Timur Kara, Avrupa'dan Körfez ülkelerine, Güney Afrika'dan Hindistan ve Pakistan'a kadar 25 ülkeyi havadan çekmiş bir hava fotoğrafçısı. Petrol boru hatları, yeni inşaat projeleri, oteller, göller, sahil şeritleri, maden ocakları, stadyumlar, otoyollar, Formula 1 yarışları, BMW, Renault ve Mercedes gibi büyük şirketlerin fabrikaları, tarlalar, ormanlar, havaalanları, limanlar, organize sanayi bölgeleri, köprüler, yollar ve daha akla gelebilecek pek çok şeyi 15 yıldır tek motorlu bir uçaktan fotoğraflıyor. Firmaların, şahısların ve kurumların talepleri doğrultusunda, dünya çapında ayda yaklaşık 100 noktanın gökyüzünden fotoğrafını çeken Kara, hava fotoğrafçılığına Almanya'da üniversitede işletme okurken merak sarmış ve bu sebeple okulu bırakmış.
Gökyüzü için üniversiteyi bıraktı
Her şey bir gün okul çıkışında tesadüf eseri Almanya'nın ilk hava fotoğrafçısı Verner Peters ile tanışmasıyla başlamış. Peters sayesinde dünyanın gökyüzünden görünen büyülü yüzüyle tanışan Kara, bu büyüden bir daha uzaklaşamamış. Bugün 90'larında olan, Kara'nın hocam dediği Verner Peters, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra yerle bir olan Almanya'yı durum tespiti için kare kare fotoğraflayan fotoğrafçı olarak biliniyor. Almanya'da bir süre sonra kendi stüdyosunu kuran Kara, Türkiye'den havadan otel ve fabrika çekimleri için çok talep gelmeye başlayınca 2003 yılında merkezini Köln'den Antalya'ya taşır. Bir süre Türkiye'de yaşadıktan sonra petrol boru hattı çekimi için Dubai'ye gider ve işlerin orada yoğun olmasından dolayı bu sefer de Dubai'ye yerleşir. 2007 yılından bu yana Dubai'de yaşayan Timur Kara, her ay Türkiye'ye gelmeye devam ediyor.
15 yılda 7 bin saat
Kara'nın yaptığı iş teknik olarak ikiye ayrılıyor. İlki reklam ve tanıtım amaçlı çekimler. Diğeri de sayısal fotoğraf denen topografik çekimler. Bu tür çekimleri imar müdürlükleri, belediyeler ve inşaat yatırımcıları talep ediyor daha çok. 15 yılda 7 bin saatten fazla uçtuğunu söyleyen Kara, yaptığı işi beğenmezse, müşteri istese de istemese de yeniden en iyisi çıkana kadar tekrarladığını da ekliyor. Gelen işlerin ülkelere ve bölgelere göre değiştiğini söyleyen Kara, şöyle anlatıyor: "Örneğin Köln'de Ren nehrini çektim defalarca. Yine Almanya'da yol projelerini ve hızlı tren demiryolu hattını fotoğrafladım. Taşma durumunu ve su seviyesini tespit için. Hollanda biliyorsunuz denizden alçakta bir ülke. Hollanda'da da su seviyesi tespiti için çok çekim yaptım şimdiye kadar. Türkiye'de Tübitak için sahil şeridindeki erozyonu analiz için çekimler yaptık. Güney Afrika daha çok maden ocaklarını çektirmek için talepte bulunuyor. Yunanistan, İspanya ve İtalya'nın turistik panoromik fotoğraflarını çektim çok. Hindistan ve Pakistan'a yeni inşaat projelerini çekiyorum."
"Benim için tatil, gezmemektir"
Bir günde en az 5 saat, en çok 12 saat uçtuğunu söyleyen Kara, en büyük sıkıntısının ise devamlı dünyanın dört bir köşesini gezerek para kazanmasından dolayı ailesine yeterince vakit ayıramamak olduğunu söylüyor. "İnsanlar tatilde gezerler ama benim için tatil demek evde pijamayla oturmak ve hiçbir yere gitmemek, gezmemek demek. Zaten göçmen bir kuş gibi sürekli havalardayım" diyen Kara, yaptığı işin bir diğer zorluğununsa fiziksel olduğunu belirtiyor. Çünkü düzgün çekim yapabilmek için pilotun sert dönüşler, hızlı alçalıp yükselmeler yapmak zorunda olduğunu, bunun da G kuvveti denen etkiden dolayı bedenen insanı yorduğunu anlatıyor. Bu sebeple tıpkı bir pilot gibi düzenli olarak sağlık taramasından geçiyor. Uçuş öncesinde yağlı yemekler ve yumurta gibi mideyi yoracak yiyeceklerden kaçınıyor.
Ürün Dirier