Bir yandan söylenecek her şey zaten söylendi bu Hande Ataizi-Cihan Ünal meselesinde, bir yandan da aklımızın ermekte zorlandığı noktalar baki... Bu tahterevallide inip çıkarken, bir sayalım bakalım:
Az gelişmiş ülkenin ezilen mağdur kadınına vereceğimiz örnek Hande Ataizi mi? Suya götürür, susuz getirmez mi? Kargalar gülmez mi?
Cihan Ünal, 'saygın' bir tiyatro kariyeri olduğundan yola çıkarak nasıl her konuda ona kefil olmamızı bekler?
Bazıları, makbul buldukları insana nasıl böyle kolayca kefil olabilir?
Kariyerle, prestijle, ciddiyetle kadın-erkek davaları arasında böyle bir bağ hâlâ nasıl kurulur? Üstünden sadece günler geçen başa bir hikaye, IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn'ın taciz vakası da mı işkillendirmez?
"Çok daha güzel kadınlarla çalıştım," cümlesi, garanti belgesi yerine geçer mi? lÖzel Hayatlar'da en baştan beri Ataizi'nin yerine gelen Devlet Tiyatrosu oyuncusu Meral Bilginer'le çalışılsa, oyunun adı geçer mi? O zaman Gencay Gürün'ün şikayet etme, üzülme, bozulma, laf çakma hakkı var mı?