NSU davasının 61. duruşmasına Başsanık Beate Zschaepe’nin annesi tanık olarak çağırıldı. Anne duruşma salonunda yaklaşık üç dakika durdu ve susma hakkını kullandı\n\nSEKİZ Türk, bir Yunan vatandaşı ile bir Alman polisini öldüren NSU terör hücresinin Münih’te devam eden 61. duruşmasında dün başsanık Beate Zschaepe’nin annesi Annerose Zschaepe ve kuzeni Stefan A. dinlendi. Anne Zchaepe de teslim olduğu günden buyana konuşmayan kızı gibi duruşmada susma hakkını kullandı. Duruşma salonunda üç dakika kalan anne Zschape, kanun gereği birinci derece akraba olduğu için susma hakkını kullandı ve 2011’de verdiği ifadesinin okunmasını reddetti. 61 yaşındaki Annerose Zschaepe, kızı ile kısa bakıştı ancak selamlaşmadı.\n\n
“HER ŞEYE KARŞIYDIK”\n\nKUZEN Stefan A. ise duruşmada Beate Zschaepe ile birlikte büyüdüklerini söyledi. Tanık, “Çocukluğu normaldi. Büyükanne ve büyükbabasının yanında büyüdü. İki Almanya’nın birleşmesi döneminde iki Uwe ile tanıştım. O dönemde devlete, yabancılara, solculara, her şeye karşıydık. Mundlos ile anlaşamadık. Onun bir çingeneye pasta fırlattığını biliyorum. Yabancı düşmanı içerikli mektuplar yazardı. Solcuları kızıl domuzlar diye tanımlıyordu. Böhnhardt ile aynı okuldaydık. O silahlara meraklıydı ve pompalı tüfeği vardı” dedi.\n\n
“HER ŞEY NORMALDİ”\n\nDuruşmada önce Zschaepe’nin yeğeni Stefan A. dinlendi. Sekiz seneden bu yana İspanya’nın Mallorca adasında yaşayan Stefan A., “Birlikte büyüdük. Beate’yi ninesi büyüttü” dedi. Kendisinin de gençliğinde aşırı sağ grupta yer aldığını belirten tanık, “O dönemde her şeye karşıydık. Devlete, yabancılara, solculara, her şeye” diye konuştu.\n\nMahkeme başkanı Manfred Götzl’in, “Annesi, ninesi nasıldı?” sorusuna tanık, “Beate ninesinin yanındaydı. Böhnhardt ile birlikte olduktan sonra annesi ile yani teyzemle tartıştı. Onu biliyorum. Neden tartıştıklarını ise bilmiyorum” diye cevap verdi.\n\n
“BİRLİKTE BÜYÜDÜK”\n\nTanık, “Birlikte büyüdük. Tüm aile bireyleriyle bizim bahçede birlikte oynadık, toplandık, geceledik. Çocukluğu normaldi. Her şey benim için de normaldi. Kayda değer bir şey yoktu. Normal ilkokula gitti. Bahçecilik okumaya başlamıştı. Bitirip bitirmediğini bilmiyorum. Büyükannesi ve dedesi hep onunla ilgilendi. Büyüyünce fazla uğramamaya başladı. 14 yaşından sonra sanırım” şeklinde ifade verdi.\n\n
“YEDİK, İÇTİK, KAVGA ETTİK”\n\nHakim Götzl’in tanığın aşırı sağla bağlantısını bilmek için sorduğu soruya yine, “Doğrudan o insanlarla birlikte değildim, ama bağlantım vardı. Bunlarla müzik dinlerdik, eğlendik, yedik, içtik. Kavga ettik. İki Almanya’nın birleşmesi döneminde Böhnhardt ve Mundlos’u tanıdım. O dönem hepimiz küçüktük. 22-23 yaşındaydık. Mundlos ile anlaşamadık. Bana ‘asosyal’ dedi. Farklı şekilde yaşıyorduk. Ben daha çok parti yapıp eğleniyordum. Onunla anlaşamadık. Ben daha çok eğlence, kaygısız yaşıyordum. Siyasi görüşüm sağ, aşırı sağ olarak tanımlanabilir. Devlete, yabancılara, solculara, herkese karşıydık. Gösterilere ve toplantılarına gittim. Sonra alkol içmemeye başladım” diye yanıt verdi.\n\n
