Daha önce yazdığım gibi, bu yıl Cannes'a gidemedim. Görmediğim filmler üzerine ahkam kesmek de istemem. Ama Altın Palmiye'yi alan Taylandlı yönetmen Apichatpong Weerasethakul'un daha önceki iki filmini görmüştüm. Bu açıdan, şunu söyleyebilirim: Cannes bu yıl sürpriz yaptı. Genelde Berlin, Venedik, Locarno gibi diğer ünlü şenlikler, sanat sinemasına daha dönük filmleri gözetir ve ödüllendirir, Cannes ise daha popüler filmlere ödül verirdi. Bu yıl ise çok kişisel bir sinema yapan ve bizim batılı ölçütlerle kolay kavrayıp tadına varamayacağımız bir yönetmene en büyük ödül verildi. Sinema sanatına hayırlı olsun! Bu yıl Cannes FIPRESCI jürisine katılan, üstelik jüri başkanı olan sevgili Alin Taşçıyan'la konuştum. Bu arada, Alin'in jüri başkanı olduğunu bilmiyordum, sonradan öğrendim! Alin reklamını yapmayı bilmez. Oysa elâlem çok daha küçük işlerini nasıl manşete çıkarıyor! Öncelikle Alin'i kutluyorum. Alin bana Altın Palmiyeli
Geçmiş Yaşamlarını Hatırlayan Boonmee Amca filminin kendi jürisinde de tartışıldığını, ama üzerinde fikir birliği sağlanamadığı için elendiğini söyledi. Düşünün, sinemayı yakından izleyen dünya eleştirmenleri jürisi bile ödül vermezken, asıl jüri bu filme Altın Palmiye verdi. Elbette fantastik sinema ustası jüri başkanı Tim Burton'ın etkisiyle... Bunu sürprizin ötesinde, bir devrim saymamak mümkün mü?