Türkiye genelinde 142 yerel ve bölgesel televizyonla birlikte Gezi Olayları ve 17-25 Aralık Darbe girişimlerine karşı yaptığı ortak yayınlar ile hafızalara kazınan Sinan Burhan'ın bir "Dönem Kitabı" olarak kaleme aldığını belirttiği "Erdoğan AK'lı ve Siyasi Notlar", yazarın uzun yıllardan beri yazmakta olduğu günlük makalelerinden derlenerek ve titizlikle hazırlanmış. Biz de kendisiyle Sabah Gazetesi Başkent eki adına bir röportaj gerçekleştirdik.
Sinan Bey, nedir "Erdoğan Ak'lı ve Siyasi Notlar" kitabınızın öyküsü? "Erdoğan Ak'lı ve Siyasi Notlar" kitabı benim günlük makalelerimden oluşan ve bunlardan derlediğim bir dönem kitabı. 2002'de itibaren Akparti iktidarları döneminde yaşananlar bana "Erdoğan Ak'lı ve Siyasi Notlar" kitabı için bir yol haritası çıkarttı. O yüzden de bu kitabı oluştururken bir dönem kitabı olmasını arzu ettim ve o şekilde çalıştım.
Kitabınızda nelere değindiniz, Nedir "Erdoğan Ak'lı" derken anlatmak istediğiniz? Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı olduğunda ben de İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde öğrenciydim. Ve Sayın Cumhurbaşkanımız Belediye Başkanı Adayı olduğunda sloganı şuydu: Tamam İnşallah... Sanıyorum o slogan beni çok etkiledi. Üniversite yıllarından itibaren Cumhurbaşkanımızın seçim kampanyalarının tamamında afişlerini asarak, propagandalarını yaparak, o dönemki bütün gazete ve televizyonlara rağmen, inanmış ve güvenmiş bir ekiple seçimlerin kazanılması için çok gayret ettik. Sayın Cumhurbaşkanımızla oradaki çalışmalarımızla başlayan hukukumuz doğdu ve o süreç günümüze kadar geldi. Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın benim için en önemli özelliği, her şeyden önce milli, yerli ve samimi bir lider olmasıdır. Erdoğan nihayetinde İstanbul Kasımpaşa'da doğmuş Ahmet Kaptan'ın oğludur. Bizim gibi bu toprakların insanıdır, hormonlu değildir. Bu toprakların organik bir insanıdır. Eğitimde eksikliklerimiz olabilir mi? Olabilir. Kültürde eksikliklerimiz olabilir mi? Olabilir. Ekonomide eksikliklerimiz olabilir mi? Olabilir. Ama bu eksiklikler bir ülkenin ve bir liderin milli yürüyüşünü durdurmamalıdır. Bugün otoyollarıyla, havalimanlarıyla, sağlık sektörüyle ve daha pek çok alanda büyüyen bir Türkiye var. Bugün insanlar tedavi olmak için yurtdışından bizim hastanelerimize geliyorlar. Bugün kişi başı sağlık harcamasında Avrupa'dan ilerideyiz. Bunlar nasıl oldu? Bunlar bir liderin yürüyüşü ile oldu. Erdoğan Ak'lı dediğimiz konu budur. Dolayısıyla da kitapta bu toprakların insanı olan Cumhurbaşkanımızın bugüne kadar başardıklarını ve başarı hikâyesini ortaya koyuyoruz.
Abdülhamit'e yapılan da Erdoğan'a yapılan da aynı... Kitapta makaleleriniz var ama güncel konuları ele almışsınız? Evet, kitapta güncel konulara da değinme gereği duydum. Şu anda, Sayın Cumhurbaşkanımız ülkeyi idare ederken zaman zaman içerden veya dışarıdan eleştiriler oluyor. Ben yeni kurulan partilere ilişkin de buradan cevap olsun diye söylüyorum. Cennetmekân Abdülhamit Han 33 sene Osmanlı'yı idare etti. Abdülhamit Han'a diktatör dediler, Kızıl Sultan dediler, yolsuzlukla suçladırlar. Böyle bir atmosferde, kara propagandayla, Batılılarla da birlikte Abdülhamit'i devirdiler. Üzüntü verici taraf şu Abdülhamit Han'ı eleştirenler arasında Mehmet Akif Ersoy da vardı, Bediüzzaman da vardı... Benim bu insanlara herhangi bir eleştirim söz konusu değil. Bunlar bizim devlet yaşamımızın ve tarihimizin önemli isimleri. Asla saygısızlık yapılmaz ama. Ne oldu? Sonuçta Abdülhamit Han gitti ve Osmanlı dağıldı. İyi niyetli de olsanız eleştirilerinizin sonucunu iyi değerlendirmek zorundasınız. Eleştiriler iyi niyetli de kötü niyetli de olsa sonuçta devletin başındaki insan zayıf düştüğü zaman devlet zayıf düşer. Biz bunu Abdülhamit Han'da gördük. Kitapta dikkat çektiğimiz konulardan biri bu. Mehmet Akif kötü bir insan değildi. İstiklal şairimiz, büyük mütefekkir. Ama hata yapabilir mi? Yapabilir. Ancak bizlerin Mehmet Akif'in düştüğü hataya düşmememiz lazım. Dolayısıyla yeni oluşumlar içerisinde veya AK Parti muhalifleri içerisinde iyi niyetli arkadaşlara sesleniyorum. İyi niyet ile eleştirenler varsa fotoğrafın büyüğüne baksınlar. Zaten kötü niyetlilerle bizim işimiz yok. Benim bu kitapta anlatmak istediğim bu.