SPD’nin Başbakan adayı Peer Steinbrück röportajının ikinci bölümünü bugün yayınlıyoruz. Steinbrück, 22 Eylül’den sonra iktidar olmaları halinde ilk icraatlarından birinin Opsiyon Modeli’ni kaldırıp, çifte vatandaşlık hakkı vermek olacağının sözünü verdi.\n\n
Çifte vatandaşlık konusu?\n\nKesinlikle evet. SPD olarak eylüldeki seçimler için hükümet programımıza özellikle aldık. Opsiyon Modeli’ni en kısa zamanda kaldırıp, çifte vatandaşlığa izin vereceğiz. Biz bunu dünden beri istemiyoruz. Bu konu uzun süredir programımızda ve defalarca federal meclise sunduk. Şimdiye kadar CDU ve CSU duvarına çarptık. Başbakan Merkel, kısa bir süre önce çifte vatandaşlığa karşı olduklarını açıkça tekrarladı. Severek anlattığım 16 yaşındaki bir Türk asıllı gençle yaşadığım bir hatıram var. SPD vatandaş kongresinde tekrar tekrar benimle tartıştı ve onun söyledikleri kalbimde yer etti. Dedi ki: “Burada doğdum, okula gidiyorum, ekonomi lisesine gitmek istiyorum, burada çalışacağım. Benim ailevi köklerime sahip çıkabilmem için neden sorumluluk üstlenmiyorsunuz? Bu genci Nürnberg’deki SPD kongremize götürdüm. Konunun duygusal boyutunu tüm açıklığı ile gösterdi. Opsiyon zorunluluğu mantıksız ve kaldırılması gerekiyor. Bu, hükümetimin ilk icraatlarından biri olacaktır.\n\n
Türk toplumu işsizlik, eğitim ve ayrımcılıktan şikayetçi. Seçimleri kazanırsanız, neler değişecek?\n\nKonu çok açık. Anahtar faktör eğitimdir ve kreşlerde başlar. Şunu kesinlikle söylüyorum. Özelikle erken dil eğitimi çok önemli. İki dillilikten korkmayalım, teşvik edelim. Birçok araştırma gösteriyor ki. Anadilini iyi bilen ikinci bir dili daha kolay öğreniyor. Almanca ve Türkçe öğrenmek bir çelişki değil, bir avantaj. Tabii ki Almanca bilgisi vazgeçilmez. Yoksa toplumda kendinizi ispat edemezsiniz, yeteneklerinizi gösteremezsiniz.\n\n
İş piyasasındaki ayrımcılık?\n\nAnonim iş başvurunun destekçisiyim. Bu imkan değerlendirilmeli. Bir insanın ismi, oturduğu sokak ya da yaşadığı semt nedeniyle iş başvurusunda ayrımcılık yaşadığı veya reddedildiği tecrübesini hâlâ yaşıyoruz. Yabancı meslek ve eğitim diplomalarının tanınması iş piyasasında herkese büyük fırsatlar yaratacaktır.\n\n
Bu, göçmen çocukları için eğitim sisteminde değişiklik yapacağınız anlamına mı geliyor?\n\nEğitim politikası federal hükümetin değil eyaletlerin sorumluluğundadır. Ama federal hükümetin koordinasyonda daha büyük bir rol oynaması gerektiği düşüncesindeyim. SPD seçimleri kazanırsa, eyalet meclisinde ve federal parlamentoda üstünlük avantajı var ve bu kırmızı-yeşil üstünlük eğitimde de fırsatlar yaratacaktır. Birçok eyalet seçimlerini kazandık: Hamburg, Aşağı Saksonya, Schleswig-Holstein, Kuzey Ren Vestfalya. Bu, federal seçimler için arkamızı sağlamlaştırıyor. Ayrıca eğitimi, kültürlerarası eğitim politikası olarak güçlendirmek istiyorum. Yasemin Karakaşoğlu gibi bir uzmanı sadece bu konu için değil ama bu da uzmanlık sahası olduğu için kazandığımıza çok mutluyum.\n\n
Kültürlerarası eğitim politikası ne anlama geliyor?\n\n
