Çin ile 36'ncısı yapılan İnsan Hakları Diyaloğu toplantısında Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki "siyasi eğitim merkezleri"nin endişe kaynağı olduğunu vurguladı.
AB - Çin İnsan Hakları Diyaloğu'nun 36. turu Pekin'de yapıldı.
Toplantıya ilişkin AB'nin resmi internet sitesinden yapılan açıklamaya göre, iki günlük programda, Çin'deki insan hakları, iş hayatı, engelli ve kadın haklarına ilişkin konular tartışılırken, AB'deki son gelişmelere ilişkin değişimler, özellikle göçmenlerin ve sığınmacıların haklarının korunmasında göç konularına ve temel hakların korunmasına odaklanıldı.
AB heyeti, insan hakları savunucuları, dini inançları nedeniyle zulüm gören kişiler ve ifade özgürlüğü veya temel insan haklarına aykırı şekilde hapsedilen Tibetliler ve Uygurluların serbest bırakılmasını istedi.
Heyet, Çin'in ekonomik ve sosyal haklar konusundaki ilerlemesini tam olarak tanırken, insan haklarının evrenselliğe, bölünmezliğine, insan haklarına bağlılık, siyasi ve sivil haklara eşit ağırlık verme ihtiyacına dikkati çekti. Heyet, Çin'in Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'ni imzalamasının üzerinden yirmi yıl geçmesine rağmen hala onaylamadığını hatırlattı.
AB heyeti ayrıca, gözaltına alınan kişilerin seçtikleri bir avukat tarafından temsil edilmelerine izin verilmesi, aile üyeleriyle görüşmesi, gerektiğinde uygun tıbbi yardıma ulaşması, işkence ve kötü muameleye ilişkin iddiaların derhal soruşturulmasına izin verilmesi beklentisini de dile getirdi.
Çin'deki bireysel ve siyasi hakların kötüleşen durumunu ve bunun yanı sıra insan hakları savunucularının önemli bir kısmının tutukluluk ve mahkumiyetini vurgulayan AB heyeti, bu çerçevede, bireysel davaları gündeme getirdi. Heyet, isimlerine tek tek yer verdiği insan hakları savunucuları, dini inançları nedeniyle zulüm gören kişiler ve ifade özgürlüğü veya temel insan haklarına aykırı şekilde hapsedilen Tibetli aktivistler ve Uygurların serbest bırakılmasını istedi.
Çin makamları da yoksulluğun azaltılması, istihdam yaratılması ve sosyal güvenlik ağına yapılan reformlar gibi bir dizi alanda olumlu sonuçlar ortaya koydu.
"Siyasi eğitim merkezleri endişe kaynağı"
Toplantıda din ve inanç özgürlüğünün teşvik edilmesi ve özellikle Tibetliler ve Uygurlar olmak üzere azınlıklara mensup kişilerin hakları da ele alındı. Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki "siyasi eğitim merkezleri" adlı sistemin endişe kaynağı olduğu vurgulandı.
Programda masaya yatırılan diğer konular arasında, ölüm cezası ve keyfi gözaltı, ifade ve dernek kurma özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar ve Çin'in Yabancı Sivil Toplum Örgütü Faaliyet Yönetimi Yasası'nın uygulanmasını da içeren cezai yargı sistemindeki sistematik problemler yer aldı.