* Bitki ressamlığı bugüne kadar adını pek duymadığımız bir meslek dalı. Türkiye'de böyle bir gelenek veya bu alanda eğitim kurumları var mı?
Yurtdışında çok yaygın ve bilinen bir meslek olmasına rağmen Türkiye'de bitki ressamlığı tanınmıyor. Oysa Türkiye'de yaklaşık 10 bin adet bitki türü var ki bu da Avrupa'daki toplam bitki türü sayısının üç katı kadar. Yaklaşık 3 bin de endemik bitki türümüz var, yani bu bitkiler sadece Türkiye'de yetişiyor. Bu tohumlar tehlike altında ve çoğunun türleri tükenmek üzere. Bu bitkiler hakkında kayıtlar var ancak resimli olarak toplandıkları bir çalışma yok ve bu bitkilerin resimlerinin yapılması elbette çok önemli.
Ayrıca sürekli yeni bitki türleri bulunuyor. Bilimsel çalışmalar için yine bu bitkilerin resimlerine ihtiyaç var. Birçok hoca bitkiyi bulduktan sonra resimleri de kendisi yapıyor, ancak sanatsal açıdan eksiklikleri oluyor bu durumda. Bildiğim kadarıyla öğrencilere laboratuarlarda inceledikleri bitkileri çizdiriyorlar ancak bunu nasıl çizeceğinize dair derinlikli bir bilgi vermiyorlar. Öğrenciler tezlerini yazarken, bir bitki üzerine makale çıkarırken zaten bu resimleri yapmak mecburiyetindeler. Eli iyi olan kendisi yapıyor, yatkın olmayanlar başkalarına çizdiriyor. Yani bir bilgi eksiği var.
Yurtdışında ise sadece bu alanda eğitim veren üniversiteler var ve sadece botanikle de sınırlı değil. Hayvanları, iskeletleri, fosilleri çizen ressamlar var. Zaten biyolojik illüstrasyon başlı başına bir meslek dalı. Türkiye'de ise böyle bir bölüm ya da ders yok. Dolayısıyla fen edebiyat fakültelerinde en azından bu konuda bir ek ders konarak olumlu bir başlangıç yapılabilir.
* Bilimsel çalışmalarda bitki resimlerinin bitki fotoğraflarına yeğ tutulmasının sebebi nedir?
Bitki resmi yaparken en önemli unsur bitkinin karakteristik özelliklerini ortaya koymak. Yani resme bakıldığında, evet bu bitki şudur, denebilmesi gerekiyor. Fotoğrafta belli bir ortam içinde bir bitkiyi görüyoruz, resimde ise gördüğümüz tek şey bitkinin kendisi oluyor. Bu da insanı hem etkiliyor, hem de bilgi akışını sağlıyor. Tabii ki teknoloji ilerledi ve çok güzel fotoğraflar çekilebiliyor ama sanatsal olarak da aynı lezzeti yakalayamıyorsunuz. Resimde kimi unsurları alıp büyüterek çiziyoruz, kimi zaman bitkinin kesitini alıp iç kısımlarını gösteriyoruz. Tabii yaptığımız aynı zamanda bir suluboya çalışması olduğu için sanatı da göz ardı edemiyoruz, bu anlamda bilimle sanatın buluştuğu nokta en başarılı sonuçları ortaya koyuyor.
* Bir bitki ressamının bitkilere bakışı nasıldır?
Bitki ressamı elbette bitkilere farklı bir gözle bakıyor. Ben bir botanikçi değilim, dolayısıyla bitki bilgisi üzerine bir temelim yok. Ama bitki resimleri yaptıkça bitkileri de öğrenmeye, baktığım zaman çok daha fazla detay görmeye başladım. Her unsuru birebir çizdiğimiz için yaptığımız iş çok detaylı bir çalışma. Bunu yaparken de bitkiyi incelemeye başlıyorsunuz. Bu detaylar arttıkça bitkiyi görüşünüz de değişiyor. Zaman içinde bitkilerin hangi kısımları önemlidir, neleri öne çıkarmanız gerekir, bunları da öğreniyorsunuz.
* Amaç birebir bir aktarım ise sanatçının üslubu hangi noktada kendini gösterir?
Her bitki ressamının kullandığı teknik ve üslup başkadır. Bitki ressamları bilimsel doğrudan uzaklaşmadan çok güzel sanatsal çalışmalar ortaya koyabiliyorlar. Sonuçta hangi tekniği öğrenirse öğrensin sanatçı bunu kendi bildiği biçimde uygular. Dolayısıyla ortaya çıkan her ürün aynı zamanda kişisel bir ürün olacaktır.
