Cem Yılmaz çıtayı çok yükseltti. Her Cem Yılmaz filmi müthiş bir merakla bekleniyor, o merak ölçüsünde bir tanıtımla sunuluyor. Ve insanlarda iki saat devamlı gülecekleri konusunda bir büyük beklenti doğuyor. Gerçi Yılmaz, "Senaryonun komik olması hiçbir zaman birincil konumuz olmadı," diyor (
Sinema dergisi, Ocak sayısı)... Ama beklentinin o yönde olduğu da kesin. İşte
Yahşi Batı da bir ölçüde bu beklentinin kurbanı oluyor. Yoksa çok iyi bir film bu... Çok para ve emek harcanmış, Vahşi Batı'yı dekor, atmosfer ve dönem olarak karşımıza getiren, her sahnesi özenle çekilmiş bir film. Mirsad Heroviç'in harikalar yarattığını ve günümüzün omuz kamerasıyla çekilmiş dijital filmlerinin asla veremediği bir görselliğe ulaştığını hemen belirtmek gerek. Yani işin seyirciye saygı yanı tamam... Ama ya gerisi? İki Osmanlı bürokratının 1880'li yıllarda, padişah tarafından gönderilen çok değerli bir mücevheri zamanın ABD Başkanı'na hediye olarak götürmek için yaptıkları yolculuğun öyküsü bu... Kahramanlarımız Vahşi Batı'da kayboluyor ve hediyeyi çaldırıyorlar. O sıralarda haliyle konuştukları kırık-dökük İngilizce, filmin bir buluşuyla tıpkı DVD oynatıcısındaki gibi Türkçe'ye dönüşüyor ve o andan itibaren, en tipik deyimleri ve keskin argosuyla güzel dilimiz herkesçe konuşulmaya başlanıyor. Film, temelde vaktiyle bol bol izlediğimiz Bob Hope, Danny Kaye veya
İki Açıkgöz komedileri gibi. Tür sinemasının parodisine dayalı o filmlerden özellikle Hope'un
Korkak Kahraman,
Sahte Şövalye gibi western komedileri aklıma geliyor. Keşke Cem Yılmaz sinemada daha mütevazi olsa ve güldürmenin de çok soylu bir iş olduğunu kabullenip o yönde yoğunlaşsa... Aslında film ustalıkla çekilmiş. Hemen tüm sahneler sinema olarak doyurucu. Yer yer parlak espriler de var. Kendi adıma o Osmanlı'yı özetle anlatmak, para kazanmak için Karagöz oynatmak, Brokeback'li 'gay' silahşor, yağlı güreş gibi sahneleri, o emsalsiz kelime oyunlarını, atın altından kelebek çıkarmak gibi 'absürd' komedi anlarını unutacak değilim. Hemen tüm oyuncuların çok uygun, çok iyi işlenmiş kişiliklerini de... Ama yetmiyor. Yeterince gülemiyor, umduğunuz gibi gülerek rahatlayamıyorsunuz. Tempo yer yer ağırlaşıyor, ilgi dağılıyor. Kimi gereksiz komedi bölümleri geri tepiyor. Ve film çok uzun görünüyor. Ben olsam, filmi hemen 20 dakika kadar kısaltırdım. Amerikalılar o 'sneak preview' denen ilk gösterimlerini ve sonra filmi seyircinin tepkisine göre değiştirme işlemlerini boşuna yapmıyorlar... Cem'in tüm bunlar üzerinde daha çok düşünmesini dilerdim.
YAHŞİ BATI **
Yönetmen: Ömer Faruk Sorak
Senaryo: Cem Yılmaz Görüntü: Mirsad Heroviç
Müzik: Ömer Özgür
Oyuncular: Cem Yılmaz, Ozan Güven, Demet Evgar, Özkan Uğur, Zafer Algöz, Dilek Çelebi, Ferdi Sancar, İştar Gökseven, Demet Tuncer, Kaan Öztop. Böcek Yapım.