İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin verdiği iftar yemeğinde konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan statükodan yakındı. Erdoğan, Başbakan olmasına rağmen kendisinin de konuşamadığı meseleler olduğunu belirterek, Türkiye'nin kronik sorunlarını çözmek için el attıkları zaman statükoyla karşılaştıklarını söyledi. Erdoğan, "Bu ülkede petrol yok ama ondan çok daha değerli şeyler var. Bizim çok genç, dinamik bir nüfusumuz, insan potansiyelimiz var. Ama nereye el atsan bakıyorsun, karşısında statüko var... Size adım attırmıyorlar. Engelliyorlar. Şaşarsınız. Hayırdır!. Ne oluyor? Hepsini konuşamıyorsunuz ki. Ya siz başbakansınız, nasıl konuşamazsınız? Evet, konuşamıyoruz ama konuşacağımız günler de gelecek, onu da söyleyeyim" dedi. Kendisine 'Sakın dokunma yanarsın. Elini taşın altına sokma, risk alma' dediklerini anlatan Erdoğan "Hocam öyle derdi 'oğlum ekonomi risktir' derdi. Daha sonra öğrendik ki, siyasetde risktir. Ama şimdi görüyorum ki çok daha ileri bir ifadeyle yaşam bir risktir. Yaşam risk olduğuna göre artık biz yola çıktık. Öyle ise biz riski üstümüze aldık. Ama biz bu yola çıktık, bedeli neyse bunu ödemek suretiyle bu yola devam edeceğiz" diye konuştu.
SEN Mİ ÇÖZECEKSİN?
Bazı dostlarının kendisine akıl verdiğini de belirten Erdoğan şunları söyledi: "Diyorlar ki 'onlarca yıldır çözülemeyen sorunları sen mi çözeceksin Tayyipçiğim'. Çözemezsin vazgeç. Senden öncekiler yapamadı, sen nasıl yapacaksın dediler. Ötele, sumenaltı et dediler. Görmezden gel dediler. Biz ise hayır dedik. Ve bütün engellemelere rağmen bütün meselelerin üzerine cesaretle gittik ve gidiyoruz." Başbakan Tayyip Erdoğan, 'Demokratik açılım' için randevu taleplerine yanıt vermeyen CHP'ye, "Dilerim ki, Meclis açılana kadar bu konuda bir yanıt gelir. Gelmezlerse biz gideriz" dedi. Erdoğan, konuşmasında ağırlıklı olarak ele aldığı "Demokratik açılım" konusunda CHP'ye ılımlı mesajlar verdi. Açılımın son derece sağlıklı bir zeminde ilerlediğini dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin bir aydır cesaretle bu konuyu tartıştığını söyledi. Erdoğan, konuya ilişkin henüz kendilerinin konuşmadıklarını ifade ederek şunları söyledi: "Biz daha dinliyoruz. Bütün siyasi partiler, STK'lar, akademisyenler, medyanın temsilcileri herkes söylüyor. Yüzde 1'in üzerinde oy almış bütün siyasi partilerden bizzat bakanım yazılı randevu talep etti. Bir tek MHP olumsuz bir yanıt verdi, CHP'den her hangi bir cevap almadık. Sözlü olarak onlar da olumsuz yaklaştı. Temenni ederim ki, Meclis açılana kadar bu konuda bir yanıt gelir. Gelmediği takdirde biz gideriz.
HAYAL BİLE EDEMEYİZ
Gerçi CHP'nin, konuyla ilgili olarak 1989 ve 1999 Kürt Raporu, Kürt sorunu ile ilgili raporu belli. Biliyorsunuz Sayın Baykal açıkladı, 'biz raporumuzun arkasındayız' dedi. Bu da zaten işimizi kolaylaştırıyor. Ama ben şunu da söyleyeyim, Sayın Baykal'ın o raporundakileri var ya, biz hayal bile edemeyiz. O denli ileri bir aşama. Ama biz gerekli randevularımızı talep ederiz. Gider kendileriyle hem raporlarını ortaya koyarız hem de bütün genel düşüncelerimizi kendileriyle müzakere ederiz."