DOKTOR Fikret Mani (68) de Almanya'ya 1971 yılında gelen ve bu ülkede üniversite eğitimi alarak 30 yıldır ev hekimliği yapan bir isim. Onun hikayesi dört yasındayken babasını kaybetmesi sonrası İstanbul'da daha bes yasındayken kahvehanelerde haşlanmış patates satarak basladı.
BULAŞIK YIKADI, GAZETE SATTI
ALTI kardeşi ile su ve elektriği olmayan gecekonduda yasam sürerken sokak lambasının altında ders çalısan Mani, "21 yasında Almanya'ya geldim. Türklerin kaldığı yurtlarda gazete sattım, bulaşıkçılık yaptım. Okumaktan vazgeçmeyip tıp öğrenimi gördüm. Yılmadım, basardım" dedi.
HASTALARIN FİKRET ABİSİ
DOKTOR Mani, "Türklerin sadece hastalıklarıyla değil, sosyal sorunlarıyla da ilgilendim. Hastalarım beni bir baba, abi ve amca gibi görüyor. Bu beni mutlu ediyor. Almanya'ya geldiğim sırada çalışıp okurken annem vefat etti. Ona yardım edememek içimde ukde kaldı" diye konuştu.
ALMANYA 70'LERDE ÇOK DAHA İYİYDİ
ŞİİR ve resime meraklı, çok koyu bir Beşiktaş taraftarı olan Dr. Fikret Mani, "1962 yılından beri resim yapıyor, 1964'ten yılından şiirler yazıyorum. Bu çalışmalarımı 'Hayatımın İçinden' adlı kitabımda topladım" şeklinde hayatından kesitler anlattı ve 1970'lı yıllarda Alman toplumunun daha samimi olduğunu vurguladı. Dr. Mani, "O zamanlar daha güzeldi. Samimiyet ve misafirperverlik vardı. 1980 yıllarından sonra çok şey değişti. Alman medyasının kışkırtıcı yayınları sonrası toplumda Türkler karşıtı söylemler ön plana çıktı. Irkçılık arttı" dedi.
İbrahim TAŞ / KÖLN