz. Kendisine ölmüş annesinden bir mektup, bir resim ve bir eşarp getiren gizemli bir kadının ardından, o da babasını bulmak üzere Trabzon'a geliyor, Ve orada, son yıllarda kısaca Nataşa denen Rus kadınlarının istilasına uğradığı için onlara düşman olmuş, hayli tutucu ve muhafazakar bir kent, kendisini hiçbir biçimde tanıyıp konuşmak bile istemeyen namazında niyazında bir baba ve onun bu dış tehdide karşı bir kalkan kesilmiş üç çocuklu ailesini buluyor. Ve bununla birlikte film de asıl yönünü saptıyor, asıl gücüne erişiyor. Çağdaş Türkiye'nin bu ilginç sosyal, kültürel ve ahlaki sorununu fonda kıpır kıpır bir Trabzon tasviriyle birlikte verirken, ön planda kahramanların, özellikle de kadınların ayrıntılı psikolojisine dalıyor. Laz ananın tüm inadı ve enerjisiyle yuvasını koruması, onun yanında yer alsalar da çok daha çağdaş ve insancıl kız çocuklar... Babasını geç de olsa tanımak için geldiği alabildiğine farklı bir kültürün içinde kaybolan, ama sonunda özellikle biz erkeklere bir tokat etkisi yapacak güçte bir ders veren genç Rus kızı Katya... Ve de elbette erkekler.
KADINLAR ARASI HESAPLAŞMA
Yunus Kaptan'ın o yakışıklı denizciden hayat yorgunu, bezginliği yüzüne vurmuş, namazında niyazında yaşlı adama dönüşmüş hali. Oğlun, babasının telkinlerindeki maceralı bir hayat yerine evine- ailesine adanmış sade bir hayatı seçmesi. Ve de kimi unutulmaz sahneler: Vedası bile olmayan bir aşkı temsilen kaçar gibi uzaklaşan gemi... Çarşı ortasında kadınlar arası bir hesaplaşma... Haksızlığını kabul edip yüreğindeki buzu eriten kaptanın boşalması... Ve de tüm final bölümü. Kadir İnanır'ın bu olgunluk yaşı kompozisyonu, tek sözcükle görkemli. Yanı başında Altın Portakal ödüllü genç Rus oyuncusu Anna Andrusenko da çok iyi. Bu güzel duygusal filmi özellikle baba-kızlar birlikte izlemeli. Ben öyle yapacağım: Ece'yi ikna edersem!..
ELVEDA KATYA ***
Yönetmen: Ahmet Sönmez Senaryo: Nalan Merter Savaş Görüntü: İlker Berke Müzik: Tamer Çıray Oyuncular: Kadir İnanır, Anna Andrusenko, Rüçhan Çalışkur, Caner Cindoruk, Belgin Erdoğan, Tatsiana Tsivikevich, Elena Polyanskaya / 24 Kare Film