NSU davasında sanıklar bir bir konuşmaya başladı. Cinayet silahını temin ettiği ve örgütte aktif rol aldığı iddia edilen sanık, terör üçlüsüne sadece arkadaşları olduğu için yardım ettiğini söyledi. \r\n\r\n \r\n\r\n \r\n\r\nSEKİZİ Türk, 10 kişiyi öldüren NSU terör örgütü davasında başsanık Beate Zschaepe’den sonra davanın en önemli sanığı Ralf Wohlleben de dünkü duruşmada ifade verdi. İfadesini yazılı olarak hazırlayıp duruşmada okuyan Wohlleben, terör üçlüsü Zschaepe, Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos’un kaçmalarına sadece yardımcı olduğunu dile getirdi. “Üçlünün kaçmalarına eski arkadaşlarım olduğu için yardım ettim. Arabamı verdim. Keşke etmeseydim. Böyle olacağını bilseydim yardım etmezdim. Yeraltında yaşamalarını organize ettiğim doğru değil” dedi.\r\n\r\n
“SİLAHI BEN TEMİN ETMEDİM”\r\n\r\nSEKİZ cinayette kullanılan silahı temin etmekle suçlanan Wohlleben, “Silah temin etmemi Carsten S.’den önce Böhnhardt benden istedi. Silahın Alman markası olmasını söyledi. Sebebini sorunca ‘Geri dönmem intihar ederim’ dedi. Takip edildiğim ve Böhnhardt’ın intihar etmesini istemediğim için bu teklifi istemedim. Silahtan da anlamam. Durum böyle olunca görev Carsten S.’ye verildi. Silahın parasını da Brandt’ın verdiğini sanıyorum” diye ifade verdi.\r\n\r\n \r\n\r\n
‘DEVLETİN BULAMAMASI ANLAŞILIR DEĞİL’\r\n\r\nWOHLLEBEN, okuduğu ifadesinde aşırı sağcıların bu kadar takip edilmesine rağmen terör üçlüsünün bulunamamasının anlaşılır olmadığını ifade etti. Wohlleben, ifadesinin başında sadece hatırladığı olayları anlatacağını söyleyen sanık, iki Almanya’nın birleşmesinden sonra herkesin bir siyasi tarafa ait olması gerektiğini düşündüğünü dile getirdi. 1992’de tesadüfen aşırı sağcı parti NPD’nin afisini taşıdığını sonra ise partide aktif olduğunu aktardı.\r\n\r\nWohlleben kendisini NPD’ye üye olmaya Tino Brandt’ın teşvik ettiğini belirtti ve “Onun sayesinde her türlü bilgi ve malzemeyi alıyordum” dedi. “Atalarımızla bağımızı korumalıyız, tarihimizin her dönemine bağlıyız” da diye ifade veren Wohlleben, 90’lı yıllarda yabancılara değil Alman siyasetine karşı olduğunu da aktardı. Wohlleben, “1997’de çifte vatandaşlığa karşıydık. Bunu CDU’da savunuyordu” şeklinde ifade verdi.\r\n\r\n \r\n\r\n
İFADESİ GÜLÜNÇ \r\n\r\nNSU davasında sanık Wohlleben’in ifadesini değerlendiren müdahil avukatlardan Adnan Menderes Erdal, ifadeyi gülünç olarak yorumladı. Erdal, “Çaresiz kaldığı için bu açıklamayı yaptı. İfadesi hiç inandırıcı değildi. Davadan çıkacak kararı kesinleşmiş olarak görüyorlar. Bu nedenle ifade vermek istedi” dedi. Davayı takip eden uzmanlar ise, Zschaepe ve Wohlleben’in ifadelerinde Thüringen Anayasayı Koruma Teşkilatı muhbiri olan Tino Brandt’a yüklenmesinin devletin bu işi bildiğini ima etmesi olarak yorumladı. Şuanda çocuklara cinsel tacizde bulunmak ve çocuk yaştakileri fuhuşa zorlamak suçundan hapis yatan Brandt, Thüringen Yurt Savunması adlı aşırı sağ örgütlenmeyi kurmuştu.\r\n\r\n
HEPSİ ESPRİLİYMİŞ!\r\n\r\nÖte yandan Wohlleben ifadesinde Uwe Böhnhardt’ın 1992 yılında tanıdığını, kara mizahı seven ve parasını askeri malzemelere yatıran biri olarak bildiğini söyledi. Mundlos’u ne zaman tanıdığını hatırlamayan Wohlleben, ‘Esprili ve yardımseverdi’ dedi. Zschaepe için ise, “Kendisi ile uzun ve iyi konuşulur. Esprili, açık üslubu ile çok sempatiktir. Carsten S.’yi 1997’de tanımış olmalıyız. Sevimli, arkadaş canlısı birisi ve onunla iyi zaman geçiriyordum” dedi. Wohlleben inandırıcı bulunmayan ifadesinde şiddete karşı olduğunu da söylerken, “Bana saldırılar olunca bile şiddete karşı açıklamalarım olmuştur. Üçlüye her zaman polise teslim olun ya da yurtdışına kaçın diye tavsiyede bulundum” diye ifade verdi. Wohlleben bugünkü duruşmada özel hayatı ile ilgili avukatlardan gelecek soruları yanıtlayacak, diğer sorulara ise yeni yıldaki duruşmalarda cevap verecek.\r\n\r\n \r\n\r\n
MİKDAT KARAALİOĞLU / MÜNİH\r\n\r\n