* Bir bitki ressamı ne yapar, nerelerde çalışır?
2007'de İskoçya Edinburgh botanik bahçesinde bir çalışmaya katıldım, pek çok ülkeden ressamlarla tanıştım ve öğrendiklerimin bana büyük katkısı oldu. Daha sonra Şili'nin vahşi doğasında ve yağmur ormanlarında yetişen bitkilerle ilgili bir kitap için buradaki Şili bitkilerini resimlemeye başladık. Her yıl bahar aylarında yürüttüğümüz bu çalışma sonucunda birkaç sene içinde kitabın tamamlanacağını umuyoruz. Diğer yandan Türkiye'nin Soğanlı Bitkileri adlı kitap için resimler yapıyorum. Resimlediğim Bitkileri Tanıyalım adlı çocuklara yönelik bir kitap da 2007 yılında yayımlandı. Şu an üzerinde çalışılan bir başka proje de ekoturizmin önemli alanlarından biri olan Kaçkar bölgesi üzerine. Kaçkar yürüme yollarında görebileceğimiz tüm bitkiler resimlenerek bir harita çıkarılacak. Türkiye florası konusunda da çok kapsamlı bir kitap çalışması yapılması söz konusu. Bu çalışma Türkiye florasını resimli bir kaynak olarak ortaya koymayı hedefliyor. Elbette bu 20, 30 yıl sürecek bir proje ki bu da Türkiye'de bitki ressamlarına duyulan ihtiyacı açıkça ortaya koyuyor. Yani yapılacak çok iş var.
* Ne zamandır bu konuda eğitim veriyorsunuz?
İlk kurslarımızı Kars Biyoçeşitlilik Projesi'ni gerçekleştiren Çağan Şekercioğlu'nun daveti üzerine 2006 yılında gerçekleştirdik. 2009 yılına dek bu kurslara katılan öğrenciler tarafından yapılan resimlerden oluşan Kars'ın Çiçekleri adlı bir de kitap yayımlanacak. 2008 yılından bu yana da Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'nde (NNGB) bitki ressamlığı kursları düzenliyoruz, burada pek çok bitki ve birçok imkân elimizin altında. Bu sayede çok da başarılı ürünler ortaya çıkabiliyor. Botanikçilerimiz var, bitkilerle ilgili bilgilere onlar sayesinde ulaşabiliyoruz. Ayrıca bu sene de ilk defa ileri seviye kursları düzenlemeye başladık. Bir aya yayılan altı tam günlük dersin ardından da kursa katılanların çalışmalarından oluşan bir sergi düzenliyoruz. Benim rüyam Türkiye'deki tüm bitkilerin resimlenmesi, ancak bunu yapabilmek için daha çok bitki ressamının yetişmesine ihtiyaç var, ben de bunun için elimden geleni yapıyorum.
Botanik profesörü Tuna Ekim:
"Bitki resimlerinin sanatçılar tarafından çizilmesi bitkiyi tanımak için önemli kısımlarının istendiği şekilde belirtilmesi bakımından önemlidir. Özellikle Batılı ülkelerde bitki tanıtımı amacıyla hazırlanmış kitaplarda fotoğraftan çok sanatçılar tarafından çizilmiş resimler tercih edilir. Bir fotoğrafta bitkinin yalnızca o anki durumu yansıtılır. Halbuki çizimlerde bitkiyi tanımak açısından önemli parçalarını da belirtebilir, ön safa çıkarabilirsiniz. Hatta belli bitkiler için belli organları bile çizebilirsiniz. Örneğin lahanagiller ve maydanozgillerde yalnız meyve çizimi bir bitki türünü tanımada yeterli olur. Rönesans'tan sonra bitki sistematiği biliminde herbalistler devri denen bir periyot yaşanmış ve bu devrin en belirgin karakteri çok güzel ve artistik bir şekilde çizilmiş bitki resimleri olmuştur. Geçen yüzyılda bu anlayış tekrar canlanmış ve bazı ülkelerde çok güzel bitki resimleri çizen sanatçılar yetişmiştir. Umarım bugün Türkiye'de bu alanda çalışmakta olan ressamlar ve onların yetiştirecekleri yeni sanatçılar da Türkiye florasının resimlendirilmesinde görev alarak geleceğe ölümsüz eserler bırakırlar."