Fetullahçı çete kime ne iftira attıysa aynısını kendileri yaptı.
"Yolsuzlukla mücadele ediyoruz" dediler. Asıl yolsuzluğu dini siyasete alet edip insanlardan topladıkları himmetleri iç ederek kendileri yaptılar...
Ayakkabı kutusundan, bavul dolusu paralardan bahsettiler. Yurtdışına kaçarken geride ayakkabı kutularında dolarlar, bavul bavul paralar bıraktılar...
Darbe tehdidini engelliyoruz diyerek insanları kandırdılar ama darbeye 15 Temmuz'da kendileri kalkıştılar.
Ama kitleleri zaaflarından tutup yönetme ve aldatma taktiğini sadece FETÖ kullanmıyor.
Örneğin dün kendini solcu olarak tanımlayan gazetelerden birinin manşetinde Türkiye'nin üretmeye başladığı İHA'lara operasyon çekiliyordu.
PKK'ya, IŞİD'e göz açtırmayan İHA'lar çok pahalıya mal oluyormuş! Üstelik bu yerli silahları üreten de Cumhurbaşkanı'nın kızı ile evliymiş.
İşi savaş karşıtlığına bağlayacağım ama olmuyor.
Zira jean giymeyi, yabancı sigara içmeyi bile emperyalistlere destek olarak yorumlayan bu sol gelenek, Türkiye İsrail malı Heron'lara tonla para dökerken gıkını bile çıkartmıyordu.
Ama ne hikmetse, yıllarca bu halkın gençlerini "antiemperyalistiz" diye kandıran, Nâzım'ın "Kapansın el kapıları" dediği şiirleri okuyanlar "memleketleri" yerli savunma sanayisindehamle yapınca hop oturup hop kalkıyorlar.
Ya daha önce yıllarca Türkiye'ye ateş pahasına Heron satan İsrailli firmanın "küçük bir ricasını" yerini getirdiler...
Ya da kendileri yerli İHA üretmeye başladılar, rakiplerine bulaşıyorlar. Şaka bir yana sanki Türkiye'de şu an kullandığımız teknolojide ve maliyette
İHA üreten onlarca firma var da, TSK Bayraktar'ı tercih ediyor.
Evet, olan bitenin hepimiz farkındayız. Terör örgütleriyle etkin mücadele edildikçe maskeler bir bir düşüyor.
Ve ne yazık ki yıllardır solu işgal edenlerin de tıpkı FETÖ ya da üniversite örgütlenmesine şaka gibi "yurtsever gençlik" adını koyan
PKK gibi aslında ne söylüyorlarsa tam tersiolduklarını üzülerek görüyoruz.
***
Son iftira itirafı ve susamurları
Avrupa ülkelerinde kafesteki maymun gibi gezdirilip ülkesini kötüleyen bir susamuru var biliyorsunuz.
Ülkesinin IŞİD'e yardım ettiği masalını pazarladıktan, her nasılsa haber aldığı 15 Temmuz darbe girişiminden birkaç gün önce yurtdışına kaçmıştı.
Ta, kuruluşunda Atatürk'ün katkıları olan Cumhuriyet gazetesinin başına getirilen bu zata yurtdışındaki sirklerde rastlayan olursa lütfen iletsin kendisine.
CIA, susamuru ve arkadaşlarının yalan haberlerinin yarattığı meşruiyetle Türkiye'yi resmen IŞİD'den petrol almakla suçlayabilmişti.
Ne var ki dün, bizzat ABD Dışişleri Bakanı John Kerry "yanıldıklarını" itiraf edip Türkiye'den özür diledi.
İletin falan dedim ama lütfen dikkat edin.
Zira "ifade özgürlüğü yok", "gazetecilik yapamıyordum kaçtım" diye yurtdışındaki toplantılarda ağlayan bu zat ve çevresindeki yancıları çok sinirliler.
Geçtiğimiz günlerde dövdükleri Türk gibi, en ufak bir eleştiriyi bile şiddetle karşılıyorlar.
Hayatları yalan.