“POMPALI TÜFEĞİ VARDI”\n\nStefan A. ifadesinde “Uwe’ler ve Beate genellikle birlikteydi. Bu konuda fazla konuşmadık. Bu işlerin içine girmeye başladı. Mundlos’un bir çingeneye pasta fırlattığını biliyorum. Böhnhardt ise silahlara eğilimliydi. Pompalı tüfeği vardı. Benim için bu bir oyuncaktı. Benim de vardı. Başka bir şey hatırlamıyorum. Mundlos yabancı düşmanı içerikli mektuplar yazıyordu. Rudolf Hess anma törenlerine katılıyordu. Solcuları kızıl domuzlar diye tanımlıyordu. Üçlü gençlik kulüplerinde diğerleriyle buluşuyordu. Sonra aşırı sağcılardan arkadaşları oldu. Daha seyrek gelmeye başladılar. Sonra hiç gelmemeye başladılar. Uwe Böhnhardt ile aynı okuldaydık. Meslek hazırlık okuluna Neo-Nazi kıyafetleriyle gittiğimiz için hemen tanışıp kaynaştık” diye konuştu.\n\n
ERKEKLER KONTROL ALTINDA\n\nKuzeni Beate Zschaepe hakkında da “Kendine güvenen bir insandı. Hiç bir lafın altında kalmazdı. Önce Uwe Mundlos’la beraberdi. Sonra Böhnhardt ile. Erkekler hep kontrolü altındaydı. Çok arkadaşı vardı. Neşeli biriydi. Şarap içiyordu. Kibardı ve çok konuşurdu” şeklinde konuştu. Kendisi hakkında da “Ben iyi bir insanım” dedikten sonra salonda oluşan gülüşmeler bitince, “8 seneden bu yana Mallorca’da’yım. Seneler önce aşırı sağ düşünceyi bıraktım” dedi.\n\n
HERKES ARKADAŞTI\n\nJena’da zamanında hemen herkesin birbirini tanıdığını söyleyen tanık, “Jena arkadaşlık grubunu tanıyorum. Thüringen Yurt Savunması’nı da biliyorum. Ralf Wohlleben, Andre K. de oradaydı. Holger G.’yi de tanıyorum. Sonra taşındı gitti. Herkes birbiriyle arkadaştı. Tanışıyorduk. Arkadaştık ama sıkı değil. Politik çalışmalar yaptık. Parti, eğlence yaptık. Bazen de kavga çıkardık. Gösterilere gittik” diye ifadesine devam etti.\n\n
ANNE ZSCHAEPE KONUŞMADI\n\nDuruşmanın öğleden sonraki bölümünde başsanık Zschaepe’nin annesi Annerose Zschaepe dinlendi. Duruşmada avukatı ile gelen anne, kızıyla kısa bakıştı. Selamlaşmayan ikili dışarıya karşı en ufak duygu yansıtmadı. 61 yaşındaki anne Hakim Götzl’in ceza davası kanununa göre akraba olarak “anne olarak konuşmak zorunda değilsiniz” demesi üzerine bu hakkı kullanacağını belirtti. 15.11.2011 tarihinde verdiği ifadenin de mahkemede okunmasını reddetti. Mahkeme salonunda 3 dakikaya yakın kalan anne, üç kez de “hayır” dedi ve gitti.\n\n
KUZEN “NSU’YU MEDYADAN ÖĞRENDİM”\n\nDaha sonra kuzen Stefan A.’nın dinlenmesine devam edildi. “NSU’yu medyadan öğrendim” diyen kuzen, “Hemen hepimiz aşırı sağcıydık. Ralf Wohlleben ile bir işimiz olmadı” dedi. “Beate’nin babası hakkında aile içinde konuşulmazdı. Başka kardeşi var mı bilmiyorum. Beate’nin 21-22 yaşlarında kadın hastalığından ameliyat olduğunu biliyorum. Bazen günde 1-2 şişe şarap içerdi” diyen kuzen, “Beate dedesini de çok seviyordu. Ona bağlıydı. Son dönemde anne ve kızı arasında bağlantı kalmamıştı” diye ifadesini tamamladı.\n\n \n\n
RAHMİ TURAN / MÜNİH