SABAH’a konuşan Zschaepe’nin hücre komşusu Renate Wilmers, Zschaepe’nin cezaevinde bir nevi korku imparatorluğu kurduğunu söyledi. Zschaepe’ye gardiyan odasından telefon etme imkanı ve ve NSU başsanığının dışarda çok geniş bir ağa sahip olduğu belirten Wilmers, “Sadece ben onun dışarıya iyi bağlantıları olduğunu düşünmüyorum” dedi. Cezaevinde Zschaepe’nin çok bol para harcadığı gibi, kendisine gelen 6 karton giysi ile cezaevinde krallar gibi yaşadığını belirtti.\n\n
CEZAEVİNDE KRALİÇE GİBİ\n\nNSU başsanığı Beate Zschaepe ile aylarca aynı cezaevinde kalan bir kadın mahkum, katil zanlısının, cezaevinde kraliçe gibi olduğunu söyledi\n\nALMANYA’DA 8’i Türk 10 kişiyi öldüren NSU örgütünün üye ve yardımcılarının yargılandığı davanın başsanıklarından Beate Zschaepe, Münih Stadelheim Cezaevi’nde kendi sistemini kurmuş. Abendzeitung ve SABAH’a özel açıklamalarda bulunan bir kadın mahkum, Zschaepe’nin cezaevinde ilişkiler, iltimas, etkileme ve tehditten oluşan bir sistem kurduğunu anlattı. “Renate Wilmers” olarak konuşan tanık, “Ondan pişmanlık bekleyenler, feci şekilde hayal kırıklığına uğrayacaktır” diye konuştu.\n\n
YAN HÜCREDE KALDI\n\nZSCHAEPE ile duşu, mutfağı ve koridoru paylaşan Wilmers, “Avluda volta atarken hep karşılaştık. Onunla yakın olmak benim için çekilmemz bir durumdu” dedi. 124 numaralı odada Zschaepe’nin, kendisinin de yanında kaldığını anlatan Wilmers, “Sanki savcılığın iddiaları onu hiç ilgilendirmiyor gibi davranıyor. Sustuğu sürece başına bir şey gelmeyeceğine emin gibi. Sınıf gezisindeki kız öğrenci rolünü oynuyor. Hücresi kalp, kartpostal, fotoğraf ve kendi süslemeleriyle dolu” dedi.\n\n
İMZA VERİYORMUŞ\n\nDİĞER mahkumların Zschaepe’den imza aldığını anlatan Wilmers, “Ona, ‘Seni TV’de gördük’ diyorlardı. Arkadaşlarının tamamı at kuyruğu olan Almanlardı. Her gün saat 11.00 biraraya geliyorlardı. NSU’nun senelerce açığa çıkarılamamasının nedeni, masum kızı oynayan Zschaepe’nin rolünü bu kadar iyi oynayabilmesi. Ama ben onun gerçek yüzünü biliyorum. Zschaepe’nin bir arkadaşı bir yabancıyı, ‘Beate senin işini bitireceğine dair bana söz verdi’ diye tehdit etti” dedi.\n\n
“HAKİM DOMUZ”\n\nWİLMERS, NSU davasının hakimi Manfred Götzl’in de Zschaepe tarafından “domuz” olarak tanımlandığını anlatırken, şöyle konuştu: “Zschaepe, ‘İki kişiyi şahit olarak dinlemek istiyorlar. Eğer bunu yaparlarsa ve şahitler konuşursa, onların başı ağrıyacak. Bunu sağlarım’ dedi. Bir gün bir mahkum ona mektup gelmedi diye gülünce ona, ‘Yüzünü unutmayacağım. Bunun hesabı sorulacak’ dedi.\n\n
ELBİSELERİN SIRRI\n\nWİLMERS, aynı zamanda Zschaepe’nin neredeyse her duruşmaya ayrı kıyafetle gelmesinin sırrını da çözdü. Buna göre Zschaepe’ye Köln’den 6 karton dolusu kıyafet gelmiş. Wilmers, “Normalde herkes serbest kıyafetle dolaşabiliyor. Ancak sınırlı miktarda kıyafet veriliyor. Zschaepe’ye bir ayrıcalık tanıdılar. Hücresi küçük olduğu için ayrı bir dolabı bile var” dedi. Bir mahkumun gardiyanların odasından telefon edebilmesi için sosyal çalışandan izin alması gerekiyor. Zschaepe’nin böyle bir sorunu yok.”\n\n
HÜCRESİ ARANMAMIŞ\n\nZSCHAEPE’NİN hücresinin arandığını görmediğini söyleyen Wilmers, “Bırakın aramayı, herkes ona iyi davranıyordu. Hatta bazı gardiyan kadınlar onunla neredeyse dostane bir ilişki kurmuştu. Ona kötü davrandıklarında başlarına bir iş gelebileceğinden korkuyorlardı. Para sorunu yok. Her seferinde 100-200 euroluk alışveriş yapıyor. Saç boyası, kozmetik malzemesi, soda, sigara, çikolata, istediği her şeyi alıyordu. Bir seferinde de tam 21 kutu ton balığı aldı. Sıranın en önündeydi ve arabası hep doluydu” dedi.\n\n
HAPİSHANEDE KRALİÇE\n\nTEHDİTLERİN, dağ gibi mektupların, bol para ve mesafeli gardiyanların kendisi için bir anlamı olduğunu kaydeden Renata Wilmers, “Zschaepe, dışarda büyük bir kesin tarafından destekleniyor ve bunların Zschaepe ile doğrudan bağlantısı var” diye konuştu. Korktuğu için resminin yayınlanmasını istemeyen Wilmers, kimliğinin gizli tutulmasını rica etti. Cezaevi yönetimi sorularımıza ise “hukuki nedenlerden dolayı” cevap veremeyeceklerini belirtti.\n\n \n\n
Rahmi TURAN / MÜNİH