Maassen ve Seiler, Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi için ortaklaşa bir makale kaleme aldı.
Makalede, Fransa, Belçika ve Almanya'da terör örgütlerinin düzenlediği saldırıların özgürlük ve güvenlik konularıyla ilgili siyasi ve toplumsal tartışmaları gündeme getirdiği hatırlatıldı.
Daha fazla güvenliğin daha az özgürlük anlamına geleceği gibi bir kanının oluştuğu vurgulanan yazıda, bunun doğru olmadığı, güvenliğin, özgürlüğün karşısında yer almadığı, tam tersine güvenliğin özgürlüğün sağlanması için bir araç olduğu ifade edildi.
Mevcut güvenlik durumu nedeniyle sınırların iç ve dış güvenlik çerçevesinde kontrolünün zorlaştığı belirtilen yazıda, "Uluslararası krizler artık izole biçimde sadece bölgelerde yaşanmıyor, tam tersine bağımsız ülkelere de etki ediyor.
Ayrıca modern bilişim teknikleri, aşırılıkçı gelişmeleri ulusal ve küresel anlamda güçlendirmeye yardım ediyor. Bu teknikler az bir maddi kaynak karşılığında içerik ve mesajın hızlı yayılmasını sağlıyor" ifadesine yer verildi.
KÜÇÜK ÖRGÜTLERİ KAZANMAYA ÇALIŞIYOR
Alman ve İsviçreli istihbarat şefleri, makalede DEAŞ ile ilgili, "Günümüzde dünya genelinde destekçi ve daha küçük terör örgütlerini kazanmaya çalışan DEAŞ, değişik kültürdeki insanlara artan oranda seslenmeye gayret gösteriyor" değerlendirmesinde bulundu. Son dönemde DEAŞ'ın hakimiyet alanını genişletemediğini fakat bu durumun tehlikenin geçtiği anlamına gelmeyeceğini vurgulayan Maassen ve Seiler, DEAŞ'ın 'halkı kutuplaştırmak için toplumlar arasına şiddet sarmalını bir kama gibi soktuğunu' ifade etti.
GİDENLERİN ÜÇTE BİRİ ALMANYA'YA GERİ DÖNDÜ
Maassen ve Seiler, ortak makalede şunları kaydetti: "İnternet, propaganda ve dezenformasyonun hedeflendiği bir eylem alanına dönüştü. Elimizdeki verilere göre sadece Almanya'dan 2013 yılından beri Suriye ve Irak'a 880'den fazla kişi gitti. İsviçre'den gidenlerin sayısı ise 60.
Almanya'ya geri gelenlerin sayısı yaklaşık üçte bir oranında olurken bu sayı İsviçre için 14. Dönenlerin çoğu işleyen saatli bomba gibi."
Yazıda, hiçbir ülkenin uluslararası ağı bulunan küresel terörizmi tek başına yenemeyeceği ve bunun siber saldırı ile dezenformasyon kampanyaları için de geçerli olduğu vurgulandı, ayrıca bunun Almanya'da 2017 yılında düzenlenecek genel seçimler için de tehlike oluşturabileceği belirtildi.