Almanya’da 8’i Türk 10 kişiyi öldüren Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör hücresi cinayetleri hakkında bilgi toplamak amacıyla kurulan Antifaşist Basın Arşivi ve Eğitim Merkezi’nin (apabiz) ‘NSU Watch’ adlı birimi ile Rosa Luxemburg Vakfı, Münih’te NSU paneli düzenledi. Panelin konuşmacıları ABD’li, İsveçli ve Londralı üç uzman, önce NSU davasını izledi. Panele katılan ABD’li Yeni Toplum Merkezi (CNC) temsilcisi Aaron Flanagan, Alman resmi kurumlarının tutumunun kendisini hayrete düşürdüğünü söyledi.\n\n
BİRLİKTE ÇALIŞILMALI\n\nCinayet ve eylemlerdeki ırkçı karakterin, sorgulamayı yürüten Alman emniyet güçleri tarafından görülmemesine şaşırdığını ifade eden ABD’li uzman, 1980 ve 1990’larda Amerika’da Neo-Nazilerce oluşturulan “ırk savaşı” ve “lidersiz direniş” görüşünün Avrupa’da alıcı bulduğunu öne sürdü. Flanagan sivil toplum kuruluşlarına, göçmen kurumlarıyla ırkçılara karşı daha fazla ve yoğun ortak çalışma önerdi.\n\n
“İZLENİRSE ÖNÜNE GEÇİLİR”\n\nPanele İsveç’ten katılan Uppsala Üniversitesi Ögretim Üyesi Mats Deland da, Laserman takma adlı Neo-Nazi John Ausonius’un 1992’ye kadar 11 cinayete teşebbüs ettiğini, İsveç polisinin Alman meslektaslarının aksine olaydaki yabancı düşmanlığı motifini araştırarak olası olayların önüne geçtiğini anlattı. Neo-Nazilerin bağımsız antifasist araştırma gruplarınca izlenmesini öneren Deland, böylelikle ırkçı eylemlerin ve cinayetlerin önüne geçilebileceğini iddia etti.\n\n
“SÜREKLİ GÖZLEMLEMELİ”\n\nLondra’daki Irk İlişkileri Enstitüsü’nden Liz Fekete ise NSU cinayetlerinde ortaya çıkan kurumsallasmış ırkçılığa dikkati çekerek, iki Ingiliz polis skandalından örnek verdi. Uluslararası bağımsız bir komisyon kurularak cinayetlerin araştırılmasının kurban aileleri daha mutlu edeceğini söyleyen Fekete, ırkçılıgın görülmez kalmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti. Fekete, NSU cinayetlerinin ortaya çıkmasından sonra belirginleşen ırkçı çevrelerin ve ilişkilerin de bağımsız bir komisyon tarafından sürekli gözlemlenmesini teklif etti.\n\n \n\n
Rahmi TURAN / MÜNİH