Sabah erken kalkıp yürüyüş yapacaktım. Erken kalktım ama yürümeye üşendim. Öğle tatilinde, 'haydi havuza gideyim' dedim. Güneşin altında otururken bir de tavuklu dürüm söyledim. O sırada telefon çaldı. Arayan Ajda... Gazetede 'Güzel bacakların sırrı' diye bir haber vardı. Malumunuz bugünlerde herkes taş gibi bacakların sırrını konuşuyor. Çorap giymediğini söyledi. Sohbet ederken, "Siz bu arada ne yapıyorsunuz?" dedim. Sesi farklı geliyordu çünkü... "Koşu bandındayım" dedi. O an dürümü elimden bıraktım. Durum budur. Herkes oturur, Ajda koşar, terler. Sonra da "Nasıl böyle oluyor?" diye bütün kadınlar birbirine sorar. Hafiften de kıskanır. Bu arada merak edenlere açıklayayım. Ajda 60.5 kiloymuş... Ohh, şahane dediğinizi duyar gibiyim. O zaman, haydi yürüyüşe hanımlar!