Yasemin Karakaşoğlu: Sadece göçmen çocukları için özel tedbirler alıp, sistemi olduğu gibi bırakmak yerine eğitime kültürlerarası bir bakış getirmek gerekiyor. Eğitim sistemi çocukların çeşitliliğinden, farklılıklarından hareket ediyor. Böylece birlikte öğrenerek büyük bir gelişme fırsatı yaratılıyor. Kültürlerarası eğitimde yalnız öğrenmek, sürekli dışarı alınmak değil önemli olan öğretilenlerin değişik çocukların ihtiyaçlarına göre uyarlanmasıdır. Diğer yandan göçmen kökenli olmayan çocukların Almanya’da birçok dil ve kültürle büyüyüp potensiyellerini geliştirmeleridir.\n\n
Eğitime yatırımla neyi kastediyorsunuz? \n\n3 yaşından küçük çocukların bakımından kreşlere, tam günlük okullardan meslek eğitimine, üniversitelerin donanımına kadar eğitime daha çok yatırım yapmamız gerekiyor. Çünkü bu geleceğimize yatırımdır. Çocuk bakım hakkı benim de zamanında dahil olduğum hükümet tarafından formüle edilmiştir. Ama hâlâ yerine getirilmedi. Ağustosun başından itibaren yürürlüğe geçeceği söyleniyor. Ama hükümet bütçeyi mantıksız bakım parasına harcadığı için gerekli kreş kapasitesi eksik.\n\n
Seçimde hangi birlikteliğe daha çok şans tanıyorsunuz? Kırmızı-siyah. Siyah-kırmızı ya da kırmızı-yeşil.\n\nİlgilendiğim tek senaryo bizim kazanmamızdır. Bu kaos hükümetini, kırmızı-yeşil bir koalisyonla değiştirme şansı var. Seçime uzun bir süre var. Çünkü çoğu insan kararını son haftalarda veriyor, bazıları seçimlerden birkaç gün önce. Sandık gününe kadar her oy için savaşacağız.\n\n
Türk kökenli seçmen neden size oy versin?\n\nÇok basit: Çünkü SPD sosyal adaletin partisi. Sosyal adalet için birbirimize saygı göstermemiz gerekir. Nereden geldiğimiz, ne kadar kazandığımız, cildimizin rengi ve inancımızın bir önemi olmamalı. Kim duruşu olan bir politikaya önem veriyorsa o SPD’ye oy vermelidir.\n\n
Orta ve düşük gelirlilerin vergileri artmayacak\n\n
Koalisyon kuracağınızı açıkladığınız Yeşiller ile her konuda aynı görüşte misiniz? Mesela vergi konusunda. Yeşiller vergileri yükseltmek istiyor.\n\nÖncelikle her parti bağımsız olarak seçime giriyor. Herkes oylarını en üst düzeye çıkarmak istiyor. Bunu ben de istiyorum. Koalisyon müzakerelerinde her konu karşılıklı saygı seviyesinde görüşülecektir. SPD’nin vergi düzenlemesinden vatandaşların yüzde 95’i etkilenmeyecektir. Orta ve düşük gelirliler kesinlikle yüksek vergi ödemeyecek. Yıllık 130 bin euroya kadar geliri olan aileler, SPD’nin vergi politikasından kesinlikle olumsuz etkilenmeyecek.\n\n
Bu vergi konusu size oy kaybettirebilir.\n\nSeçim araştırmalarından biliyoruz ki insanlar şöyle diyor: Eğer bu paralar akıllıca, mesela daha iyi eğitim, daha iyi altyapı veya belediyelerin daha iyi donanması için kullanılıyorsa bunun yerinde olduğudur.\n\n
Sol Parti yüzde 5 barajını aşarsa, bir koalisyon söz konusu olabilir mi?\n\nKesinlikle olamaz. Birçok nedenden dolayı. Dış ve güvenlik politikası açısından Almanya sağ- lam görünmez. Her hafta çoğunluk bizde mi, değil mi? diye hükümet yürümez. Sol Parti’ye ateş termometresi tutmaya hiç niyetim yok. Ülkemizin istikrarlı, güvenilir bir hükümete ihtiyacı var. Bu sol ile mümkün.\n\n
FOTOĞRAF: CEMİL ALBAY\n\n
TERCÜME: Candan Six Şaşmaz